sanat bir'leştirir..

“Bireyler olarak aramızdaki engelleri yıkarsak insani anlayışımızı aşan şeylerle bağlantı kurmaya açık hale gelebiliriz. Bu seçtiğiniz Tanrı'yla ya da atalarınızla bağlantı kurmak, çocuğunuzun doğumu, doğada zaman geçirmek, özellikle duygularınızı etkileyen bir sanat formunda kaybolmak biçimini alabilir. Bu, büyük ölçekte bir birlik deneyimidir; en küçük anlarda bile tadı çıkartılabilir ve takdir edilebilir; tanımlara sığmayan ve hassas bir hayranlık duygusuna ilham verir.”*

Şahane ifadeler öyle değil mi? İlk okuduğumdan beri beni çok etkileyen ve hep kafamın bir köşesine not ettiğim cümlelerin burada da kalmasını istedim. Öyle ki bu fotoğrafa her baktığımda olduğu gibi, onun karelendiği ânı ilk gördüğümde aklıma Downton Abbey dizisi gelmişti. O dizinin en çok estetik güzelliğini, her detayına işlemiş zarafeti sevmiştim. Adeta bir tabloyu izler gibi her sahnesini izlerdim. [E tabii bir Ay Terazi olduğumu ve Ay Terazilerin sanattan, güzelliğin her yansımasından zevk aldığını öğrendiğimden beri daha çok ‘demek bundan’ demişliğim arttı, o ayrı :))

Sonra aklıma bu kadar estetik bir kare ve diziyi düşünmüşken estetik üzerine olan yüksek lisans tezim geldi. Araştırmasını yaparken beni en çok etkileyen bilgilerden biri, estetik kavramını, günümüzdeki anlamıyla ilk kez kullanan kişinin bir Alman! filozof (Alexander Gottlieb Baumgarten – 1750’de) olduğu geldi. 

Diğer bilgi ise Maslow’un meşhur İhtiyaçlar Piramidi’ne, sonradan yine kendisinin, basamakları bir tık öteleyip, iki tane daha eklemesi ve altıncı basamağa ‘estetik ihtiyaçları’** yerleştirerek, insanın en temel ihtiyaçlarından biri olduğunu ortaya koyması oldu. 

İşte tam bu noktada da, ilk olarak, dün karşıma Jung’un şu ifadeleri çıktı: 

“Bilincin kozmik anlamını o anda apaçık kavradım. 'Doğanın yarım bıraktığını sanat tamamlar’ der simyacılar. Ben, yani bir insan, gizli bir yaratıcılıkla, dünyaya nesnel bir varoluş katarak, kusursuz damgasını vurmuştum. Böyle bir davranışı ancak Yaradan yapabilir denir... İnsan, yaradılışın tamamlanabilmesi için gerekli(dir), çünkü insanın kendisi ikinci bir yaratıcı(dır) ve dünyaya nesnel varlığını kazandıran o(dur). Nesnel varoluşu ve anlamı yaratan insandı(r) ve insan varoluşun yüce sürecinde vazgeçilmez yerini almıştı(r).”

Tabii yetmedi :) ve bu sabah da önce Judith‘in (tüm bunları hatırlamama vesile olan ‘dur’ma ânıma gönderme yaparcasına;

“Hareket ederken kaldırdığın tozlar seni amacından uzaklaştırıyor. Yavaşlamak, seni amacına daha hızlı götürür. Dinlenmek seni çözüme yaklaştırır. Aramayı bırak. Kendine bir çay koy. Nefes al ve sadece dur.”

şeklindeki nokta atışı öğüdü düştü. Hemen akabinde de, ona eşlik eden, Bob Dylan’ın "Sanatın amacı zamanı durdurmaktır." sözü kucakladı.

Ve gerçekten şöyle bir durup düşünürken, işte tam o yavaşladığım ân, bu yazının en başında alıntıladığım paragrafı hatırlamış oldum. 

Ki, 166 yıl sonra tekrar ‘bir’araya geldiğini ve ‘birlik’ anlayışını simgelediğini de bugün öğrendiğim, Jüpiter ve Neptün’ün ‘bir’leşmesi’ne çok güzel bir atıf olduğunu düşündüğüm için paylaşmadan edemedim.

* Nicole LePera #KendiniİyileştirmeİşiNasılYapılır ? s. 281.

** İnsan ihtiyaçlarını ilk kez bilimsel olarak ele alıp inceleyen ve güdüleme (motivasyon) konusundaki gelişmelere ışık tutan Abraham Maslow’un insanların niçin belirli zamanlarda belirli ihtiyaçların etkisi altında hareket ettiklerinin sebebini araştırması sonucunda geliştirdiği kuram ve ona bağlı ihtiyaçlar hiyerarşisi piramididir. Maslow, ihtiyaçlar piramidi çerçevesinde her insanın bir şekilde gereksinimlerini doyurmaya çalıştığını belirtmektedir. Bu kapsamda alt basamak tatmin olmadan bir üst basamağa geçilemeyeceği genel bir kuram olmakla beraber özel durumlarda kişi bu sırayı bozabilmektedir. 

Genel olarak simetri, düzen, denge, form şeklinde sıralanabilen ve güzel ile iyiyi arama arzularını kapsayan estetik ihtiyaçlar, ilki 1943 - 1954 yılları arasında geliştirilen ve beş̧ ihtiyacı kapsayan temel Maslow piramidinin 1970’lerdeki adaptasyonunda yer almıştır. Bu şekilde modelini tasfiye etmesi sonucu Maslow beşinci sıradaki bilişsel ihtiyaçların ardından, altıncı sırada estetik ihtiyaçları, onu takiben yedinci sırada kendini gerçekleştirme ihtiyacını ve en son basamakta ise aşkın/zirve deneyimleri tanımlamıştır. Piramitte birinci ve dördüncü basamak arasındaki ihtiyaçlar, eksiklik veya kusur ihtiyaçları (deficiency needs) adını alırken; beşinci basamak ve yukarısı, nispeten nadir bulunan gelişmiş ihtiyaçlar (growth needs) adını almaktadır. 

Kaynakça:

Judith M. Liberman #BirMasalİyiGelir s. 139.

#Jung #DörtArketip s. 13 (ekitap).

Comments

Popular Posts