The Matrix Resurrections..

Her ne kadar sinemada izlemeyi çok dilemiş olsam da henüz sinemaya (pandemi sonrası) gitmeye adım atamadığım için ekrandan izlemek durumunda kaldım. Şükür ki ilk kez HBO Max üzerinden doğru düzgün ve kaliteli bir şekilde seyrettim. Ancak izlemeden önce fikirlerine güvendiğim birkaç kişinin izlenimi bağlamında çok büyük bir beklenti taşımadığımı belirtmeliyim. Hoş zaten onların çok da pozitif olmayan görüşlerini duymamış olsam da, o kadar yıl sonra ilkindeki şaşırtıcılıkta bir film izleyeceğimi düşünmedim açıkçası. Gelin görün ki belki biraz tüyo vermiş olacağım ancak ne yazık ki umduğu bulamadığımı itiraf etmeliyim. 

Çünkü ilk yapılan filmi; bambaşka bir gerçekliği bize ilk kez tanıtan bir bilinç ortaya koyma edimi olarak hep gördüm ve değerlendirdim. Kaldı ki sonrasında ona dair okuduklarım ile özellikle geçtiğimiz iki sene içinde hiç bilmediğim âlemlere (bknz. Annunakiler) dalışım sonrasında edindiklerim perspektifinden yeniden izlediğimde, düşündüğümden de öte bir durumu ortaya koyan bir yapım olduğunu bir kez daha anladım. Dolayısıyla onu aşabilmenin ancak o gerçekliğe dair bir üst bilgiyi bize verebilecek bir yapım olması gerektiği kanaatindeyim. O da bu yeni filmde yer almadığı için, serinin son yapımını o kadar büyük bir heyecanla ve şaşırma hâliyle izleyemedim. 

Ancak tabii ki siz de, Matrix’in o derinliklerinden vakti zamanında etkilenmiş biri iseniz izleyeceksinizdir, zaten izleyin de. Yok bugüne kadar hiç o dünyaya adım atmadıysanız da en başından başlamanız gerektiğini söylememe gerek bile yok sanırım. Ne diyelim başka yapılara kısmet olsun, yeni gerçeklikleri öğrenmek :-)

Meraklısına: ‘Hexagonal vent’ ifadesinin, sonsuzluk işaretinden saç modelinin kutsal geometriye göz kırpışı pek hoştu bu arada ;)

Comments