Piyano Akortçusu / Chiang-Sheng Kuo..

[ENG in below]

  • @kentkabilesi online bibliyoterapi atölyesi Nisan 2025 kitabı.
  • Hayatımda okuduğum en orijinal, derinlikli ve ‘sembolik’ kitaplardan biri oldu.
  • Yaşamı, insan olmayı, duyguları ve bunlara dair nice detayı; piyano, akort, melodiler, titreşim üzerinden anlatması bir harikaydı. 
  • Dolayısıyla bence sadece tam bir bibliyoterapi kitabı değil, aynı zamanda muhteşem estetik nitelikteki edebi tasvirlerle dolu harika bir eser.
  • Açıkçası çok etkilendim. Çünkü vermek istediği detayları öyle yaratıcı bir üslupla ve kurgu ile bize sünüyor ki çok sevdim.
  • Bir kere yine 120 sayfalık boyutuna bakmamanız gerektiği. Çünkü kendisini anlamlandırmanız adına öyle güzel okuyucusunu durduruyor ve ifade ettikleri üzerinde düşünmesini sağlıyor ki, hızlı ilerleyemiyorsunuz.
  • Zaten hızlı da ilerlemeyin derim. Demlene demlene, sindire sindire okuyun. 
  • Zira her dönüp bir cümle üzerinde düşünüldüğünde farklı bir katmanı açılıyor. 
  • Hem çok spiritüel, hem çok felsefi, hem de psikolojik derinliği olan bir kitap olarak değerlendirdim açıkçası. 
  • Tüm bunları da harmanlaması, hele ki müzik ve notalar üzerinden, müthişti. 
  • Tabii ki birinin Spotify‘da yaptığı listeyi buraya eklemeden edemedim. Çünkü ancak bitirmeye yakınım bulabildim ve geç kaldığım için hayıflandım. Siz, kendi melodileri ile büyüsüne kapılarak okuyun isterim:

https://open.spotify.com/playlist/63y3nqpuzs9cZ2VBPiF14z?si=nJs7XpgaRUSfA8FlHEOlyg&pi=_mG9JOInTTGFx

  • Peki tabii  kitaptan çokça atıfta bulunan belgeselin de linkini buraya bırakıyorum: 
https://youtu.be/ZNmb7It0G7c?si=XcnkD-MYGv8jJ4Mk

Meraklısına:
Muhteşem toplantı notlarından seçme:
  • Yüzeyde yas ve aşk temalarını işlerken; temelde kimlik ve aidiyet sorgulaması üzerine odaklanıyor
  • Sessizlik, içe bakış: tema.
  • Kimlik çözülmesi = sessizleşme, varlığın silikleşmesi 
  • Bunun sebebi ise temelde kahramanın babası. 
  • Zira baba ~> varoluşsal imgenin tamamlanması için bakılan yer.  
  • İç ile ilişkimizi anne belirlerken; dışla ilişkimizi baba figürü belirliyor. 
  • Kitapta varoluşsal bir sorun olarak eşcinsel ilişki de yer alıyor. 
  • Akort = cinsellik ve arzunun doğasını anlatan bir metafor. 
  • Queer edebiyatının örneklerinden bir eser.  
  • Bir şekilde düzeni sürdürme çabası görülüyor.    
  • Kimliksizleşme ve eşcinsellik el ele yürüyor. 
  • Piyanist olsa sesini bulacakken; olamadığı için bir anlamda sesini de bulamadığını görüyoruz. 
  • Öyle ki kendimizi tanıdıkça daha iyi bir sanatçıya dönüşürüz. 
  • Genelev metaforu = baskın, norm dışı arzunun metaforu. 
  • Queer varoluşta görünmeyi -> reddetme de yer alıyor. 
  • Üretmemesi sebebi, hayatında kimsenin olmaması bu bağlamda.
  • Kitapta bir muğlaklık söz konusu cinsel kimlik açısından da. ~> Bu kahramanın kimliğini hiç dışa vuramamasından kaynaklı. 
  • Queer kuramında sabit yönelimi yani ya kadınlarla ya erkeklerle birlikte olma eğilimini bir sorgulatma söz konusu ki bunu kitapta da görüyoruz. 
  • Bozulmuş akorlar = bozulmuş iç dünya 
  • Eşcinsellikte kendini sabote etmede var. 
  • Kişi, düzen kurmaya çalışıyor ancak görünmez olmaya da. 
  • Piyano satışı işi = kahramanların ikisinin de yaş sürme süreçleri bağlamındaki bir destek sembolü olarak yer alıyor. 
  • Akortçuluk işi = düzenin devamını sembolize ediyor. 
  • Bireysel bir melankoli ve toplumsal bir durum da var. 
  • Heteroseksüel düzende de bozuklu gönderme = Emily’nin kocasına aldatması 
  • Kahramanımız bir anlamda aşkını, genelev Mahallesi’ndeki piyanoya hapsetti. 
  • Akortçunun mesleği = enerjinin yer değiştirmesi (Freudyen açıdan değerlendirildiğinde) 
  • Yer değiştirme; kahramanımız özne değil artık, nesneye hizmet ediyor. 
  • Bastırılmış bir suçluluk duygusunun yansıması da var. 
  • Üretemediğimiz, yaratamadığımız enerjiyi başkasının faydasına da kullanıyoruz bazen (toplumun faydasına) —> layık değilim diyerek başka bir enerjiye dönüştürme durumu söz konusu.
  • Kendini değersiz görüyor ve yeniden ayağa kalkamıyor. 
  • Akortçuluk işi = içsel yapısını düzenleme çabası (ancak yapamıyor) 
  • Kahramanımız yaş tutmayı reddediyor ama zamanı da durduruyor. 
  • Yas tutma reddedildiğinde bazen bilinç dışı tutuyor oluyor o yası. 
  • Mekanlar = gölge arketipi ile bağlantılı (Jung) 
  • New York – kar =>hem bir arınma hem bir saflık sembolü (bilinç ve bilinç dışı arası gidip gelme) 
  • Melankolik, Narsistik bir kişilik yapısı var kahramanımızın. 
  • Çocukken değersiz hissetmek -> melankolizme yol açabiliyor. 
  • Hayranlık = bastırılmış yetersizlik, yüce bir şeye yönelme. 
  • Kendini değersizleştirme -> hınç almaya gidebiliyor. 
  • Kişinin zamanla ilişkisi döngüsel ki bu da bir noktada regresive bir savunma mekanizması.
  • Karakter ilerleyemiyor, zamanda donmuş. 
  • Ki zamanın lineer olmaması durumu sanatçıların çoğunda olan bir durum (zaten lineer olsun istemiyorlar). Oysa toplumla entegrasyon da Lineer olması durumu önemli. 
  • Karakterimiz, kahraman olmayı başaramamış bir birey = Tayvan’a dönmüyor. 
  • Döngüselde yaşamaya devam ediyor. 
  • Oysa ki diğer erkek karakter yas sürecini tamamlıyor ve bir şekilde eski ailesiyle bağlantı kurma adına Amerika’da kalmayı tercih ediyor. O sebepledir ki yolları da zaten tam o noktada ayrılıyor.


İki uyumlu nota mükemmel bir vuruş oranının titreşimini üretir.

Ruhlar tamah ettikleri kulakları aldıklarında onları nihayetinde etkileyen neydi?

Durgun bir göle atılan bir çakıl taşından gelen moleküler titreşimlere mi benzer bir şeydi yalnızca? Yoksa evrende her zaman var olan bir frekans, fiziksel bir beden olmadan da tecrübe edilebilecek bir şey miydi?

Başarılı bir performans, hassas bir akort ve ahenkli bir tını gerektirir. Aynı şekilde, büyüleyici bir hikâye, ölçülü olmayı bilen, ilgisiz, önemsiz ayrıntıları kesip atabilen ve doğru odak ve akıcılığı bulabilen, ancak abartmaktan kaçınan veya hikâyeye kendi ilan ettiği mutlu bir son vermek için kasıtlı girişimlerden kaçınan bir anlatıcıya ihtiyaç duyar.

Müzik, zamanın geçişini duymamızı ve gölgelerimizi duymamızı sağlar.

Ben yalnızca üstün bir müzik aletine sahip olduğumu biliyordum ama o güne kadar kimse bana müziğin piyanoda değil, gölgemde olduğunu söylememişti.

Ayrıca herkesin bir rezonans formülüyle doğduğunu, bazılarının bu formülü bir müzik aletinde, bazılarının ise şarkı söylemekte arayacağını söyledi. En şanslı olanlar, bu uçsuz bucaksız dünyada geçmişleri, bugünleri ve gelecekleriyle rezonansı uyandırabilecek bir titreşim bulabilirlermiş.

Bu aşk denen bir şey veya güven olabilir. Piyano çalan birini dinlediğimizde duyduğumuz, müzikten çok, her zaman o anda var olan ve asla tekrar edilmeyen notaların geçişidir

Tüm bu yıllar boyunca, beyaz tuşlar sonsuza dek parmak uçlarımın ulaşamayacağı yerde dururken ben yalnızlık çeken siyah tuş olmaya alışmıştım.

Hiçbir zaman arkadaşa ihtiyaç duymadım, bu yüzden ihanetin insanlar arasındaki rezonanstaki kaçınılmaz gürültü olup olmadığını söylemek benim için imkânsız.

Öylesine alışverişe çıkmış biri, ilk bakışta bunun ne tür bir yer olduğunu anlayamazdı. Duvarlar, yukarıdan aşağıya, cam cepheli ahşap çekmecelerle doluydu; her çekmece, uzun ve ince olarak, açılan notalara uygun boyutlarda özel yapılmıştı. Her müzik notası, çekmecesinde sessizce beklemekteydi.

Bir tapınaktaki kutsal metin deposu veya uzun bir geçmişe sahip tıbbi bir laboratuvar gibiydi. Küçük bölmelerde depolanan şey, notalar değil, sanki ünlü bestecilerin DNA'sıydı. Her bir sayfa insan elleri tarafından oraya konuyor ve alınıyordu. Sığ çekmecelerden biri çıkarıldığında, basılı müzik notalarına özgü kâğıt hamurunu olduğu kadar ahşap dokuyu da görebilir ve koklayabilirdiniz.

Bir piyano tuşuna basıldığında akustik sinirimiz, sesin rengi olarak da tanımlayabileceğimiz tınının üç bölümünü duyar.

Tını tamamen öznel bir tercihtir, tıpkı kişinin belli tipteki insanları sevmeye doğal olarak yatkın olması gibi. Bunun önceden belirlenmiş bir şey mi yoksa beyin hücrelerimizin işleyişi mi olduğunu açıklayamayız, ancak genellikle bunun bir tür içgüdü olduğuna inanma eğilimindeyizdir.

Zengin bir tını, güneş ışını gibi parlak mı yoksa mırıldanan su gibi lirik şiirsel midir?

Bir müzisyenin talep ettiği tınıyı nasıl anlarız? Eğer canlı ve doğru kelimelerle tanımlanamazsa o ses rengi var olmayabilir de. Bu, benzer kelime anlayışına sahip iki kişinin üstesinden gelebileceği bir zorluktur. 

Zaman içinde vuruşların tekrarlanması nedeniyle tınının değişeceğini söylemeye gerek yok, ancak çoğu insan, ilk görüşte aşka benzeyen bir hazla ilk duyduğuna bağlı kalmayı tercih eder.

- Bir kar tanesi gökten düşmeden önce kar olacağını bilir miydi?

- Kar tanesi bir yağmur damlası ya da dolu olabileceğini hiç düşünmüş müdür? Yoksa karla karışık yağmura ya da gökkuşağının zeminine dönüşmeyi mi düşlemiştir?

- Bir gün yeri selamlamak için kanatlarını açtığında bir kar tanesine dönüştüğünü anlayana kadar.

- İlahi söyleyen keşişlerin gırtlağından çıkan titreşimler gibi havada asılı duran hafif, alçak notalar duyduğumu sandım.

***


[in ENG]

The Piano Tuner / Chiang-Sheng Kuo..

  • @kentkabilesi online bibliotherapy workshop – April 2025 book.
  • It was one of the most original, profound, and symbolic books I’ve ever read.
  • The way it portrayed life, the human experience, emotions, and all their intricate details through piano, tuning, melodies, and vibrations was simply brilliant.
  • So, in my opinion, it’s not only a complete bibliotherapy book, but also a wonderful work filled with literary descriptions of exquisite aesthetic quality.
  • Honestly, I was deeply moved. The way it conveys its details through such a creative style and narrative structure really captivated me.
  • First of all, don’t let its 120-page length fool you. The book beautifully slows the reader down, prompting reflection on what is being expressed, so you can’t move through it quickly.
  • And I’d say—don’t try to rush it anyway. Let it steep. Digest it slowly and mindfully.
  • Every time you return to a sentence and reflect, a new layer unfolds.
  • I found it to be deeply spiritual, philosophical, and psychologically rich.
  • Its ability to blend all of that—especially through the language of music and notes—was simply amazing.
  • Of course, I couldn’t resist sharing the Spotify playlist someone made for the book. I only discovered it near the end and regret not finding it sooner. I hope you’ll read it while being swept away by its melodies:

https://open.spotify.com/playlist/63y3nqpuzs9cZ2VBPiF14z?si=nJs7XpgaRUSfA8FlHEOlyg&pi=_mG9JOInTTGFx

  • And of course, here’s the link to the documentary that’s frequently referenced in the book:

https://youtu.be/ZNmb7It0G7c?si=XcnkD-MYGv8jJ4Mk


Comments

Popular Posts