Benim Adım Feridun..

Aslında genel anlamda Çağan Irmak filmlerini severim, beğenirim; tarzını yakın bulurum, bizden ve samimi bulurum. Son seyrettiğim ve memnun etmeyen bir iki filmi dışında genel kanım budur. Feridun için yorum ise bu iki uç arasında kaldı! Öyle ki, ilk yarıda bayağı bir eğlendim, çok doğal ve eğlenceli geldi. Hoş ben zaten bir Halil hayranı olarak kafadan yıldız vererek başlamıştım filme ;) Ne yalak söyleyim bu sefer, hadi Çağan’ın son filmine bakayım diye değil, Halil’ciğimi, onun ekrandaki harikalığını özlediği, hadi filmini izleyim diye :) geçtim ekranın karşısına. Oh doya doya da izledim canımcımı :)
Filme dönersem yeniden; ikinci yarıdan itibaren ise ne yazık ki aradığımı, daha doğrusu umduğumu bulamadım. Bi kere ilk kadın karakter resmen öylece bırakılmış, aslında o anlatılmayan bir önceki bi öykünün kahramanıymış ve onu izleyememişiz gibi geldi! İkinci kadın karakterimiz ise çok sıradan kalmış, düz olmuş, manasız olmuş ve en kötüsü de Büşra Pekin hiç olmamış, hiç uymamış, hiç oynayamamış gibi geldi :( Oysa ki yine düz bir karakter olmasına rağmen, özellikle birebir sahnelerinde, oyuncu olmamasına rağmen Halil resmen döktürmüş. Zaten o da o kadar iyi olmasa, elde tutulacak bir şey kalmayacak gibi geldi.
Bir de belki yakın gelen ailesel karakterler, ilişkiler olduğu içindir ancak halen bir yerlerde bizim gibi insanların olduğunu görmek çok iyi geldi, mutlu etti. Hatta inanamadım. Nedense bi buralarda, minik cam küremde, numunelik öyle kişiler kaldığını düşünüyordum. Bir öyküye, bir filme konu olacak kadar var olduklarını görmek içimi sevindirdi.
Sonuç olarak, çok fazla beklentiye girmeden, keyifli bir film gecesi için seyrederseniz, kahkahalı dakikalar yaşayacağınızı rahatlıkla söyleyebilirim. Onun dışında, sanırım bir öyküden uyarlanmış bir senaryo olması nedeniyle, sonda söylenen notların söylenmesi için yazılmış bir iskelete sahipmiş hissini alabilirsiniz, onu da diyim.

Comments