Yalın Tutku / Annie Ernaux..

Seneler kitabından sonra hem sayfa sayısı, hem de tek bir konu etrafında odaklanması nedeniyle tabii ki çok kolay okunan bir kitap oldu benim için. Seneler’deki alt metinlerde hissedilen, o yazarın sert ve açık üslubu nedeniyle ve konusu itibari ile bu kitabın çok daha cüretkar nitelikte olacağını düşünüyordum. Ancak aynı Seneler’deki minvalde buldum. İyi de oldu çünkü yine böyle bir konuya dair yazılmış olması açısından, okuma deneyimi anlamında, kendi adıma böylesinin daha iyi olduğu kanaatindeyim.

Kitap ismi itibari ile her ne kadar bir kadının bir erkeğe (ki bu kadın, yazarımızın kendisi büyük ihtimal) duyduğu tutkuyu merkeze almış. Dolayısıyla gerek hissiyatı, gerekse gündelik hayatına bu tutkunun yansımaları şeklinde yaşadıkları bize aktarılıyor. Ancak gelin görün ki şahsım adına çok keyif alarak okuduğum, heyecan duyduğum bir kitap olmadı. Muhtemelen Seneler üzerinden yazara dair edindiğim genel intiba paralelinde bu böyle. Çünkü şu an için benim tarzım bir yazar olmadığı kanaatindeyim. Bu kitap da o fikri henüz değiştirmedi. Arada tabii ki güzel betimlemeler, tamlamalar söz konusu ki, onları da aşağıda alıntılıyorum ancak genel olarak çok etkilendiğim bir eser olmadığını belirtmek durumundayım. 

Diğer taraftan kitabın genel itibari ile aktarımlarının (Fransız kültürü ve toplumu ile Türk toplumu ve kültürü arasındaki benzerlikler veya farklılıklar açısından) düşündürttüklerini Seneler için uzun uzun yazmıştım. Zira bu kitapta da aynı fikre sahip olduğumuz not düşmek isterim. Ve aynı şekilde kitapta yazıyla aktarılan fotoğraflar olgusu konusuna dair fikrim de yine Seneler kitabi ile aynı.

Sonuç itibari ile siz de hazır yazar taze taze Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış iken; bizim Muga Book Club’ımız gibi, eserleri üzerinden birebir gitmek isterseniz tabii ki bunu da okumanız iyi olur. Zaten önceki post’umda yazdığım gibi top topu şu an için dört tane piyasada kitabı var yazarın. Ancak aksi halde pas da geçebilirsiniz :)

Meraklısına: Kitabın sonlarına doğru, bahsi geçen erkek karakterin Rus olduğuna dair imada bulunuluyor. Ancak kesin olarak nereli olduğunu ifade eder bir cümleye yer vermemiş yazar. Zira Rus intibasına rağmen, şahsen onun bir Türk olduğunu düşünmüştüm. Rus olduğu da zaten çok da net/belirgin olmadığından, hâlen de o karakterin nedense bir Türk olduğunu düşünüyorum :-) Siz ne dersiniz?

Meraklısına 2: Allah’tan bu kitapta dipnotlar, (az olmasından ziyade) sayfa altlarına yerleştirilmişti çok şükür. ‘Bu kız burada ne demek istiyor?’ derseniz, Seneler kitabına dair yazıma bakmanızda fayda var. Yok zaten eğer hâlihazırda Seneler’i okuduysanız, ne dediğimi çok rahat anlayabilmiş olacağınızı düşünüyorum :-).

  • Söylemediği, hiçbir zaman yazmayacağı kelimelere yanıt veriyordum. [s. 39]
  • Bu süre zarfında tüm düşüncelerim, tüm eylemlerim öncekilerin bir tekrarıydı. Şimdiyi, yeniden mutluluğa açık bir geçmiş olmaya zorlamak istiyordum. [s. 40]

Comments