Zehirli Masallar / Arzu Özev..
Yaz başında bir anda çok tatlı bir sürpriz sayesinde Be Water kafede yazarın imza gününe katılma şansımız oldu. Bu vesileyle de hem kendisi hem de ilgili i kitabı ile tanışmış olduk. Çok keyifli ve bilgilendirici sohbetinin eşliğinde kitabından parçaları da bize aktardı buluşmasında. Böylece de sadece sohbetinde aktardıklarının değil kitabında yer verdiklerinin de kendi yaşamından parçalar olduğunu gördük. Anlattıklarının ve şimdi kitabını bitirmiş bir okuru olarak aktardıklarının, benim de son 4-5 senedir kendi çapımda okumalar yaparak ve eğitimlere katılarak ruhsal, zihinsel ve fiziksel dönüşümüme eşlik eden bilgilerle rezone ettiğini görmek sevindiriciydi. Bu nedenle ve özellikle aynı toprakları paylaştığımız birinin kişisel yaşam öyküsünün bir örnek olay olarak sunulmuş hâlini okumak keyifliydi. Hatta bu örnek olayın otobiyografik olarak ve hatta bir günlük okuyormuşuz edasıyla yazılmış stilinin onu çok daha akıcı ve anlaşılır kıldığını söylemeliyim.
Sanırım en öz ifadesiyle şu şekilde özetlemem mümkün: eğer siz de yoganın, nefes pratiklerinin ve doğal döngülerimizle beslenmenin dönüştürücü etkisine inananlan, bir şekilde hayatında uygulayangillerden iseniz ilginizi çekecek bir yaşam öyküsü okuyacağınızı söyleyebilirim.
- Güçsüzsem, güçsüz görünmeyi de bilmenin; gerektiği zaman savunmasız kalabilmenin de aslında bir erdem olduğunu, yogayı içselleştirmeye başladıkça apaçık görmeye başlıyorum. [s. 183]
- İnsan zaman zaman kendinden bile çalabiliyormuş. Şikâyet ederek, gerekli gereksiz üzülerek, ufak tefek şeyleri kafaya takarak kendi yaşam enerjisinden çalıyormuş. Annem, küçüklüğümden beri benim kimseye zarar vermediğimi, hep kendimi hırpaladığımı söylerdi. Benim hırsızlığım, sevgi hırsızlığı. Herkes beni sevsin diye, kendi isteklerimi yer yer hiçe sayarak, iyi bir kadın olmanın bana öğretilen formülüyle kendimi sürekli feda ederek, istemediğim şeyleri aslında gönüllü olarak yapıyormuş gibi görünerek kendi cebimden çalıyorum. [s. 185]
- İçime yersiz korkular salarak ve baskı yoluyla bana bir şeyleri yasaklamaya çok meraklı bir mekanizma keşfediyorum. [s. 197]
- Yoganın en zor kısmı hareketler ve Sanskritçe isimleri değil; bu duygu dağlarını aşmak, dünya gibi bir kaosun içinde, tıpkı Nilüfer çiçeğinin bataklıkta açabildiği gibi çiçek açmak. [s. 208]
Comments
Post a Comment