Karanlığın Sol Eli / Ursula K. Le Guin..
MugaMag kitap kulübümüzde Ekim ayı için kitabımız Karanlığın Sol Eli oldu ve kendi adıma yazarın okuduğum ilk kitabı oldu. Yazarı ve birçok kitabını tabii ki çokça duymuştum, en çok da (halen) Mülksüzler’ini okumayı çok istiyorum. Ancak ne yazık ki bu güne değin bir şekilde oku fırsatım olmamıştı. O yüzden de Muga Mag vesilesiyle Karanlığın Sol Eli’ni elime almak çok iyi oldu.
Ancak sanırım kendi adıma ilk kitabı olarak çok da iyi bir seçim olmadı. Aslında kurgu kitapları, bilimkurguyu da; özellikle de her detayıyla düşünülmüş, kendine has dünyasında dilini bile yaratmış o kurgu âlemleri okumayı (izlemeyi) çok severim. Ki tabii ki yazar da o müthiş yaratıcılık yeteneği ile her şeyiyle düşünülmüş bambaşka bir evren yaratmış. Takvim bile yaratmış. Evrilmiş! Yaşamlar, teknoloji, mevsimler, coğrafya.. hangi birine şaşıracağımı bilemedim. Bu açıdan büyük bir hayranlık duydum. Ve lütfen hayranlara beni affetsin, ki dediğim gibi böyle hayali evrenler içerisinde gezinmeye bayılırım, ancak bu kitap bana hitap etmedi. Belki okuduğum dönem nedeni ile olabilir ve fakat bir türlü içerisine girmeyi ve kaptırıp gitmeyi başaramadım. Dolayısıyla o kaptırabilme ümidimi de bir noktadan sonra kaybedince bitsin diye okudum ama itiraf etmeliyim.
Ancak tabii ki böylesi bir yazara tek bir kitabıyla şans vermemem. İlk tecrübem kendi adıma hayal kırıklığı olsa da başka kitaplarında mutlaka büyük keyif alacağımı düşünüyorum. Sadece bir süre sonra :) Sevenlerine öpücüklerimle..
Meraklısına: Benim ne yazık ki kitabı bitirdikten sonra sevgili Ege vesilesiyle haberim oldu, esere dair, hem de yazarın çizdiği bir ‘dünya’ haritası olduğundan. Bilseydim çıktısı alıp onun eşliğinde okurdum. Zira o kısımları, bu eksiklik nedeniyle, tam oturtamadıydım. O yüzden şuracığa ekliyorum, sizin aklınızda olsun, okumak istediğinizde diye :)
- Apollo, ışığın, aklın, orantının, uyumun ve sayıların tanrısı olan Apollo, tapınırken kendine çok yaklaşanları kör eder. Güneşe çıplak gözle bakmayın. Her fırsat bulduğunuzda karanlık bir bara gidip Dionysos'la beraber kafaları çekin. [s. 12]
- Berrak, nazik, aydınlık gözleriyle bana baktığında on üç bin yıllık bir gelenekten bakıyordu; öylesine eski, öylesine köklü, bir insana vahşi bir hayvanın özbilinçsizliğini, yetkesini, tamlığını verecek denli bütünsel ve tutarlı bir düşünce ve hayat tarzı bakıyordu size, ebedi şimdisi içinden gözlerini size dikmiş muhteşem, garip bir yaratık gibi bakıyordu... "Bilinmeyen" dedi Faxe'nin ormanda çınlayan yumuşak sesi, "önceden görülmeyen, kanıtlanmayan, hayat bunlar üzerine kuruludur. [s. 69]
- "Ateş ile korku iyi birer uşak, kötü birer efendidir." Korkuyu kendisine hizmet ettiriyor. [s. 192]
Comments
Post a Comment