Niyet Defteri / Meltem Güner..
Adını ve methini ilk duyduğum günden beri bir türlü alıp da okuyamadığım kitaplardan biriydi Niyet Defteri ve nitekim, şu an bitirmiş biri olarak, sanırım az sayıda kitap için dediğim bir şeyi onun için söyleyeceğim ki ‘keşke ilk çıktığı gün alıp okusaymışım!’. Çünkü o kadar çok ifadesel şeyi yanlış kullanıyormuşum ve dilekte bulunmayı bilmiyormuşum ki pek hayıflandım önceden okumamış ve bir şekilde hayatıma geçirmeye başlamamış olduğuma. O yüzden siz de kendinizi benzer frekanslarda hissediyorsanız hemen alıp okumaya başlayın diye salık vereyim bir kere en başta ;)
Diğer yandan da, zaten Meltem hanımı instagram’dan takip ediyorsanız, dilini, tarzını biliyor, niyetle neyi kastettiğini anlıyorsunuzdur. Bu bağlamda da kitabın çok güzel bir başucu kitabı niteliğinde yazılmış olduğunu söylemem lazım. Her ne kadar çoğu niyeti ve bilgi-not sayfasının hemen fotoğrafını çekip telefonuma kaydetsem ve, her daim hemen açıp bakabilmek için elimin altında hazır tutma yoluna gitsem de kitabı masamdan kaldırmayı düşünmüyorum ;) Öyle ki açıp açıp bakmalık, hatırlamak bir nitelikte oldukça sade, anlaşılır, laf kalabalığı yapmadan yazılmış bir kitap. Ayrıca çok öz, net ve yeterli şekilde kavramların alt yapılarına, nereden geldiklerine vb yer vermesi de çok yerinde ve değerliydi benim adıma.
Kitabın verdiklerini, gündelik yaşamımda uygulamaya niyet ediyorum diyerek sizleri raflara yönlendireyim ;)
Meraklısına 1: Bu arada Şubat '18 başından beri, instagram hesabımın hikayeler kısmından her gün bir tane; kitaptaki günlük niyetlerden paylaştığımı da not düşmek isterim. #jaleninniyetalemi etiketinden de takip edebilirsiniz.
Meraklısına 2: Her ne kadar aşağıda altını çizdiğim ifadelerden birkaçını alıntılasam da halihazırda, zaman zaman özellikle hikaye kısmında instagram’ın, çokça kitaptan sayfaları paylaştığımı da son bir not olarak düşeyim ;)
Diğer yandan da, zaten Meltem hanımı instagram’dan takip ediyorsanız, dilini, tarzını biliyor, niyetle neyi kastettiğini anlıyorsunuzdur. Bu bağlamda da kitabın çok güzel bir başucu kitabı niteliğinde yazılmış olduğunu söylemem lazım. Her ne kadar çoğu niyeti ve bilgi-not sayfasının hemen fotoğrafını çekip telefonuma kaydetsem ve, her daim hemen açıp bakabilmek için elimin altında hazır tutma yoluna gitsem de kitabı masamdan kaldırmayı düşünmüyorum ;) Öyle ki açıp açıp bakmalık, hatırlamak bir nitelikte oldukça sade, anlaşılır, laf kalabalığı yapmadan yazılmış bir kitap. Ayrıca çok öz, net ve yeterli şekilde kavramların alt yapılarına, nereden geldiklerine vb yer vermesi de çok yerinde ve değerliydi benim adıma.
Kitabın verdiklerini, gündelik yaşamımda uygulamaya niyet ediyorum diyerek sizleri raflara yönlendireyim ;)
Meraklısına 1: Bu arada Şubat '18 başından beri, instagram hesabımın hikayeler kısmından her gün bir tane; kitaptaki günlük niyetlerden paylaştığımı da not düşmek isterim. #jaleninniyetalemi etiketinden de takip edebilirsiniz.
Meraklısına 2: Her ne kadar aşağıda altını çizdiğim ifadelerden birkaçını alıntılasam da halihazırda, zaman zaman özellikle hikaye kısmında instagram’ın, çokça kitaptan sayfaları paylaştığımı da son bir not olarak düşeyim ;)
- Doğru yolda olduğumuz ve yoldan çıkacağımız endişesi taşıyorsak hayatın gidişatına yeterince teslim olamıyoruz demektir. Oysa kalbinin niyetinden emin olanlar doğru yolu bulacaklarını bilirler. Doğru yoldan çıkma korkusu bizi bir şeyi isteme hâlinden uzaklaştırarak, istemediklerimizi söylemeye yöneltir. [s. 30]
- Hayatta bizi mutlu ve huzurlu kılan en önemli unsur, kendimiz olabilmemizdir. Yani tekâmül etmemizdir. İnsanın kendine özgü olması onu güçlü kılar. [s. 66]
- Ne dediğinin – neyi yaşama potansiyeli taşıdığının – bugüne kadar yaşadıklarından neler öğrendiğinin .... farkında olman çok önemli. [s. 69]
- Kabul ettikçe bırakmak… bıraktıkça yenilenmek… yenilendikçe yaşamın cömertliğiyle buluşmak… kolaylaşır. [s. 70]
- Sınırlarını çizemediğin bir hayat, senin savrulmana ve en önemlisi kendini kurban hissetmene sebep olur. [s. 79]
- Kararlarının sonuçlarını bir deneyim olarak değerlendiren geçmişiyle barışıktır. [s. 85]
- Hayatımızda sorun olarak tanımladığımız olaylar, kızdığımız figürler, tekrarlayan kazaların sebebi bu dengenin yitiminden kaynaklanır. Biz zayıf tarafımızı görmezden gelip kaçtıkça önümüze çıkan tüm seçenekler bu taraflarımızı geliştirmemize yardıma gelirler. [s. 88]
- Düşünmek, hatırlamak veya bahsetmek bize kendimizi kötü hissettiriyorsa, bilmeliyiz ki kabul etmediğimiz bu olay tekrar edecektir. Bundan özgürleşebilmenin yolu el sıkışıp alışverişi tamamlamaktır. [s. 89]
- Kabul etmediğimiz bir durumu dönüştüremeyiz. [s. 104]
- Endişede kontrol etme isteği çok yoğundur. Zihin vardır, plan, hesap, direnç vardır. Endişenin yarattığı gerginlik ise içten içe hiçbir şeyi kontrol edemeyeceğimizi bilmemize rağmen kabul edemememizdir. Bu nedenle mide ağrılarına ve kalp çarpıntılarına neden olur. [s. 107]
- Hayatımızın neresinde kendimizi yoğun, kalabalık, ağırlaşmış hissediyorsak o alanda sadeleşme çalışmasına ihtiyacımız var demektir. [s. 113]
- En güzel seyir hâli sevmek, gülümsemek ve hoşgörülü olmaktır. Sevenin yaydığı enerjiye o titreşimi yayanlar koşar gelir, biz gülümsüyorsak hayat bizimle gülümser. [s. 130]
- İçine sinmeyen ne varsa yapmak zorunda hissettiğin o zorunluluk, aslında zorluğu çağıran tarafındır fark et. O hâli terk et, özgürleş. [s. 169]
- Unutamadığımız deneyimlerin bize kattığı en önemli değer; ne istemediğimizi bulmamızdır. [s. 176]
- Geçmişte bir anından bahsederken sesin titriyor, gözlerin doluyorsa bil ki orada yaşananların etkisi halihazırda seni ve gelecek planlarını yönetiyor. [s. 178]
- Değişimin ortaya çıkması için dengenin gücüne ihtiyaç vardır. Dengede olmamızı kolaylaştıracak olan ise bir konuda aşırı istekli veya isteksiz olmayı bırakmamızdır. [s. 184]
- Olayın içinde kendimizi kurban olarak gördüğümüzde bizi kurban edenler elbette olacaktır. [s. 187]
- Tavizlerinin, feda edişlerinin, kendinle olan akdini geçiştirip başkasının hayatında oyalandığın zaman, akıp giderken hayat amacın da senden uzağa gidiyor. [s. 188]
- Sana değer vermesini istediğin birileri gelip senden bir şey talep edecek ve sonunda da mağdur ederek gidecektir. Bazen ilgin, bazen zamanı bazen de kendine olan saygını alıp götüreceklerdir. Ta ki sen fark edip onunla olan ilişki şeklini temizleyerek özgürleşene kadar bu böyle devam eder. Bu fark edişi yaşayamadığın takdirde buna benzer birçok olay yaşarsın ve her olayda kendini kurban hissederek karşındakine öfke duyarak, adeta bir çembere girebilirsin. Çünkü kurban ettiğin, kendi öz benliğindir [ss. 189-190]
- Yeniden başlamak için tıpkı aldığımız nefesi bırakmamız gibi yaşadıklarımızla vedalaşmalıyız. Vedalaşamaz isek boğulur gideriz. [s. 193]
- Çırpınınca değil de bırakınca mucizelerin kapısını açacağını hatırlarsın. Bıraktığın anda kucaklanacağının kabulüdür teslimiyet. ...vakti gelincedir senin zikrin.. en hayırlı limana yol aldığını bilerek, bırakırsın. [s. 210]
- İstediğin gibi gelişmediğinde de aynı eminlikle kabule geçebilmektir, en hayırlısı böyleymiş diyerek kıyıya çekilebilmektir. ... Nefsin arzularıdır, teslimiyete giden yolu tıkayan. .... Her şey tam tersini söylerken biz istediğimiz olsun diye diretiyorsak bırakmanın vakti gelmiş demektir. [s. 211]
- Kâinatın planı her zaman şefkat yasası ile işler. Mutlaka yardım gelecektir. Önemli olan senin vazgeçmene neden olabilecek bir olayın karşısındaki tutumundur. Bu da aslında niyetinin ve iradenin gücüyle aşılabilecek bir engeldir. Eğer sen niyetinden eminsen, gittiğin yolda engel çıksa da senin için yeni yollar sunulacak ve sen de çaban ve gayretinle sonuca ulaşacaksın. [s. 216]
- .... ‘yoruldum gibi’ motivasyonumu düşürecek, bana kendime acıma durumunu oluşturabilecek potansiyelimi fark ettim. Kendilerine selam verdim. O hâlin ötesinde beni bekleyen bir güzellik vardı. [s. 217]
- Bittiğinde seni ne bekliyor? Buna odaklan. ...belki sadece özgür hissetmektir istediğin. [s. 218]
- Şu ana kadar yaşadıklarının tamamı sırf senin şunu, onu isterim, bunu isterim hâlinden pes ettirmek içindi. Hayat bizim önce kendimizle buluşmamız için var. [s. 222]
- Oysa sen kendini tam olarak anlarsan; benim seni anlamam için, kendini anlatmak için yormazsın. Sadece böyle der geçersin veya ne istiyorsan net olarak söylersin. [s. 222]
- Kendinle buluşmanın en kıymetli sonucu; ne istediğini değil, nasıl hissetmek istediğini bilmektir. [s. 222]
- İlk olarak; kontrolü bırakmak bizi özgürleştirir. Hayatın gidişatını, isteklerimizin verilme şeklini, yakın çevremizdekilerin de hayatının iyileşmesini, dışarıda memnun olmadığımız ne varsa bizim istediğimiz hâle gelmesini kontrol etme gayretini bırakmak, hayatın tekliflerine dikkatimizi vermeye yardım eder. [s. 224]
- İstediğin hâle varmak için önünde bir engel görüyor musun? Bunlara odaklanırsan sadece onlarla mücadele edersin. Sen sonuca odaklan! Gidiş yoluna odaklanmak seni yola çıkarır ancak hedefe varmana yardım etmez. [s. 226]
- Bazen koşullu sevmemiz gibi koşullu niyetlerimiz olabiliyor. ..... Yani şu belirlediğim şartlar olduktan sonra niyetim gerçekleşsin. Bil ki gerçekleşmeyecek. Hem şart koştun, hem de akışa müdahale ettin. Oysa ne kadar hayatla akıyorsan, o kadar hayrına olanı kendine doğru çekiyorsun. [s. 275]
* Tüm fotoğrafları, imleciniz resmin üzerindeyken sağ klikle yeni pencerede tek başına açarsanız, görseldeki yazıları çok daha büyük okuyabilirsiniz.
Comments
Post a Comment