The Favourite..

Tabii ki bir dönem filmi olduğunu görür görmez artıkın benim için bir ‘must’ idi ve sonradan adaylıkları açıklanınca da daha da heyecanlandırdı. Aslında sinemada izlemekti niyetim ancak bir türlü gelmedi ve mecburen malum yerlere gelince izleyiverdim. Yalnız eğer sizin şansınız olursa kesinlikleeeee sinema salonunda izleyin derim. Çünkü filmin, en başta gelen özelliği meğer o kullanılan kameralar ve çekim açılarıymış. 11inç’te bile bu kadar etkileyici ise sinema ekranında düşünemiyorum. O kadar güzel ve farklıydı ki. Keşke tüm filmler böyle kameralarla çekilse. Hele ki o pek bi bayıldığım 18. yüz yıl saraylarını, caanım kabarık etekleri, ihtişamlı sofraları, şahane avizeleri, o detay ötesi takıları (bknz. alttaki küpe!) full açıdan izlemek çok mu çok keyifliydi.
Konusu açısından ise kadın karakterleri, hele ki böyle güçlü kadınları görmek (mevzu ne olursa olsun) pek bi keyiflendirdi beni be vesselam :) Zaten o mekânları (tablo gibi renkler-desenler-kompozisyonlar) ağzım bi karış seyrederken, diğer yandan da çevrilen entrikalara ağzım açık kalırken, teniz hakemi gibi oradan oraya savrularak şapşal gibi izledim filmi ve o şapşallıkla da sonuna erdim.
Yalnız tabii ki festival filmi sevengillerden değilseniz, bir The Lobster (2015) ve The Killing of a Sacred Deer (2017) filmlerinin yönetmeni amcamın o ağzı yine bi karış açık bırakan tarzına uzak hissediyorsanız kendinizi filmi de o gözle izleyip izlememe konusunda değerlendirin derim. Zira ben her ikisini de şoklar içinde izlemiş biri olarak ve The Favourite’in onun olduğunu bilmeden yine aynı keyifle izledim. O yüzden de sevdim. Ancak benim gibi dönem filmi seven bi tipseniz izleyin notumu da düşeyim derim ;)
Meraklısına: Time’da filme dair şu tanımlama o kadar harikulade ve o kadar cuk bir ifade ki alıntılamadan edemedim:
“The Favourite is a wicked delight, a fantastic little cupcake of a movie laced with thistle frosting. This period drama or comedy, depending on your mood, is sort-of based on fact, gorgeous to look at, and features a trio of marvelous performances, from Rachel Weisz, Emma Stone and English actress Olivia Colman.”


Comments