Passengers..

Geçtiğimiz Oscar’larda ‘best production design’ dalında olduğu için izlediğimi ve normalde, hem oyuncuları hem de afişinin bana verdiği his bağlamında çok hoşlaşacağımı düşünmediğim bir filmdi. Nitekim de öyle oldu. Eş deyişle, genel anlamda çok sevdiğim ve beğendiğim bir film olmadı. Öyle ki Gravity’den sonra uzayda geçen senaryoların çoğalacağı öngörülmüştü ve Hollywood da sağ olsun onu doyasıya yerine getirdi. Ancak kanımca, izleyebildiklerim çerçevesinde hiçbiri beni onun kadar sevdiremedi kendisine.
Passengers da öyle oldu. Öncelikle kızımızın hiç olmadığını düşünüyorum. Acayip eğreti durmuş, hiç de uymamış ve hiç de oynayamamış gibi geldi. Sen koskoca Oscarlı bi oyuncusun bu kadar mı olur dedirtti :) Çocuk da aslında hiç oynayamamış ama kızın yanında daha bi olmuş gibi durmuş. O kadar yani. Eğretilik diyince koscoca Dr. Masters’ın android barmen hali içimi sızlattı resmen! Ve ne yazık ki o da o karakter de fazlasıyla eğreti durmuş, hiç uymamış, hiç oturmamış. Castaway’de Wilson gibi ne o öyle ayol.
Konu da evet iyi hoştu, fazlasıyla fütüristikti ama tabii ki hiç olmayacak bir şeyi de ortaya koymuyor değildi. Öyle ki filmi izlediğim günün en önemli haberinin yeni keşfedilen 7 başka gezegen olması da çok manidar oldu! Ancak dünyamıza tam olarak ne olduğunun muallakta bırakılması pek olmamış gibi geldi. Az daha bi temele oturtulsaydı iyiydi. Sanki orası eksik gibi bi kalmış ne. Ama belki de dehşet uzak bi gelecekte geçtiği için onu tahmin edebilmenin zorluğu ve ne dense boş olma durumu nedeniyle o şekilde uygun görülmüştür.
Bu bağlamda filmin iyi yanları olarak oraya gidişin şekli, uzay gemisinin olanakları, kendi kendini tamir etme yeteneği ve hepsinden öte, bana Big Hero 6’teki balonumuzu hatırlatır nitelikteki, tıbbi yardım kapsülü olması, tüm bunların da gerçekten gerçekçi şekilde verilmesi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Dediğim gibi özellikle o tüm doktor-hastane vb. medikal camianın yerini alan mefhum inanılmazdı. Keşke bir an önce icat olsa. Bu filmde de benzerinin olması, şişme balon gibi, ise o yönde bir çalışma olduğunun en büyük kanıtı kanımca. Hadi bakalım inşallah. [Bknz. She filmi sonrası Siri’nin ve diktation özelliğinin gelişimi!; Bknz 2. Minority Report sonrası ipad benzeri camera roll’ların, dokunmatik ekranın ortaya çıkışı!]
Ipad diyince filmdeki hologramlı ipad benzeri alet beni benden etti. Hologramdan ziyade mükemmel dikte yapma olayı olağanüstü. İşte bana bu keşiflerle gelin ey teknoloji alemi. Hadi inşallah bir an önce, ben gitmeden kullanıma girer.
Bir de son olarak kızsal bir mevzuya girmem gerek ki o da Jennifer kızımızın havuz sahnelerinde kullandığı mayo-bikini hibridi kostüm. Aman Yarabbi ne kadar orijinal, ne kadar tarz, ne kadar güzel bir tasarım o öyle. Öldüm bittim bayıldımmm. Meğer Melissa Odabash adlı bir modacının tasarımı imiş ve Zuma Swimsuit adıyla $266 fiyat etiketinden satıştaymış!! İsteyene duyurulur. Ben biraz daha indirimi beklesem fena olmaz ;) Bu çerçevede küçük bir dipnot daha eklemek istiyorum ki o da esaslı havuz sahnesinin güzelliği. Zaten normalde uzaya doğru yüzmenin keyfi tahayyül edilecek gibi değil, inanılmaz muhteşemdi. Ancak bir o yerçekimi kaybolunca olanların çekimi gerçekten muhteşem olmuştu. İzlerseniz aklınızda olsun, göreceksiniz.
Sonuç olarak uzay temalı yeni dönem dramları sevdiyseniz ve çok fazla bir şey beklemiyorsanız bi bakın derim. Hem hiç olmadı, yüz yıllar bin yüz yıllar sonrada sosya ekonomik eşitsizliğin, 1. Sınıf-2.Sınıf ayrımının var olduğuna şahitlik edersiniz! Hadi öptüm kaçtım ben ;)