Vice...

Ve Oscar beni bir kez daha yanıltmadı. Şöyle ki, ay bu adam nasıl böyle bir tip oldu ve biz böyle bir tipe dair, hem de politik bir filmi nasıl izleyeceğiz diye düşünürken; sen daha beni ilk sahnelerden bir güzel tokatladı! O kadın nasıl bir kadın mirim! Ben şoke oldum. Da hey hey. Ne kadınlar var vesselam. Adamı nerden alıp, hem de nasıl bir adıma, getirdi ve nasıl dönüştürdü! Oscar’ı ona veriyorum ben. Hem de tüm zamanların Oscar’ını. Helal sana. Pes.
Kadının tokatları yetmişken, sen bizim Dick amca meğer düşündüğümüzün 1 milyon belki de daha fazla misli bir adammış da bizim ruhumuz duymamış. Hadi bizim ruh Allah’a emanet eyy Amerikanya halkı sen duy bari. Seni de bu kadar sindirdiler be yavrum. Allah’ım sen duy sesimizi. Zaten Pi’yi yeni okumuşum. Yediğim yumruklar börümde hâlen. Bi de bu adamın, sadece kendi ülkesinin-halkının değil, resmen dünyanın ..... (çok affedersiniz) ... olduğunu görmek o kadar fena geldi ki. Film, sonuçta bir festival değil Hollywood filmi olması nedeniyle, o seviyede tutarak olayları o kadar basitleştirmesine rağmen, bazı detaylar (belki de benim hüzün kafamı yumrukladığı içindir) karmaşık geldi. Geldi ancak geldiği noktada da, ‘bunların kaç katı karmaşık aslında olanlar’ ve çok daha fazlası, ve bunlar sadece bir adamın yaptıkları bir de bunun tonlarcası var hem orada hem her ülkede diye beynimi duvara vurmak istedim.
Biz var ya biz, haybeye yaşıyoruz harbiden, ben size söyleyeyim. Yanmışız haberiz yok diyeceğim, o da değil, acıtan da o zaten. Hem haberimiz var, hem de bişi gelmiyor elden :( Bknz. filmde de geçtiği üzere, ABD bile teee daha 60-70’lerde güneş enerjisine geçme adımını hem de Beyaz Saray’larında atmışken, nasıl da gerisin geriye döndürüldüklerini ve hâlen geçme konusunda cebelleştiklerini :/ 

Comments

Popular Posts