Lady Macbeth..
Film, tabii ki beni afişindeki kabarık etekler ile tavladı! E bi de tam da dehşet güzel bir gece mavisi olunca, vuruldum. Bilenlerin de bileceği üzere konu dönem dizisi veya filmi olduğunda da, beynimdeki ilgi alanı ışığı pıtır pıtır yanangillerden olduğum için ‘aha dedim benim bu filmi beğenme potansiyelim yüksek!’. Ki nitekim filmin ilk yarısı da beklentimi yükseltti. Çünkü kızımızı ay pardon leydiciğimizi çok garip bir espritüel inatçılığa sahip kişilik olarak buldum. Kızın sıkıntıdan yaptıklarına, o sessiz sessiz laf çarpma tarzındaki ‘davranışlarına’ itiraf ediyorum, kıs kıs güldüm. Ancak ne zaman ki film yarısına yaklaşırken bir dönemeç aldı ki sormayın gitsin. Sen o kızımız level’ları ikişer üçer çıkmaya başladı, ben de filmdeki Sebastian gibi dumurlardan dumur beğendim kendime! Bu sefer de gerçekten ağzım bir karış açık bir şekilde filmin sonuna vardım!
Ne yazarsam yazayım feci sürpriz kaçıran olacağı için hiiiiiç bişicikler diyemiyorum. Sadece kızımızım karaktere dehşet cuk oturduğunu not düşebiliyorum. Sonuç olarak da şoke olmam maabında filmin iyi mi kötü mü olduğunu bile söyleyemiyorum. Ben size o kadar diyim! Aslında bi baksanız da ben de sizle konuşabilsem, şöyle aramızda kritik edebilsek süppper olur ;)
Meraklısına 1: Unutmadan, film 1865 tarihli çok eski bir Rusça roman tipli bir öyküden uyarlama imiş: Lady Macbeth of the Mtsensk District (Russian: Леди Макбет Мценского уезда). Yazarı ise Nikolai Leskov. Hatta öykü ilk kez, Fyodor Dostoyevsky'nin Epoch adlı dergisinde yayınlanmış.
Meraklısına 2: Ayrıca ismiyle her ne kadar Shakespear'in Macbeth oyununun Lady Macbeth karakterini çağrıştırsa da; filmin geçtiği kırsal alan vb. mekan kullanımı açısından Flaubert'in Madame Bovary karakteri ile de temasal benzerlik taşıdığı not düşülmekte.
Meraklısına 3: Bir de filmde, tüysüz, kurumuş kalmış bir kedi var ki, onun bu masa başındaki karesini koymazsam olmazdı :) unutulamazdı :)
Ne yazarsam yazayım feci sürpriz kaçıran olacağı için hiiiiiç bişicikler diyemiyorum. Sadece kızımızım karaktere dehşet cuk oturduğunu not düşebiliyorum. Sonuç olarak da şoke olmam maabında filmin iyi mi kötü mü olduğunu bile söyleyemiyorum. Ben size o kadar diyim! Aslında bi baksanız da ben de sizle konuşabilsem, şöyle aramızda kritik edebilsek süppper olur ;)
Meraklısına 1: Unutmadan, film 1865 tarihli çok eski bir Rusça roman tipli bir öyküden uyarlama imiş: Lady Macbeth of the Mtsensk District (Russian: Леди Макбет Мценского уезда). Yazarı ise Nikolai Leskov. Hatta öykü ilk kez, Fyodor Dostoyevsky'nin Epoch adlı dergisinde yayınlanmış.
Meraklısına 2: Ayrıca ismiyle her ne kadar Shakespear'in Macbeth oyununun Lady Macbeth karakterini çağrıştırsa da; filmin geçtiği kırsal alan vb. mekan kullanımı açısından Flaubert'in Madame Bovary karakteri ile de temasal benzerlik taşıdığı not düşülmekte.
Meraklısına 3: Bir de filmde, tüysüz, kurumuş kalmış bir kedi var ki, onun bu masa başındaki karesini koymazsam olmazdı :) unutulamazdı :)
Comments
Post a Comment