Before The Flood..

Nasıl bir belgeselle, nasıl bir durum anlatımıyla karşılaşacağımı ve yine yeni yeniden üzüleceğimi bilmeme rağmen izledim; izlediğimde de düşündüğümden çok daha karamsar bir tablo ile karşılaştım :( En acısı; artık bizim bireysel olarak bir şeyler yapabilmemizin bir fark yaratabileceği evrenin geçilmiş olduğunu öğrenmek oldu. Yani ampulümüzü değiştirmek, ışıkları söndürmek, bisiklet kullanmak gibi aktivitelerin artık kâr etmediği; şirketler, kurumlar ve ülkeler bazında büyük adımlar atılması gerektiğinin altı çizildi. Bu bağlamda da ancak bu konuda bilinçlenip harekete geçilmesi adına talepte bulunulması ve yeme tercihlerinde bilinçli olmanın yapılabilecek yegane şey olduğu vurgulandı.
Benim sanırım sadece konuya dair söylemem gerekenler bunlar olabilir, öyle ki sizin, herkesin izlemesi ve izlettirmesi gerekiyor kanatindeyim ki bu da bilinçlenme yolunun belki de ilk adımı. Hoş, daha önce ilgili konudaki belgesellerden izlemediyseniz ve okumadıysanız.
Bu arada bilinçlenme noktasında aslında geçmişe kıyasla bi tık ileride olduğumuzun farkına varışın mutluluğu da bir nebze kursağımızda kalıyor. Zira şirketlerin ve Amerika nezdinde kongre-senato üyelerinin, ucu kendilerine dokunduğu için dünyanın yok olmasına göz yumduklarını bir kez daha görmek çok üzücü :( Ayrıca kendi açımdan, cahilliğime vererek ifade etmek isterim ki 'pine oil' denilen yağı hiç bilmiyordum. En fenası da onun için yağmur ormanlarının resmen yakılıp alanlarının düm düz edilip pine tarlaları haline getirildiğini öğrenmek çok ama çok acıttı :( mahvoldum resmen.
Son kertede yine dediğim bilinçlenmede bi tık önde olmamız bağlamında şirketlerin ve en tepelerin de bunun farkına varıp bizi engellemek, bir yapılabilmenin önüne duvar örülmek için Trump'ı seçtiklerini düşündürmedi değil! Öyle ki yine kanımca, Leo da aynı korkuya sahipti ki son sahnede Obama'ya ya siz gittikten sonra gelen aynı düşüncede değilse, tüm yaptıklarınız çöpe mi gidecek diye soruyor! O, hayır gidemez çünkü kıyı şeritleri bağlamında, artık bir ulusal güvenlik tehditi meselesi diye cevap verse de, bence o noktaya tıkı tıkına yanaşana kadar pek kaailece alınmayacak :(
Ah be dünya keşke koruyabilseydik seni...