Volvo Kamyonlar + Bildiğimiz Dünyanın Sonu / Erlend Loe..

[ENG is below]

  • @MugaMag kitap kulübü Ocak 2025 / yazar seçkisi.
  • Daha önce bibliyoterapi atölyesi kapsamında okuduğum serinin ilk kitabı Doppler’in ardından MugaMag vesilesiyle devamı niteliğindeki söz konusu iki eseri okumak çok keyifli oldu. 
  • Zira aradan bunca zaman geçmesine rağmen o kadar belirgin detaylara ve çarpıcı bir öyküye sahip ki hâlâ hatırımda olduğunu şaşırarak fark ettim. 
  • Bu bağlamda da bu eki eseri de çok beğendiğimi öncelikle söylemeliyim. 
  • Bir kere yazarın, Doppler’de yaptığı tüm sistemlere dair eleştirilerini, 2. kitap niteliğindeki Volvo Kamyonlar’da bir seviye daha yükselttiğini yani tabiri caizse vites arttırdığını net bir şekilde görüyorsunuz. 
  • Ve artık 3. kitaba geldiğimizde ise bunu bayağı 1,2,3 seviye yukarıya taşıyor yazar. 
  • Bu bağlamda da özellikle 3. kitabın çok vurucu ve düşündürücü olduğunu ifade etmeliyim. 
  • Dolayısıyla gerçekten de iki kitabı okuyanların ilk müsaitliklerinde okumalarında fayda olan, iki devam kitabıydı bunlar kendi adıma. 
  • 2. kitabın; yine biraz daha, o yazarın kendine özgü espri niteliğini taşıyarak gülümseten alt öykülere sahip olduğunu söyleyebilirim. 
  • Ancak artık 3. kitaba geldiğimizde (yine bunlarla karşılaşmakla birlikte) ne yazık ki öyle bambaşka açılardan o alt öyküleri anlatıyor ki gülecek hâliniz kalmıyor. Şoke oluyorsunuz adeta. 
  • Velhasıl çok özgün ve yaratıcı bir üsluba sahip bir Kuzey Avrupa yazarının, aslında çok basit görünen ve fakat katman katman bir derinliğe sahip eserlere imza attığını, en azından kendi namına çok etkilenerek ifade edebilirim. 
  • Özetle; o sadeliği ve saçmalığını çengeline hiç takılmadan, dümdüz okunmaya devam edildiğinde bütünsel olarak sizi çok başka boyuta taşıyacak bir diğer iki roman olduğunu rahatlıkla söylemeliyim.


Volvo Kamyonlar..

  • Olanakların bu derece sonsuz oluşuna düşündüğümüzden daha ender rastlanır. Doppler kendi sınırları, deneyimleri içinde esir kalmıştı ve bunların dışında kalan dünya onun için görünmez bir haldeydi. Hayatının ortasında bir adam. Üç çocuğu ve başarılı bir kariyeri ardında bırakıp son bir yılını ormanda geçirdi, şimdi de kendini yabancı bir ülkede buluverdi. 
  • O kadar beyaz, o kadar güzeldir ki çirkin ördek yavrusu masalı gelir aklına. Bu masal en son yıllar önce aklına gelmişti. Uzun lafın kısası, bildiği en güzel masal belki de buydu. Başarısız, çirkin olduğuna inanmak, ölmeyi istemek, sonra da en dibe vurmuşken, kendisi gibilerin arasında bulunduğunu ve güzeller güzeli olduğunu keşfetmek. Bir masal ancak bu kadar güzel olabilir. Belki hayat daha güzel olabilir ama bir hikaye değil.
  • Ve zaman içerisinde tüm bu öğeleri kapsayan bir dil yarattık. Sadece ve sadece resmin bütününü boyayalım diye sayısız diller ve ifade biçimleri yarattık. O yüzden piyano müziği var, diye düşünüyor Doppler.
  • Ona biraz imrendiğini hissediyor. Adetleri, kuralları aşmış biri olarak yaşamayı bir biçimde beceriyor Maj Britt, Doppler de aşmayı deniyor ama bu ona çok külfetli geliyor, daima düşünmesi gereken bir şey var, çalışkanlıktan uzak durmak için hep tetikte olmalı, oysa bu iş, Maj Britt için refleks gibi bir şey. Bunu o kadar doğal bir biçimde yapıyor ki. Bu işi onun gibi beceriksizce ve cazip bir biçimde yapabilmesi için yaşlanması gerektiğini düşünüyor,


Bildiğimiz Dünyanın Sonu

  • Milyonlarca bilgi parçasını saniyede işlemden geçirmen gerek genel durumu değerlendirmek için. Her şey sakin ve yolunda gözükebilir ancak yüzeyin hemen altında tonlarca duygu kaynamaktadır Bongo. Her bir duygu, her yöne dallanıp budaklanarak önceden kestiremeyeceğin türden bir arap saçına döner; düşününce bile yoruluyorum Bongo, vahşi bir orman bu. Ama bu vahşi ormana dalmak zorundayım, silahsız, geyiksiz, herhangi bir yardımcı güç olmaksızın, yalnız. Ve orada hayatta kalmak zorundayım, zehirli sürüngenlerce ve böceklerce ısırılmaktan kaçınmalıyım, hangi bitkilerin şifalı, hangilerinin öldürücü olduğunu öğrenmeliyim ve en büyük ağaçlardan birinin tepesine çıkıp etrafı kolaçan etmeliyim; daha yaşanılabilir bölgelerin yolunu gösteren bir nehir, bir düzlük ya da herhangi bir şey var mı diye bakınmalıyım.
  • Birisi iş bulmak zorundaysa ama bunu yapmak istemiyorsa ve bu isteksizliğin nedenini de tam olarak bilemiyorsa bir yasa konulmalı, diye düşünüyor. Mesela insan dünyadaki yerinden emin değilse, kaybolmuşsa, yaşamın ve toplumun yapılarına akıl erdiremiyorsa bir yasa konulmalı. Yalan söylemek serbest olmalı mesela. Yaşamın anlamı yitirildiğinde, acil yalan yasası.


[in ENG]

Volvo Trucks + The End of the World as We Know It / Erlend Loe..

  • @MugaMag Book Club – January 2025 / Author Selection
  • Having previously read Doppler, the first book in this series, as part of a bibliotherapy workshop, it was an absolute pleasure to continue with these two follow-up novels thanks to MugaMag.
  • Despite the time that has passed, I was surprised to realize how vividly I still remember the story—it’s so striking and full of memorable details. In this sense, I must first say that I really enjoyed these sequels as well.
  • For one, it’s clear that the author takes the societal critiques he introduced in Doppler to the next level in Volvo Trucks, shifting things into a higher gear, so to speak.
  • By the time we reach the third book, he elevates it even further—pushing it up several notches.
  • And I must say, the third book is especially powerful and thought-provoking.
  • So, from my perspective, these were two must-read sequels for anyone who has read the first book.
  • The second novel still carries the author’s signature humor, with its quirky subplots that bring a smile.
  • However, in the third book—while these elements are still present—the way those subplots unfold from completely different angles leaves no room for laughter. Instead, you find yourself in shock.
  • In the end, I can say, with great admiration, that this Nordic author has an incredibly unique and creative style, crafting works that seem deceptively simple but hold deep, layered meaning.
  • To sum up: if you read these books without getting caught up in their absurdity or simplicity, just going with the flow, you’ll find yourself transported to a completely different dimension. These are two novels that do exactly that.

Comments