Canavar: Hayranların İkilemi / Claire Dederer..

[ENG is below]

  • @MugaMag kitap kulübü Şubat 2025 seçkisi.
  • Bir kere deneme kitapları okumayı çok sevdiğim için hele ki konular ilgi alanları dahilinde ise çok hoşlandigimdan bu kitabı da çok mu çok severek okudum ve çok beğendim.
  • Özellikle de belirtmeliyim ki orta kısmına denk gelen denemeleri aşırı sevdim.(8. bölümle birlikte)
    • •sanatçı ve eserlerine yakınlık hissi
    • •delilik-dâhilik-özgürlük-özgüven-seçilmişlik
    • •yaratıcılık - tarot kartları 
    • •kötülüğün çekiciliği
    • •bencillik-kendini beğenmişlik
    • •maddi destek
    • •suçlu hissetme
    • •kırılganlık
    • •açık sözlülük
    • •taviz vermemeklik
    • •hakllılık 
    • •umursamazlık 
    • •rol modelliği eksiği
    • •ahlaki çatışmalar
    • •insani terk edişler
    • •eril statüko
    • •kendine zarar verme şiddeti
    • •sanat aşkı
    • •yargı ve hak etme

  • Zira tam da sanatçının yolunu Yeliz hocamla ikinci kez adımlarken sanatçıların kendi başlarına geçirdikleri süre zarfında karşılaştıklarına ve bunu da (kesinlikle katıldığım üzere) kadınlar üzerinden değerlendirerek yorumlayıp, çeşitli bakış açılarını derlemesine hayran kaldım. 
  • Çünkü gerçekten de her zaman için kendi adıma kafamdan bu konu hakkında geçen düşüncelerin böylesi değerli toplu ve harika bir şekilde telaffuz edildiğini okumak müthişti. 
  • İlgili bölümlerde neredeyse altını cip yanar yanını yıldızlamadığım yer kalmadı diyebilirim. 
  • Dolayısıyla o açıdan bu yolu adımlayanlar nezdinde kesinlikle okunması gereken bir kitap / (ilgili denemeler nezdinde) söz konusu makaleler olduğunu, aşkla öneriyorum.
  • Müzik, film ve kitap atıflarıyla metnin zenginleşmesi de ayrı şahane.
    • Cyrill Connolly / Potansiyelin Düşmanları (Enemies of Promise) kitabı
    • Jane Champion / Sofrada Bir Melek (An Angel at My Table) filmi
    • Doris Lessing / Tenimin Altında (Under My Skin) kitabı
    • Ray Carver / Aşk Konuştuğumuzda Ne Konuştuk (What We Talk About When We Talk About Love) öykü derlemesi
    • Miles David / King of Blues şarkısı
    • Michael Jackson / I Want You Back
  • Özetle daha fazla derine inip sürprizi kaçırmamak adına pek bir şeyden bahsediyorum ve fakat bence siz zaten olayın içindeyseniz ne demek istediğini anlamışsınızdır. Aşırı tavsiye.

Estetik deneyim, hafızayla ve nostaljiyle bağlantılı, yani öznel deneyimle. Hayat tecrübelerimiz tükettiğimiz sanat eserini aydınlatıp genişletir. Bu ideal bir durum olmayabilir ama gerçek. 

Bir eseri bizim için büyük yapan şey genelde kim olduğumuza ve neler yaşadığımıza bağlı. Hislerimize bağlı.

Bir sanat eserini tüketmek, iki farklı yaşamöyküsünün buluşması anlamına gelir: Sanatçının yaşamöyküsü sanat eserine bakışı zedeleyebilir; seyircinin yaşamöyküsü sanat eserine bakışını şekillendirebilir. Bu, her seferinde yaşanır. 

Tarotta Büyücü kartı sanatçıyı temsil eder. Tarot kartlarının dört farklı sembolü -asa, kupa, kılıç, pentagram- büyücünün önündeki masada durur. Evrendeki her şey onun elinin altındadır, dünya ona kullanacağı araçları sunar. Bu kişi ustadır. Ama onu büyücü yapan bu değildir. Büyücü bir elini başının üzerine kaldırmıştır. Bu havadaki el göklere ait bir şeyleri çizmektedir; büyücünün içinden çok büyük bir şey, ilahi bir şey geçmektedir. Büyücünün tepesinde sonsuzluk işareti asılıdır. Büyücü, elindeki araçları bu sınırsızlığı yönlendirebilmek için kullanmayı bilir.

Dehanın kendini dürtülerine bırakmasına izin veriyoruz; onun şeytanları olduğunu söylüyoruz. Şeytanlar, sanatsal dürtünün kuzenleridir. Tarottaki Şeytan kartı, Büyücü'nün tersidir, enerjiyi aşağıdan alır, sonsuzluk işareti yerine ters bir pentagram takar. "Şeytan aklımı çeldi" deriz - ilham perisinin ziyaretinden çok mu farklı bir deneyimdir bu?

Dehanın şeytanları deliliğe yatkın olabilir. Dâhilerimizin karanlık yüzleri olsun isteriz. Başyapıtlar ancak şeytanların yardımıyla ortaya çıkar; şeytanlar da insanı deliliğe sürükler.

Hırs ve kendine güven iç içe geçen özellikler.

Hırs, sanatın kilidini açan anahtar. Hırs kısaca şu anlama geliyor: Ben sadece bir şey yapmaya çalışmıyorum... ben muhteşem bir şey yapmaya çalışıyorum.

Tabii, benim de herhangi gerçek bir insan gibi sıradan canavarlıklarım, bilinmeyen derinliklerim, bastırılmış bir Hyde'ım var. Ama aynı zamanda daha görünür, elle tutulur bir tür canavarlığım da var - işini bitiren sanatçının canavarlığı. İşi bitirenler her zaman canavardır.

Hırs ve işi bitirme: Bir sanatçıyı sanatçı yapan şeyler bunlar. Sanatçının sadece başlayacak değil, bitirecek kadar da büyük bir canavar olması lazım. Bu iki noktanın arasında yapılması gereken bütün o küçük hainlikler de cabası.

Sanatın özel bir konumu var -bir müzede dolaşma deneyimi sözgelimi bir tornavida alma deneyiminden farklı- ama sanatın ahlaki ikilemlerini çözmeye çalıştığımızda soruna tüketici şapkamızla yaklaşıyoruz. Bu, özünde yozlaşmış bir rol, çünkü kapitalizmde canavarlık insan seçmiyor. Ben bir canavar mıyım? diye sordum. Yanıtı evet, hepimiz öyleyiz. Ben öyleyim.

Bireysel çözüme dayalı liberal, aydınlanmış ideal bu - insanlar doğaları gereği iyi olduklarından iyi tercihler yapacaklardır. Liberalizm bakışlarınızı sistemden uzaklaştırıp seçimlerinizin önemine odaklanmanızı ister.

Sanat aşkı, eserlere duyulan sevgi -Liebe zur Kunst- hayatı değiştirebilir. Bu kitabı yazdığım salonu daha önce anlattım; burası bana neşe (ya da acı, belki de sadece eğlence) getiren kitapları, filmleri ve albümleri okuduğum, seyrettiğim, dinlediğim yer; köşelerine kadar Liebe zur Kunst'un sinmiş olduğu bir oda. Sanat aşkı hayatımı, hayatlarımızı şekillendiriyor.

Cleage’in deneyiminin hususiyetine girmesi -sıraladığı bürün o devreler- sanat aşkının derin bir şekilde kişisel olduğunu gösteriyor. Her türlü sevgide olduğu gibi sanat aşkı da insanın kendi doğasına özgü, mahrem bir deneyim.

Büyük yazarlar en korkunç hissin bile aslında eşsiz olmadığını bilirler 

Büyük yazarlar en karanlık düşüncelerin bile sıradan olduğunu bilirler 

Büyük yazarlar en korkunç yanlarından kaçmak yerine onlara doğru ilerlerler


[in ENG]

Monsters: A Fan's Dilemma / Claire Dederer..

  • @MugaMag Book Club – February 2025 Selection
  • Since I absolutely love reading essay collections, especially when they align with my interests, I devoured this book and adored it.
  • I must emphasize how much I loved the essays around the middle of the book (starting with Chapter 8). Topics like:
    • •feeling connected to artists and their works
    • •madness-genius-freedom-confidence-exceptionalism
    • •creativity - tarot cards
    • •the allure of evil
    • •selfishness-narcissism
    • •financial support
    • •guilt
    • •vulnerability
    • •honesty
    • •refusal to compromise
    • •righteousness
    • •indifference
    • •lack of role models
    • •moral conflicts
    • •human abandonment
    • •patriarchal status quo
    • •self-destructive violence
    • •love for art
    • •judgment and deservingness
  • As I embark on the artist’s journey for the second time with Yeliz, I was captivated by how the book explores what artists face in solitude—especially through the lens of women (a perspective I wholeheartedly agree with).
  • It was truly incredible to read such a well-articulated and structured take on thoughts I’ve often had on this subject. In the relevant chapters, I underlined, highlighted, and starred almost every passage.
  • For those on this journey, this book—or at the very least, these essays—are an absolute must-read. I recommend it passionately.
  • The way the text is enriched with references to music, film, and literature is another highlight. Some notable mentions:
    • •Cyril Connolly / Enemies of Promise
    • •Jane Campion / An Angel at My Table
    • •Doris Lessing / Under My Skin
    • •Ray Carver / What We Talk About When We Talk About Love
    • •Miles Davis / King of Blues
    • •Michael Jackson / I Want You Back
  • In short, I won’t go too deep to avoid spoilers, but if you’re already on this wavelength, you’ll know exactly what I mean. Highly recommended.

Comments

Popular Posts