Dionysos / Erhan Altunay..

Tesadüf eseri varlığından haberdar olduğum bu kitabı, bir anda almam ve o kadar kitap arasında ilk sıraya geçirerek okumam, sanırım tamamen kitabın kendi enerjisinden kaynaklı oldu. Çünkü şu an onu bitirmiş ve her bir satırına hayran kalmış bir okuru olarak tek kelimeyle muhteşem bir eser olduğunu hemen söylemeliyim. Eğer ki mitolojiden hoşlanıyorsanız, bir kere kesinlikle okumanız gereken şahane bir kitap.

Ancak diğer taraftan bu kitabı sadece mitoloji kitabı olarak ele almak inanılmaz haksızlık olur, çünkü öyle katman katman açılıyor ki; sadece anaerkillikten ataerkilliğe geçişin yarattığı hezeyanları bize sunmakla kalmıyor, kadının örtünmesine ve eve kapatılmasına değin toplumların, yönetici kademe tarafından Milat’tan önceden günümüze, bilinçli ve sistematik olarak hazdan ve esasen hayattan tat almaktan uzaklaştırılması noktasına uzanarak her bir bölümünde nasıl şaşırtıyor ve ağzınızı açık bırakmaya sebep oluyor anlatamam. Şahsen her sayfasını öyle bir iştahla okudum ki. 

En güzeli de Asklepios ile başlayan mitoloji yolculuğumda en son geldiğim durak olan Efes'li Ana Tanrıça Artemis okumalarımla her şeyin muhteşem bir bütünlük sergiliyor olduğunu görmek çok ama çok mutlu etti beni. Zira Efes'li Artemis’e dair okumalarımda da gördüğüm gibi Dionysos için de yine Yunan mitolojisinin aslında Anadolu kaynaklı olan bir tanrıyı yenilir yutulur hale getirmek üzere öylesine barbarca yonttuğunu okumak çok üzdü. Kendi adıma da utanarak söylüyorum ki (tabii bu kitabı okuduktan sonra) alelade bir şarap tanrısı olarak nitelendirdiği Dionysos’un aslında öylesine derinlikli bir tanrı olduğunu ve etkisi bağlamında her dönem nasıl yöneticiler tarafından baskılandığını okumak çok çarpıcıydı. 

Anlayacağınız üzere ben ne desem şu an az kalacak. Zaten şunun şurasında max 130 sayfalık bir kitap ve inanılmaz hızlı okunuyor. Dili de muhteşem bi yakıcılığa sahip. Anlattıkları zaten deniz derya. O yüzden mutlaka ama mutlaka, şiddetle okumanızı öneriyorum.

  • Dionysos olmak aynı zamanda sezgisel sonsuz dişil bilgeliği insanlığa sunmaktır. Doğa'ya ait bu bilgelik bir bakıma yaşamın devam etmesini sağlayan, insanı Doğa ile uyumlandıran en büyük güçtür. Azra Erhat'ın (1972) da çok güzel ifade ettiği gibi:"Dionysos Doğa'nın kendisi değil, bir Ana Tanrıça değil de insana Doğa ile birleşmeyi sağlayan bir araçtır sanki. İnsan için düşünülmüş, yaratılmış bir tanrıdır." [s. 35]
  • Doğa en büyük erginleştirici güçtür, her türlü kimlikten sıyrılıp onunla bir olmalıdır. Bir Tarım Tanrısı olarak da Dionysos, Doğa'nın her döngüsü ile bir olmayı gösterir. Bu bağlamda Dionysos'un Tanrı'nın baldırından çıkması, dişil bir rahimden eril bir bacağa geçmesi, hem bir yolculuk hem yeniden doğuştur. [s. 41]
  • Ana Tanrıça kültünün farklı yoldan bir canlanışı olan Dionysos kültü, cinsel hazzı hatta genel olarak hazzı, kültün bir parçası yaptığında, kadın cinselliği ve kadının aldığı haz da toplum içinde konuşulabilir olmuştur ve ataerkil otoriteyi korkutmuştur. [s. 58]
  • Dionysos ayinlerinin vecd hâli ise ‘enthousiasmós’ sözcüğü ile anlatılır. Bu aslında "ilham" anlamına gelen ‘theiasmós’ ve "Tanrı tarafından ele geçirilmiş" anlamına gelen ‘éntheos’ sözcüklerin birleşmesiyle ifade edilir. Dionysos ayinlerinin bu özelliği aslında ayinlerin bir ritüel anlamına geldiğini de göstermektedir. [s. 87]
  • Vecd hâlinin bir hazza dönüşmesi Dionysos'u tanımlayan klasik bir haletiruhiye olarak ortaya çıkar. Hazla kendinden geçen ve hazzın doruğuna tırmananlar, aslında Dionysos tarafından ele geçirilmiş olup bu hazzı bir tür "tezahür" olan, Dionysos'un kendi vücutlarına enkarne olmasıyla yaşamaktadırlar. Böylece haz duygusu yüceltilmiş bir ritüel anlamı da kazanır. Dolayısıyla, haz burada bir durum olmaktan öte Tanrı ile bir iletişim yolu ve kendi varlığını hissetme çabası olarak da ortaya çıkmaktadır. [s. 88]
  • Dionysos olmak yaşamı her yönüyle sonuna kadar hissederek yaşamaktır aynı zamanda. Haz ve acı, insanın bu dünyadaki yaşamını kendine ispat eden, varoluşunu doğrulayan ve amacını hatırlatan duygulardır. İşte tam da burada Dionysos, insana insan olduğunu hatırlatan, dünyadaki varlığını sorgulayan kişiye sert tokatlar atan bir öğreticidir. [s. 116]

Comments

Popular Posts