Güneş De Doğar / Ernest Hemingway..

BeWater Kafe Kitap Kulübü’nün Ağustos seçkisi olarak okuduk. Daha kitabın ilk sayfalarında müthiş bir dönem eleştirisi olduğunu anlıyorsunuz doğal olarak. Ancak nedense kendi adıma şöyle bir his oldu; bir yerden sonra bu değişecek ve farklı bir formata girecek kitap diye. En azından olay örgüsünün aktarılış tarzı olarak. Gelin görün ki bu hiç değişmedi!

Biraz spoiler gibi olacak ama eğer siz de okumaya başladığınızda bu bir yerden sonra değişim hissiyatına girerseniz, bilin ki hayır değişmiyor. Bu da sayfalar ilerledikçe, doğruyu söylemek gerekirse bayağı bir sıktı. Çünkü aynı döngüler sürekli devam ediyor ve aynı anlatış tarzıyla. 

Tabii muhtemelen o eleştirel baz temelinde kurgunun baştan sona kadar bu şekilde devam etmesi çok normal ve bu sıkıntı hissini vermesi ve rahatsızlık uyandırması da. Bu bağlamda tabii ki kitap amacını muhtemelen sonuna kadar yerine getiriyor. Fakat söz konusu gidişat, kendi adıma benim çok tarzım olmayan bir kitap olmasına yol açtı. Yani en azından o eleştirel temelinin, bari aralarda belirgin cümlelerle ifade edilmiş olmasını bekledim, yine doğruyu söylemek gerekirse. Aynen geçtiğimiz ay okuduğumuz Doppler’de olduğu gibi. O da bir sistem eleştirisi idi bunun gibi. Kişilere dair çok vurucu eleştirileri vardı. Ama ara ara bunu açık bir şekilde dile getiriyordu ki bu bağlamda çok hoşuma gitmişti o kitap. Ancak bunu Güneş De Doğar’da bulamadığım için çok severek okuduğumu söyleyemeyeceğim.

Son olarak, (eş zamanlılık aşkına) bu kitabın elimde olduğum dönem okuduğum Flanöz kitabında Heminway ve bir de bu kitabına dair bölümler çıkınca bir şoke olmadım değil :) En güzeli de gerçekten esere dair çok yerinde bir tespite yer veriyor olması oldu. Tabii bir de onu bu yazıya eklemeden geçemezdim :)

Cümle sonlarına koyduğu her bir noktanın bir mermi deliği olduğu fiyakalı Hemingway'e dair, eleştirmen Jacob Michael Leland şöyle yazmıştır: "Hemingway'in erkek kahramanı, erilliğinin bir kısmını Birinci Dünya Savaşı’nda kaybeder ve yerine bir alet koyar: Yukarı Michigan'da bu bir balık oltası ya da cep çakısı; Afrika' da bir av tüfeğidir.”*

*Leland, Jacob Michael: "Yes, that is a roll of bills in my pocket: the economy of masculinity, The Sun Also Rises", Hemingway Review, 22 Mart 2004, s. 37.

[Lauren Elkin; Flanöz; s. 71]

  • Robert Cohn sordu, O sonuncular öbürleri kadar iyi dövüşebilirler mi? Çok çabuk sakinleştiler gibi geldi bana.» «Hepsi birbirlerini tanırlar, dedim. Ancak yalnız oldukları vakit yahut ikişer üçer beraber bulundukları vakit tehlikelidirler. » [s. 149] 
  • Brett, ölesiye güzeldi, Yakası kapalı jarse bir süveter ve tüvit bir etek giymiş, saçını oğlanlar gibi arkaya fırçalamıştı. Bunu zaten o çıkarmıştır. Vücudunun hatları, yarış yatı teknesini andırırdı, bu yün jarsenin içinde de bu hatlar gözden kaçacak gibi değildi. [ss. 23-24]

Meraklısına 1: Biblioterapi toplantımızda, oldukça kalabalık bir katılımcı grubu ve moderatörümüz eşliğinde kitaba dair olarak ayrıca dini inançlara, lgbt konusuna, kadın rolüne, trauma tepkisi olarak ortaya konan savaş, kaç ve donma modellerini de irdelemek ise ayrıca çok güzel ve faydalı oldu. Dilerseniz araştırmanızı öneririm.

Meraklısına 2: Nitekim zaten kitabı bitirir bitirmez de karşıma Kindle’da bu kitabın analizine dair yazılmış başka bir kitabın reklamı çıktı. Şöyle ki; dediğim gibi yazım dili bir tuhaf olunca ve şahsen son baskısının kapağını beğenmediğim için NadirKitap’tan 1955 baskılı çok daha estetik kapaklısını sipariş vermiştim :-) O yüzden dil öyle arafa sokunda, acaba çevirisinde mi, yani ‘o kadar eski olduğu için o tercümesinden kaynaklı bir problem mi var acaba?’ deyip İngilizcesi’ne de bakmıştım. Ancak aynı hâlin orada da var olduğunu görünce yine dönüp Türkçesi’nden devam etmiştim. Yani çeviride bir sorun yok kanımca, en azından benim okuduğum versiyonunda öyle olmadığını çok net gördüm. Demem o ki işte o İngilizce versiyonunu indirince ve ben Güneş De Doğar’ın okumasını bitirip de bu sefer başka bir kitap için Kindle’ı elime alınca, direk karşıma Güneş De Doğar’ın analizine dair bir İngilizce minicik dosya/kitap çıktı! İşte oradaki açıklamalar da olduğunu bildiğim o eleştirel tabanı çok güzel bir kuramsal temele oturdu. O yüzden onları aşağıda* alıntılamadan edemedim :)

* 'The Sun Also Rises by Ernest Hemingway (Book Analysis) Bright Summaries' kitabından.. 

  • 1. baskısı: 1926 tarihli
  • İngiltere'deki baskı ismi "Fiesta" 
  • Hemingway, doğal olarak 'ihmal teorisi' ('theory of omission') olarak bilinen ekonomik, minimalist bir tarz olan 'buzdağı teorisini' (‘ice berg theory') geliştirmesiyle hatırlanır. Death in the Afternoon'da (1932) yazdığı gibi, "bir buzdağının hareketinin saygınlığı, yalnızca sekizde birinin suyun üstünde olmasından kaynaklanmaktadır" (1999: 154). Hemingway, hikayenin yüzey öğelerine (sadece "sekizde bir") odaklanarak, anlatının altında yatan anlamın, açıkça atıfta bulunulmamasına rağmen, daha dokunaklı ve güçlü bir şekilde parlayabileceğine inanıyordu.
  • Hemingway'in buzdağı üslubu gerçeği yakalamayı amaçladığından, romanları gerçekçilik eserleri olarak kabul edilir. Tematik olarak, Hemingway insan sevgisini, şehvetini, korkusunu, kaybını, suçluluğunu ve ihanetini incelemek için genellikle bir çatışma ortamı kullanır.
  • Hemingway'in, savaş sonrası dünyada anlamlı bir yer arayan romanıdır.
  • Hemingway, Jake'in Dünya Savaşı'ndaki bir asker olarak yaşadığı deneyimin onu derinden etkilediğini ve aldığı yaraların onu seks yapamaz hale getirdiğini öne sürer.
  • Jake, savaş tarafından zihinsel ve fiziksel olarak yaralanmış durumda ve bu nedenle 'Kayıp Nesil'i (‘Lost Generation’) temsil ediyor.
  • Bu arada Hemingway, Jake'in 'Kayıp Kuşak'ın ikilemini anladığını ve kendisini ondan ayırmaya çalıştığını açıkça belirtir.
  • Bu nedenle, balıkçılık ve boğa güreşi tutkusuyla bir amaç duygusu bulur.
  • Bill ve Jake'in balık avı gezisinde doğa; onarıcı, iyileştirici bir işlev üstlenir.
  • Kirke (Circe) benzetmesi- Bu şekilde, Hemingway, Brett'in bağımsızlığının ve cinsel özgürlüğünün erkeklerin yolsuzluğundan sorumlu olduğunu öne sürerek, kadınların çok kadın düşmanı ve basmakalıp bir sunumuyla meşgul olur.
  • Güneş De Doğar kitabı, erken modernist eserlerde çok yaygın olan istikrarsız bir dünyada amaç ve anlam konusundaki derin belirsizliği özetler.
  • Hemingway'in buzdağı teorisini yenilikçi kullanımı modernizme büyük bir katkı olarak kabul edilir. Hemingway, okuyucuya iletmeye çalıştığı şeyin yalnızca yüzeyini çizen, çok özlü, soyulmuş bir anlatı sunar. Hemingway'in anlamının geri kalanı, tüm belirsizliği içinde, sayfadaki kelimelerin altında gizlidir; bu nedenle onun tarzı, yaşadığı zamanların kaosunu yakalamanın bir yolu olarak hizmet eder.
  • Hemingway, Fiesta: Güneş De Doğar'da güvensiz erkeklik kavramını araştırır. En önemlisi de kitapta Jake karakteri, savaş onu iktidarsız bıraktığı için önemli ölçüde daha az erkeksi hisseder.
  • Bu haliyle, savaşın onun erkeklik ideallerini yok etme şekli, savaş öncesi değerlerin savaşın dehşetiyle nasıl sarsıldığını yansıtır ve böylece savaş sonrası gerçekliği belirsiz ve güvensiz bırakır.
  • Jake'in kendi güvensizliği, iktidarsızlığının ölümden daha kötü bir kader olarak düşünülme biçiminde yansıtılır.

---

[İngilizce orijinali]

  • 1st edition: 1926
  • “Fiesta“ its title in England
  • Hemingway is remembered for developing the 'ice berg theory', an economical, minimalist style alter natively known as the 'theory of omission'. As he writes in Death in the Afternoon (1932), "the dignity of movement of an iceberg is due to only one eighth of it being above water" (1999: 154). By focusing on surface elements of the story (just "one eighth"), Hemingway believed that the underlying significance of the narrative could shine through more poignantly and powerfully, despite not being obviously referred to. 
  • As Hemingway's iceberg style aims to capture the truth, his novels are considered to be works of realism. Thematically, Hemingway often uses a setting of conflict to examine human love, lust, fear, loss, guilt and betrayal.
  • Hemingway's novel search for meaningful place within post-war world.
  • Hemingway makes it clear that Jake's experience as a soldier in World War has had a profound effect on him, and suggests that his injuries have left him unable to have sex.
  • Jake has been left mentally and physically scarred by the war, and thus represents the ‘Lost Generation': broken survivors who are 'lost' in the sense are wandering directionless in the aftermath of World War I.
  • Meanwhile, Hemingway makes clear that Jake understands the dilemma of the 'Lost Generation' and seeks to separate himself from it. 
  • As such, finds a sense of purpose through his passion for fishing and bullfighting. 
  • Bill Jake's fishing trip, nature takes on restorative, healing function. 
  • Circe- In this way, by suggesting that Brett's independence and sexual freedom is to blame for male corruption, Hemingway engages with a very misogynistic and stereotypical presentation of women.
  • The Sun Also Rises encapsulates the deep uncertainty of purpose and meaning in an unstable world that is so common within early Modernist works.
  • Hemingway's innovative use of the iceberg theory is regarded as a huge contribution to Modern ism. Hemingway gives the reader a very concise, stripped-back narrative that only scratches the surface of what he is trying to communicate. The rest of Hemingway's meaning, in all its ambiguity, is hidden beneath the words on the page; his style therefore serves as a way of capturing the chaos of the times in which he lived.
  • Hemingway explores the concept of insecure masculinity within Fiesta: The Sun Also Rises. Most notably, Jake feels significantly less masculine because the war has left him impotent. 
  • As such, the way the war has destroyed his ideals of masculinity reflects how pre-war values have been shaken by the horrors of war, thus leaving the post-war reality uncertain and insecure. 
  • Jake's own insecurity is reflected through the way his impotence is thought of as a fate worse than death.

Comments

Popular Posts