Three Thousand Years of Longing..

Ve çok uzun bir süreden sonra yeniden bir film yazısıyla buradayım. Öyle ki çok taze bir yapım var karşımızda. Birkaç gündür şöyle güzel bir film izlemem arzusundaydım ve gece bir ansa Hasan Sonsuz’un bu filme dair tavsiye yazısını görünce, akabinde de hemen internette filmi bulabilince başladım izlemeye. Çok da iyi oldu. 

Nasıl bir film diye sorarsanız. Öncelikle; 

  • masallardan hoşlanıyorsanız, 
  • her olguya dair bir mantık arama peşinde değilsiniz, 
  • tarihi yerler, mitolojik hikâyeler ve spiritüel konular ilgi alanınız içinde ise 

bence keyifle izleyebileceğin bir 1,5 saat var karşınızda. 

Bir de bu filmin bizim için özel olan, güzel bir yanı var ki o da İstanbul’da geçiyor sürpriz bir şekilde. Pera Palas Oteli’ni az da olsa görmek ve İstanbul’un bazı noktalarını seyretmek çok keyifliydi benim için. Daha başka sürpriz detaylar var (hem konu, hem oyuncular anlamında) ancak o kadar da sürprizi kaçırtmayım diyorum :)

Filmin en sonunda jenerikte, yapımın kısa bir öyküden [Antonia S. Byatt / Djinn in the Nightingale’s Eye] uyarlandığını (1994) öğrenir öğrenmez internetten İngilizcesi’ne ulaştım. Ancak çok ilginç bir şekilde vakti zamanında Can Yayınları’ndan, hem de Pınar Kür çevirisi ile çıkan Türkçe versiyonunun da [Bülbülün Gözündeki Cin] olduğunu öğrendim (2012). Beş tane peri masalını kapsayan bir kitapmış. 

Şimdi, en kısa sürede onu okumak niyetindeyim. Çünkü filmde bazı noktalar havada kaldı kendi adıma ve aydınlanamamıştım yeterince. Ki nitekim zaten artık bunun bir kitap uyarlaması olduğunu öğrendiğim için sebebinin de bu olduğunu söylemek gayet açık. Eğer siz de şöyle (bir anlamda) değişik bir Alaaddin’in Cini’nin daha modernimsi bir versiyonunu (zira film 2022 hem de Eylül tarihli), bu sefer okumak değil de izlemek isterseniz hdfilmcehennnemi vb.’ni ziyaret edebilirsiniz :-)

Comments