Limitless ve Lucy..
Bu sefer karşınızda ikili bir önerisi ileyim: Hatta yıllar önce ilk yayınlandığında izlediğim bir film olan Lucy ve birkaç yıl önce çıktığından beri izleyemediğim Limitless. Çünkü ikisini de benim de bu seferinde yaptığım gibi arka arkaya izlemenizi öneriyorum. Şöyle ki, yine Ayşe Tolga’nın önerisi sayesinde her iki filminde spiritüel konulara dair bakış açısıyla izlenmesi noktasında ne kadar farklı bir gözle algılanabileceğini gördüm. Hem bu noktadaki farkındalığı tecrübe etme, hem de ikisinin arka arkaya izlenmesi halinde, konu edilen zihinsel becerilerin eril ve dişil zihinlerde ne kadar farklı yönde hareket ettiğinin birer örneğini görme açısından ardışıklık oldukça etkili oluyor izlerken.
Ve sonrasında da şöyle bir düşünce geliyor insanın aklına: bu tip filmlerde birer bilim-kurgu gibi sunulan konunun aslında, örneğin Dr. Joe Dispenza’yı takip ediyorsanız onun anlatılarında da ve ondan önceki birçok anlatıda da olduğu gibi, aslında hepimizin yapabileceği yetenekler olduğunu bilmemize rağmen bunun ne kadar üstün ve ulaşılamaz bir yetiymiş gibi sunulması da insanı bir noktada bence rahatsız da ediyor.
Sonuç itibarıyla demem o ki siz de bence bir de bu gözle bu filmleri izlerseniz çok farklı bir hissiyatla olayı yeniden gözlemleme ve değerlendirme şansını yakalamış olursunuz. En azından kendi adıma öyle oldu ve sizlerle de paylaşmak istedim. Sadece klasik bir Hollywood filmi izlemeden de öte bir hâlde bu gözle seyredince, farklı birkaç noktayı yakalamak beni mutlu etti. 
Comments
Post a Comment