Gecede Saklı Yalnız Aşklar / Adil Yıldırım..

Ve Adil Yıldırım serimin 2., Adil Bey’in roman serisinin ilk kitabını (şu an son çıkan MedCezir kitabının başlangıcı olanı) da bitirmiş bulunmaktayım. Spiritüel roman olarak ifade ettiği ‘Zamanın Sessiz Ruhu’ndan farklı olarak bunda şöyle bir durum oldu: İlkindeki spiritüel konuşmaların ve/veya anlatımların arasına çok az bir şekilde ilişki anlatımları / örnekleri ve bu bağlamda tüyoları serpiştirilmişti. Bunda ise tamamennn :) pek çok ilişki anlatımları arasına az çok ilişkilere ve kadın-erkek zihnine dair açıklamalar ile eser miktarda spiritüel ifade serpiştirilmişti.
Karakterimiz Bora ve onun İtalya temelli yaşamı ya da daha doğru ifadeyle yoğun aşk hayatı! üzerine kurgulanmış olan öykü keyifliydi. Aynı ilk kitabın bana verdiği hissiyat gibi, bunda da, sanki Bora Bey karşıma geçmiş bana yaşadıklarını anlatıyor, ben de zihnimdeki BBG evi gibi görüntülerle onu dinliyor-izliyor gibi oldum. :) Hele ki bu ara ancak böyle bir anlatımı, öyküleri kafamın götürebildiği dönemde iyi geldi ve keyif verdi. Tabii ki ilk kitabı gibi bunda da Adil Bey’in İtalya’yı arka plan yapması da benim için ekstra puanlık oldu ;)
Şimdi sıra son kitap MedCezir’e geçip Bora’nın kaldığı yerden neler yaptığını öğrenmek ;)
  • ..... sürprizlerle dolu bir kadın. Beni hem duvara vurur hem de üstümü başımı düzeltip usulca koltuğa oturtabilirdi. [s. 68]
  • “İnsan kök saldığı zaman bir yere gidemiyor.” ... “Gerçekten yaşandığını hissetmenin yolu budur.” ... “İnsan bir yerlere ait olduğunu bilmek ister. Bunun özlemiyle yaşar. Uzaklaşsa bile yarın dönebileceği bir anakara olmasını ister.” [s. 72]
  • Onu öpmek onunla olmanın, birlikte olmanın, paylaşmanın ilk ve en zarif yoluydu. ... O benim ellerimde değildi ama ben ona hapsolmuştum. [s. 109]
  • ... "açıkçası benim çok fazla ilişkim olmadı. Etrafımdaki aptal çocuklara tahammülüm bile yok. Kimi zaman birine karşı bir şeyler hissedersin ama o bunu tek bir amaca çevirmeye çalışır. Oysa yatak bence büyütülecek bir şey değil. inan bana, beni çok az erkek etkiledi bugüne kadar. Ben genelde ruhlarına bakmaya çalışıyorum, bana sahip çıkacak, beni önemseyecek birini bulsam gerçekten bir ilişki yaşamaktan hiç çekinmem. [s. 209]
  • "Korkarım sen bugüne kadar gerçekten seni seven bir kadınla olmadın. Çok tatlı birisin ve her kadın sana kapılıp gidebilir. Hem eğlencelisin hem de çekici. Ama işler ciddileştiği zaman bir kadın sana güvenebilir mi?" ... "Daha kötü bir ihtimalle, gerçek aşktan ürküyorsun. Ne zaman bir kadın seni ölümüne sevse uzaklaştın. Bu aşk seni korkuttu, uzaklara gitmek istedin.” ... "Ne kadar yanlış bir şey yaptığını ilerde anlayacaksın bence. Seni delicesine seven bir kadından başka sığınabileceğin bir yer olmayacak. ... Eğer hiç aşkı yaşamadıysan bu bence çok kötü ama eğer onu bırakıp kaçtıysan, bence daha da kötü." [ss. 217-218]
  • O yürüyüş dünyanın merkezine doğruydu sanki doğanın aşk dolu merkezine, affedilmeye ve sevilmeye doğru yürüyordum. [s. 254]
  • Daha ateşli, daha arzulu ve her günaha açık bir aşk vardı içinde. Sınırları olmayan bir aşkla bir adamı hayatı boyunca mutlu etmeye hazır, şiddetli bir bağlılık duygusu. Leonardo ile uyurken bile rüyasında onu gören ve yine onunla delice sevişen arzulu kadın, sadece ona ait ve gözü ondan başkasını asla görmeyecek. Erkeği, kendisi dışındaki tüm maceralardan uzak tutacak ama bunu yaparken "boğmayacak" mükemmel bir aşk saklıyordu kalbinde. [ss. 260-261]

Comments