Carmen operası..
Tabii ki karantina öncesi son gittiğim bale Carmen olduğu için ve ona dair post’umda da belirttiğim üzere 27 yıl önce onun operasına gittiğimi hatırlamamın üzerine ilk YouTube seyrim de Carmen oldu. Çünkü doğal olarak, sadece çok beğendiğimi hatırladığım için ve baleyi de çok fazla beğendiğimden ilk onu taze taze seyretmeyi istedim. Ve şansıma da bu günlerimiz için özel olarak YouTube kanallarına ilk yükledikleri yapımlar arasında yer aldığını görünce tercihimi ondan yana kullandım. Dediğim gibi taze taze aklımdayken bir de operasını izlemek bu anlamda çok güzel oldu. Çünkü böylelikle aradaki farkıları çok daha net görebildim. Hatta arada iki hafta olmasına rağmen yine de bazı detaylar için eski ve yeni Carmen tanıtım broşürlerime bakmak zorunda kaldığımı itiraf etmeliyim. Yalnız burada şöyle bir notu da ilave etmem doğru olur: bakanlığın YouTube kanalındaki birçok opera ve bale temsili, Ankara devlet opera ve balesinin sahneye koyduklarının çekimlerinden oluşuyor. Bu bağlamda, seyrettiğim Carmen operası da yine ADOB’un bir yapımı olarak yer alıyor.
Hesap nasıl buldun sen onu söyle derseniz de ilk yorumum şu olur; ben böylesini kesinlikle çok daha fazla beğendim. Dediğim gibi her ne kadar 27 yıl önce (yani kelimenin tam anlamıyla milattan önce :)) operasını seyretmiş olduğumu bilsem de ve sadece zihnimde kalan tadı hatırlasam da kesinlikle İZDOB’un sahneye koyduğu bale bir şahaneydi. Ayrıca sahne açısından da yani hem renkler hem kostümler hem kurgu hem koreografi beni çok daha fazla etkiledi, bunu da açık bir şekilde ifade etmem doğru olur. Belki bir İZDOB hayranı olduğum için bu yorumda biraz taraflı da davranmış olabilirim ama şahsım adına yapacak bir şey yok :) Ancak yine de eserin hem operasının hem balesinin izlenmesi gerektiği taraftarıyım çünkü konununun sahneye konuşu açısından bayağı bir genişlik farkı olduğunu düşünüyorum. Zaten balenin 2, operanın 4 perde olması da bunun en büyük kanıtı olarak yer alıyor. Tüm bunların yanı sıra son iki detayı daha şöyle ifade etmek istiyorum.
Birincisi; Devlet Opera ve Balesi Müdürü Murat Karahan‘ın da (en azından benim için sürpriz bir şekilde sahnede görmemle öğrenmiş olmam üzere) başrolde olduğu ve muhteşem performans sergilediği hususu. Yani sırf bunun için bile seyredilebilecek bir niteliğe sahip Carmen operası. Ayrıca Carmen karakterini canlandıran ADOB sanatçısı gerçekten tam bir Carmen sahneye koymuş; hareketleri, bakışı fiziği, dansı kısacası her şeyiyle gerçekten tam bir Carmen! Bunu da altını çize çize söylemem gerek.
Hesap nasıl buldun sen onu söyle derseniz de ilk yorumum şu olur; ben böylesini kesinlikle çok daha fazla beğendim. Dediğim gibi her ne kadar 27 yıl önce (yani kelimenin tam anlamıyla milattan önce :)) operasını seyretmiş olduğumu bilsem de ve sadece zihnimde kalan tadı hatırlasam da kesinlikle İZDOB’un sahneye koyduğu bale bir şahaneydi. Ayrıca sahne açısından da yani hem renkler hem kostümler hem kurgu hem koreografi beni çok daha fazla etkiledi, bunu da açık bir şekilde ifade etmem doğru olur. Belki bir İZDOB hayranı olduğum için bu yorumda biraz taraflı da davranmış olabilirim ama şahsım adına yapacak bir şey yok :) Ancak yine de eserin hem operasının hem balesinin izlenmesi gerektiği taraftarıyım çünkü konununun sahneye konuşu açısından bayağı bir genişlik farkı olduğunu düşünüyorum. Zaten balenin 2, operanın 4 perde olması da bunun en büyük kanıtı olarak yer alıyor. Tüm bunların yanı sıra son iki detayı daha şöyle ifade etmek istiyorum.
Birincisi; Devlet Opera ve Balesi Müdürü Murat Karahan‘ın da (en azından benim için sürpriz bir şekilde sahnede görmemle öğrenmiş olmam üzere) başrolde olduğu ve muhteşem performans sergilediği hususu. Yani sırf bunun için bile seyredilebilecek bir niteliğe sahip Carmen operası. Ayrıca Carmen karakterini canlandıran ADOB sanatçısı gerçekten tam bir Carmen sahneye koymuş; hareketleri, bakışı fiziği, dansı kısacası her şeyiyle gerçekten tam bir Carmen! Bunu da altını çize çize söylemem gerek.
Comments
Post a Comment