Under Sandet.. Land of Mine..
Her zaman ki gibi Oscar adaylığı sayesinde izleme şansı yakalayabildiğim ve bu sayede hiç bilmediğim (çok utanarak) bir olayın var olduğuna şahitlik etmemi sağlayan bir film oldu, Türkçe adıyla, Mayın Sahili. Haberim olmasını sağladı da iyi mi oldu derseniz, dehşet üzüldüm. Alman da olsa, o savaşta onların kötülük yapıp yapmamış olmasına bakılmadan öylesi ağır bir yükün, daha çocuk yaştaki askerlerin üzerine yıkılmış olmasına inanamadım. Aynı filmdeki komutan gibi şoke oldum. Yaşadıkları psikolojik çöküntüyü tahayyül bile edemiyorum. Ki gerçekten 1945 yılında çoğu teenage 2000 Alman askerinin, 2. Dünya Savaşı boyunca Almanlar’ın gömdüğü mayınları temizlemek için görevlendirilmiş ve yarısı ya ölmüş ya da uzuvlarını kaybedecek kadar kötü yaralanmış!
Zaten ne zaman ki filmin başında komutan, sırf Danimarka’nın (filmin de çekimlerinin gerçekleştiği ve hatta çekilirken 1 tane gerçek, patlamamış mayının da bulunduğu) o sahilinde 2.000.000 evet yazıyla da iki milyon döşenmiş olmasına i-na-na-ma-dım! Avrupa’nın toplamında gömülenden fazla oranda bir şekilde! Şaka ötesi! Nasıl böyle vahşi bir şey yapılır akıl alır gibi değil. Dehşete düştüm ve dehşet üzüldüm. Nasıl bi mantık nasıl bir kötücülük..
İşte filmde küçük bir ölçek dahilinde o vahşeti yaşamış genç askerlerin yaşadıklarına bir yakın çekim yapıyor. Bu bağlamda kanımca senaryo anlamında çok fazla bir büyüklük göstermese de, ortaya koyduğu olayın devasalığı yetiyor zaten, çocukların ve adamın performansı ile küçük bir pencereden de olsa o gerçekçiliği, o hissi bize aktarmadaki başarıları filmi iyi bir yapım kılıyor. Öyle bir gerçekçilik ki o ne olduğu malum sahnelerde bakamadığımı yine itiraf etmek durumundayım :( zaten bir yerden sonra filmde de o sahnelerde sessiz bir şekilde hayat buluyor! O kadar acıtıcı, sizin anlayacağınız.
Sonuç olarak tarihi film seviyorsanız ve zorlayıcı sahnelere hazırlıklıysanız iyi bir seçim olarak mutlaka bakmalısınız. Ancak zihninizi ve midenizi hazır hissetmiyorsanız pass demeniz gerek diye düşünüyorum.
Meraklısına: Komutana, çok üzüldüm ayrıca :(
Zaten ne zaman ki filmin başında komutan, sırf Danimarka’nın (filmin de çekimlerinin gerçekleştiği ve hatta çekilirken 1 tane gerçek, patlamamış mayının da bulunduğu) o sahilinde 2.000.000 evet yazıyla da iki milyon döşenmiş olmasına i-na-na-ma-dım! Avrupa’nın toplamında gömülenden fazla oranda bir şekilde! Şaka ötesi! Nasıl böyle vahşi bir şey yapılır akıl alır gibi değil. Dehşete düştüm ve dehşet üzüldüm. Nasıl bi mantık nasıl bir kötücülük..
İşte filmde küçük bir ölçek dahilinde o vahşeti yaşamış genç askerlerin yaşadıklarına bir yakın çekim yapıyor. Bu bağlamda kanımca senaryo anlamında çok fazla bir büyüklük göstermese de, ortaya koyduğu olayın devasalığı yetiyor zaten, çocukların ve adamın performansı ile küçük bir pencereden de olsa o gerçekçiliği, o hissi bize aktarmadaki başarıları filmi iyi bir yapım kılıyor. Öyle bir gerçekçilik ki o ne olduğu malum sahnelerde bakamadığımı yine itiraf etmek durumundayım :( zaten bir yerden sonra filmde de o sahnelerde sessiz bir şekilde hayat buluyor! O kadar acıtıcı, sizin anlayacağınız.
Sonuç olarak tarihi film seviyorsanız ve zorlayıcı sahnelere hazırlıklıysanız iyi bir seçim olarak mutlaka bakmalısınız. Ancak zihninizi ve midenizi hazır hissetmiyorsanız pass demeniz gerek diye düşünüyorum.
Meraklısına: Komutana, çok üzüldüm ayrıca :(