Can / Andrey Platonov..
* Rusça: Джан
[ENG is below]
- @bewaterbookcafe X @fundasakaoglu bibliyoterapi atölyesi Haziran 2025 kitabı.
- Öncelikle kısa bir not: kesinlikle bu yayın evinin baskısından okumayın. Şahsen yanlışlıkla boykot ettiğim bir yerden almış oldum ve çevirisinden hiç memnun kalmadım. O kadar ki paylaşımda yer verdiğim alıntıları bile başka bir yayınevindeki cümlelerden hazırladım.
- Ancak gelin görün ki çeviri bir yana, okunması oldukça zor bir kitap olduğu kanaatindeyim. (Ki sebebi varmış!)
- Çünkü zaten o insanı üzen ve daraltan anlatının, bir nebze de olsa okuyanda gerçekte onları yaşayanların zorluklarını anlayabilmeleri adına bu şekilde olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla amacını kesinlikle yerine getirdi benim nezdimde :-)
- ‘Günler, Aylar, Yıllar’ kitabını bu bağlamda feci şekilde anımsattı bana.
- Ancak artık dayanamayacağınınız bir noktaya geldikten sonra farklı bir ivme kazandığını ve felsefi açıdan düşündürücü yerlere gittiğini tüyo verebilirim. Ve fakat oraya gelene kadar da beni benden aldı.
- Bir yandan da mekansal açıdan hem başlarında Bal Ülkesi'ndeki (belgesel-film) kadın kahramanı anımsadım.
- Ancak onun yalnızlık üzerinden yaşadıklarını fersah fersah açan bir kimsesizlik ve ondan da öte kuraklık söz konusu.
- Tabii tüm bu hiçliğin ortasında bize verdiği sembolizmi sevgili Funda Hanım’ın nerelerden deneyimleteceğine dair büyük bir heyecan uyandırdığını da eklemeliyim.
- Velhasıl kelam Stalin dönemi topraklarındaki Küçük mü küçük bir kavmin —yüzeyde— susuzluk ve açlık üzerinden yaşadıklarını anlatarak dönemi irdeleten bambaşka bir kitap.
Meraklısına: Ve sevgili Funda Hanım’ın aktardıklarından notlar:
- Önce sisteme inanç duyan, sonra hayal kırıklığı yaşayan yazarlardan biri.
- Dolayısıyla ideolojik olarak başta başka biriyken sonunda başka biri. Yani gelgitli bir atmosfer var. Ki bu da yazarın durumundan kaynak bilinçli bir durum.
- Hem söz konusu gelgitli hal hem de gerilimli atmosfer zaten kahramanı bir ismi ile bir soyismi ile anılması şeklinde de bize kendini gösteriyor.
- İzleme önerisi: Son Çar / Netflix
- SSCB’nin treni getirmesi ve tüm ülkeyi ağalarla örmesi durumu söz konusu. Bu bir yandan ülkenin modernleşme çabası iken diğer yandan da halkın insani yönünü alması şeklinde tezahür ediyor.
- Tüm bunlar paralelinde kahramanımız gibi annesi de hikaye geri döndüğünde farklı biri olarak yer alıyor.
- Devletin özellikle Rusça dili bağlamında halk üzerinde büyük bir baskısı var ki bu asimilasyon amaçlı.
- Ancak kişiler arasında büyük iletişim sıkıntılarına yol açıyor.
- Kitabın yazım dili de normalde Rus halkı insanlarının kendini anlatmadaki sıkıntısından dolayı bilinçli olarak anlaşılması güç bir yapıda kurgulanmış.
- SSCB’nin yaptığı gibi ikinci bir dil halka zorunlu olarak öğretildiğinde de zaten bu şekilde bir iletişim sıkıntısı ortaya çıkıyor
- Bu bağlamda da eser, ülkenin de geçiş evresini konağa alan bir kitap.
- İmgesel dili çok yüksek bir kitap.
- Kitap = aynı zamanda Sovyet modernleşmemesinin bir parodisi.
- Çöl = Can halkının ruhsal çoraklığı.
- Yolculuk halinde hep = içsel değişim ve dönüşüm
- Kitapta duygu ve dil ayrımı Çok net. Zira halkın elinden dil alınmış. O yüzden iletişim duygusuz.
- Su = ruhsal dirilişin, kurtuluşun sembolü. (Bknz. Hazreti Hacer’in öyküsü.)
- Makineleşme = sosyal modernizm projelerinin bireysel üzerindeki etkisi.
“Can. Ruh ya da tatlı hayat anlamında. O halkın, ruhundan ve kadınların, anaların ona bağışladığı tatlı hayatından başka hiçbir şeysi yoktu - halkı doğuran analardır çünkü."
Her küçük varlık, nesne yahut bitki, insana kıyasla daha bir gururlu ve geçmiş bağlılıklarından azadeydi demek.
Sözcükler anlaşılmaz olmuştu çünkü sesten ibarettiler; merak, duygu ve ilham içermiyorlardı, onları telaffuz eden adamın içinde tonlama yapabilen bir kalp yokmuş gibi.
Sesler tekrarlanıyor, seyrek adımlarla, ölü molalar vererek, boşluğun boş yerlerini katederek yaklaşıyordu, suyun dondu donacak devasa damlalar halinde damlaması gibi, lacivert ormanların derinliğinde uzaklaşan kavalın arada bir seslenmesi gibi, ölen parçalarını saya saya dönmemecesine geçip giden uzun yıldız vaktinin ilerleyişi gibi; fakat belki de bu sesler çok daha yakından, Çagatayev'in bedeninin içinden, ruhunun ağır nabzından geliyor, ona şimdilerde unuttuğu, acıyla büzüşen kalbinde boğulan o asıl hayatı anımsatıyordu.
Aslında insanlar akıldan ya da hakikatten değil, sırf doğdukları için yaşarlar ve kalpleri, çarptığı müddetçe, çaresizliklerini işleyip parçalara böler, kendi de sabırla çalışmaktan cevherini yitirerek viran olur.
Eski bir düşüncesine gülümsedi sonra: İnsanlar ne diye acının, ölümün hesabını tutardı hep, mutluluk da bir o kadar kaçınılmaz, hatta çoğunlukla çaresizlikten daha olasıyken ...
Jaleyka: İnek boynuzundan yahut huş ağacı kabuğundan üretilen, Slavlara özgü, tiz sesli bir çeşit nefesli çalgı.
***
[in ENG]
Soul, or Dzhan / Andrei Platonov..
* Russian: Джан
- @bewaterbookcafe X @fundasakaoglu bibliotherapy workshop’s June 2025 book.
- First, a brief note: I strongly advise not to read the edition published by this particular publisher. I accidentally bought it from a place I normally boycott, and I was very disappointed with the translation. So much so that even the quotes I included in my post were taken from the version published by a different publisher.
- That said, beyond the translation, I believe this is a very difficult book to read.
- The narrative is inherently distressing and heavy, and I think it’s written that way so the reader can begin to grasp — even slightly — the hardships of those who actually lived through such experiences. So in that sense, it fully served its purpose for me :-)
- It strongly reminded me of The Days, the Months, the Years in this regard.
- But I can hint that once you reach a point where you feel like you can’t take it anymore, the story shifts and takes on a new momentum, leading to deeply philosophical reflections.
- Still, it truly drained me emotionally before it got there.
- In terms of setting, it also reminded me at first of the woman protagonist from HoneyLand movie.
- But here, the loneliness is expanded into an even deeper sense of abandonment — and beyond that, drought.
- Amid all this nothingness, the symbolism Platonov offers sparked a lot of excitement in me, wondering how dear Ms. Funda will experience it from her own perspective.
- In short, this is a completely different kind of book. Without directly analyzing the political climate of the Stalin era, it portrays the suffering of a small, forgotten tribe through themes of thirst and hunger —on surface— and through that, speaks volumes about the time.



Comments
Post a Comment