Oyunbozan..

[ENG in below]

2019 yapımı bir Alman filmi, 69. Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı ödülü kazanmış olan. 

Aslında bence orijinal isminin karşılığı olan sistem kırıcı/parçalayıcı ifadesi tam da filmi özetleyen bir tamlama. 

*”orijinal ismi Systemsprenger, “sistem patlatan/yıkan” anlamına geliyor. Aynı zamanda pedagojik/psikiyatrik bir terim olarak da kullanılan kelime, sisteme uyum sağlayamayan ve yardım kuruluşlarının baş edemediği kişiler için kullanılıyor. İçinde ‘sistem’ kelimesi geçtiği için olsa gerek, isyankâr bir çağrışımı var bu terimin. Genç yönetmen Nora Fingscheidt, film boyunca kelimenin psikiyatrik anlamıyla isyankâr çağrışımlarını iç içe geçiriyor.” ~ altyazi.net

Zira sistem bozan bir çocuğun -ki aslında çocukluğu paramparça edilerek bozulduğu için sistemde dışlanan birinin- hikâyesini! izlerken film de sizin o anki duygusal durumunuzu bozuyor. Gerçekten aktardıklarının yaşattığı his, paramparça ediyor. 

Zaten ilk sahnesi itibari ile yarattığı negatif etki nedeniyle kendinizi feci rahatsız hissediyorsunuz ve huzursuzluk hâli tüm film boyunca devam ediyor. Çocuğun hâline ayrı üzülüyorsunuz, onun o hâle getirilmesine ayrı üzülüyorsunuz ve bir çare bulunamamasına ayrı üzülüyorsunuz. Zira üzülmekten çok fena sinirlerimiz bozuluyor. Aynı o çocuğun sözde sistemi temin etmesi gibi. 

Ancak filmdeki durum gibi ne yapacağını şaşırma hâli yaşamak da büyük bir gerginlik yaratıyor ve umutsuzluğa düşürüyor. Çünkü izlerken siz de ister istemez çözümler, yaklaşım seçenekleri üretiyorsunuz zihninizde ve öykü ilerledikçe bir şekilde onların da filmde düşünülerek uygulanmasının sonuç vermediğini gördüğünüzde daha da sinirleniyorsunuz, üzülmenin yanı sıra. 

Kısacası çocuk oyuncunun muhteşem performansıyla (Bu arada sosyal hizmet görevlisi hanımın öyle bir sahnesi var ki aynı sizin o sahnede dağıldığınız gibi muhteşem bir performans sergiliyor, gözlerinize inanamıyorsunuz) çok küçük yaşlarda -bize gösterilmeyen- travmalar yaşamış bir çocuğun sadece dokuz yaşında yaşadığı durumların hep o travmalardan kaynaklandığını bize aktaran muhteşem bir film var karşımızda.

Bu bağlamda, geçenlerde ancak seyredebildiğim Gabor Mate’nin Travmanın Bilgeliği belgeselinin birebir bir sahnesinin filmde bir sekans olarak yer aldığını görmek, tam da orada anlatılan travmaların ilk yaşanma dönemlerini bizlere götürmesi açısından müthiş bir atıftı. 

Psikolojinizin kaldırabileceği bir anda izlemeniz uyarısıyla listenize almanıza alaka öneririm.

Meraklısına: Filmde geçenken Kenya projesi gerçek değilmiş; tamamen bir kurguymuş. Allah’tan öyleymiş. Sizin de benim gibi şoke olduğunuz ve merakınızı cezbeden bir durumdur diye yazmak istedim.

Meraklısına 2: Altyazı dergisinin internet sitesindeki ilgili yazıda* geçen bu ifadeleri, konuyu çok güzel ortaya koyduğu için alıntılamadan edemedim:

“Neredeyse her sahnede pembe tonlarında kıyafetler giyen Benni, tüm bu görüntünün zihinde uyandırdığı imgenin tersine yaramaz, hareketli ve ağzı bozuk bir çocuk. 

Zaten Benni’yle kimse başa çıkamayınca, ipi eline alan, ergen erkeklerle çalışan Micha adında bir sosyal hizmetler görevlisi oluyor. İkilinin arasında ilişki, tam da bu pembeler içindeki, “prenses” kalıbına sokulan kız çocukları ve bir kurtarıcı figürü olarak sunulan “beyaz atlı prens” anlatısını tersine çeviriyor.

SPOILER

Öyle bir an geliyor ki, sanki tüm bu süreç hiç yaşanmamışçasına bir hayal kırıklığı kaplıyor Micha’yı da, seyirciyi de. Benni’ye bakmayı reddetmek zorunda kalan Micha, durumu şöyle açıklıyor bir üstüne: “Onu kurtaracağıma dair fanteziler kuruyorum.” Beyaz atlı prenslerin prensesleri kurtardığı masalların gerçekten bir “fantezi” olduğunu söyleyen Oyunbozan, Benni’yi kurtarmaya değil, onunla beraber yürümeye, hattâ koşmaya, ona yetişmeye çalışıyor.

SPOILER BİTTİ

Kendini kurtarmaya gelen avcıyı geri gönderen, kurtla kendi başına savaşan, başka bir dünyanın, başka bir “sistemin” Kırmızı Başlıklı Kız’ı.”

* https://altyazi.net/yazilar/elestiriler/oyunbozan-yuzundeki-ofke/



[in ENG]

System Crasher (Systemsprenger)

- A 2019 German film that won the Golden Bear award at the 69th Berlin Film Festival.

- In my opinion, the original title ‘Systemsprenger’ (system crasher) perfectly encapsulates the essence of the film.

  [Systemsprenger is a pedagogical/psychiatric term meaning 'system crasher/breaker'*]

- The story revolves around a system-disrupting child – whose childhood has been shattered and consequently rejected by the system. As you watch, the film disrupts your emotional state as well. The feelings it conveys are truly shattering.

- From the very first scene, the negative impact makes you feel extremely uncomfortable, and this sense of unease persists throughout the film. You feel sorrow for the child's plight, for how they ended up that way, and for the lack of a solution. The distress is deeply unsettling, much like the child supposedly disrupting the system.

- The film also induces a great deal of tension and hopelessness as you find yourself perplexed about what to do, mirroring the situation depicted in the film. As you watch, you inevitably come up with potential solutions and approaches in your mind, only to see them fail in the film, which further aggravates your frustration along with your sorrow.

- In short, it is a magnificent film that, through the outstanding performance of the child actor (and there's a particular scene with the social worker that leaves you in awe), conveys the message that the situations faced by the 9-year-old child are deeply rooted in early traumas that we are not shown.

- In this context, it was a brilliant reference to see a sequence from Gabor Mate's documentary "The Wisdom of Trauma," which I watched recently. It took us back to the initial stages of the traumas discussed in the documentary.

- I recommend adding this to your watchlist, with the caution to watch it when you are in a stable emotional state.

For the curious: The Kenya project mentioned in the film is not real; it is entirely fictional.


* "The original name Systemsprenger means 'system crasher/breaker.' It is also used as a pedagogical/psychiatric term for individuals who cannot adapt to the system and with whom aid organizations struggle to cope. The term has a rebellious connotation, likely due to the word 'system.' Young director Nora Fingscheidt interweaves the psychiatric meaning of the term with its rebellious connotations throughout the film." ~ altyazi.net

Comments