Black Swan..

Son iki film paylaşımında olduğu gibi Siyah Kuğu da, (her ne kadar yıllar önce ilk gösterimi çıktığında izlemiş olsam da bir kez daha ve zevkle) Kurtlarla Koşan Kadınlar atölyesi kapsamındaki ödev izlemem olarak seyrettiğim için bir diğer yapım. Aslında blog’umu yazmaya başladığım ilk döneme dair bir yapım olmuş olsa da her nasılsa onu yazmayı atlamışım ve zaten o dönemde Instagram denen bir mefhum olmadığı için, (o çok sevdiğim ifadeyle buralar resmen dutluk olduğu için :)) tabii ki Siyah Kuğu’yu oradan da paylaşmadığımdan Instagram galerimde yer almıyor :-) O yüzden de bu kadar yıl aradan sonra yeniden izlemiş olmanın zevki ile buradan da aynı zevkle paylaşmak istedim. 

Siz de eğer bugüne kadar seyretmediyseniz, bir kere mutlaka mutlaka izlemeniz gereken bir yapım olduğunu söylemeliyim. Diğer yandan; vakti zamanında bu filmi, sonuçta sinemaya gelen büyük bir prodüksiyon olması noktasında izlemiştim ki o zamanlar sıkı bir sinefil olarak gösterime giren tüm filmleri izliyordum. Ancak şimdi bu kadar yıl aradan geçmiş ve son birkaç senedir yaptığım okumalar kapsamında edindiğim yeni arka bilgilerin ışığı altında bunu izlemek bambaşka bir anlam ifade etti kendi adıma. Hele ki Kurtlarla Koşan Kadınlar’da sadece dört hikaye okumuş olsak da (ki bu 4. öykü Bilge Vasilissa kapsamındaki ödev) Jung ile Kahramanın Sonsuz Yolculuğu’na yeni yeni adım atmaya başladığım bir dönemde izlemiş olarak her şeyi bambaşka gözlerle seyrettiğimi ve anlamlandırabildiğimi (olabildiğince tabii) keyifle buradan belirtmek isterim. 

Yani çok net hatırlıyorum aklımda kalanlar asla bunlar değildi, kalanlara dair kafamda ‘bundan oldu, bunun anlamı şu’ vb. dediğim hiçbir şeyin aslında öyle olmadığını şu an görmek resmen büyük bir aydınlanma oldu. Belki dünya için küçük bir adam olabilir ama Cale için büyük bir adımdı. İkincil karakterin varlığından tutun da son sahnedeki kanın ifade ettiklerine kadar, sınırlardan tutun da kişinin kendi karanlığıyla kucaklaşmasına değin öyle güzel sembolik bir alt metne sahip ki film, gerçekten buradan anlatmam mümkün değil. Kaldı ki zaten hakkıyla atamayacağım kanaatindeyim. 

Ayrıca yönetmeni çok severim ve hep de böyle filmler ortaya koyar ne mutlu ki. Bir kez daha saygıyla önünde eğildim gittim kendisinin. Özetle, dediğim gibi bugüne kadar izlemediyseniz mutlaka izlemenizi, yok benim gibi yıllar önce izlediyseniz de şimdiki gözlerinizle bir kez daha bakarsınız bambaşka bakış açılarıyla izleyerek çok farklı bir keyif alacağınızı rahatlıkla söyleyebilirim.

Comments

Popular Posts