Hizmetçi / Nita Prose..

Ve 2022 senesini Muga Mag kitap kulübümüzde, bugüne kadar iki yıl boyunca hiç okumadığımız bir türde, dedektiflik romanı okuyarak kapattık. Biz seçimimizi belirledikten sonra, Goodreads’te kategorisinde yılın en iyi kitabı ödülünü kazanan Hizmetçi; oldukça kolay okunan, akıcı ve keyifli bir kitap oldu kendi adıma.

Zira gerçekten arada farklı türlere şans vermek okuma pratiği açısından çok iyi oluyor. Birkaç ay önce de Sherlock Holmes‘un bir kitabının çocuk versiyonu okumuştum ve çok büyük keyif almıştım. Şimdi de yeni bir yetişkin dedektiflik kitabı okumak çok güzel oldu.

Gerçekten de sonuna kadar sürprizini kaçırtmadan ve heyecanını stabil tutarak ilerledi sayfalar, kendi adıma. Bir de yine benim için oldukça eğlenceli şöyle bir tesadüf vuku buldu ki o da; bu kitaptan önce okuduğum Kasiyer isimli (Uzakdoğu edebiyatından) kitabın baş kadın figürünün benzer karakteristik nitelikler sergilemesiydi. Zira hikâye başlar başlamaz hizmetçi karakterimizin, bir otel ve otelde icra ettiği temizlikçi rolü aracılığıyla kendisini ifade ediş hâlleri ile Kasiyer’deki karakterin, bir süpermarketteki görevi üzerinden kendi varoluşunu ortaya koyarken aktardığı karakteristik özellikler inanılmaz derecede benzerdi. Bu da çağcıl dönemin kendine özgü mesleklerinin yanı sıra yabancılaşan (çünkü kendi olma adına farklılığını koruyarak toplumdan bir nevi sürgün edilerek, yüzeyde öyle bir yaşam sürmek zorunda bırakılan) kadınların yaşamlarının gözlemlenmesi ve değerlendirilmesi açısından çok kayda değer veriler ortaya koydukları kanaatindeyim. Dolayısıyla Hizmetçi’yi okuduysanız Kasiyer’e de, Kasiyer’i okuduysanız bir de Hizmetçi’ye fırsat vermenizi rahatlıkla öneririm.

İki kitabın benzerliği noktasında ve ifade ettiğim toplumsal eleştiri niteliği de göz önünde bulundurulduğunda Hizmetçi’yi; farklı bir gözle bakılabilecek ve diğer yandan da bir dedektiflik öyküsünün, heyecanla okunabilmesine imkân tanıyan eğlenceli bir roman olarak sevdiğimi söyleyebilirim. Tabii ki bu çok çalışan zihnim susmayıp bazı yerlerde kendi kafama göre mantık hataları bularak kitabı eleştirmedi değil :) ancak yine de genel itibari ile farklı ve iyi bir roman okumaktan dolayı memnun olduğumu belirtmeliyim.

  • Hizmetçi üniformamı -gösterişsiz Downton Abbey tarzında hatta Playboy tavşanı klişesinde olduğu gibi değil ama göz kamaştırıcı beyazlıkta kolalı gömlek ve (eğilmeyi kolaylaştıran esnek kumaştan yapılmış) dar kesimli siyah kalem eteğiyle-kuşandığımda ben bir bütünüm. İş için giyindiğim anda sanki ne diyeceğimi ve ne yapacağımı bilir hâle gelip kendime daha çok güvenir oluyorum; en azından çoğu zaman ve günün sonunda üniformamı çıkardığım anda kendimi çıplak, korunmasız ve eksik hissediyorum. [s. 10]
  • Ama işteyken üniformamı giydiğimde araya kaynıyorum. Koridorların ve odaların çoğunu donatan siyah beyaz çizgili duvar kağıdı gibi otelin dekorunun bir parçası oluyorum. Ağzımı açmadığım sürece üniformamın içinde herhangi biri oluyorum. Gün içinde yanımdan on kez geçmiş bile olsanız beni polisin teşhis için sıraya dizdiği şüpheliler arasında tespit edemezsiniz. [s. 11]
  • Rehberliği için gerçekten müteşekkirim. Ninemin yokluğunda çoğu zaman kendimi mayın tarlasındaki kör bir insan gibi hissediyorum. Sürekli yüzeyin altında gizli sosyal yersizliklerle karşılaşıyorum ama Giselle etraftayken zırh giymiş bir koruyucu tarafından korunuyor gibi hissediyorum. Büyük Regency’de çalışmayı sevmemin sebeplerinden biri de tavır ve hareketler için bir kural kitabının olması. Nasıl hareket edeceğim, kime ne zaman ve nasıl söyleyeceğimle ilgili Bay Snow'un eğitimine güvenebilirim. [s. 114]


Comments

Popular Posts