Dokuz Kehanet (The Celestine Prophecy)..
Bu sefer karşınızda eski ve ünlü bir kitabın ( James Redfield) uyarlaması olan spiritüel bir film var. Kendi adıma adını hiç duymadığım ve bugüne kadar da izlememiş olmaktan dolayı çokça hayıflandığım bir yapım oldu, Celestine Kehanetleri. Ayşe Tolga sayesinde öğrendiğim ve akabinde hemen, hem de Türkçe altyazılı olarak Daily Motion uygulaması/sitesi üzerinden ücretsiz olarak rahatlıkla izlediğimi öncelikle not düşmeliyim.
Filme gelecek olursam ise; eğer siz de benzer spiritüel konulara dair okuma yapmaktan, belgesel seyretmekten veya filmlerden hoşlanıyorsanız muhtemelen benim gibi geç kalmamışsınızdır ve çoktan bu yapımı da izlemişsinizdir. Yok eğer siz de benim gibi geç kalan gruptan iseniz de kesinlikle hemen izlemenizi öneriyorum. Her ne kadar 2006 tarihli olduğu için teknolojik olarak çok kaliteli bir görselliğe sahip olmadığı görülse de yine de zaten olay görsellik değil, onun bize aktardıklarında olduğu için oldukça etkilenerek izleyeceğinizi düşünüyorum. Uzun bir kitabın iki saatlik bir filme indirgenmesi noktasında pek çok yerin aktarılamadığını düşünsem de verdiği kadarıyla bile (ki kitap okumamış biri olarak) oldukça yeterli ve etkin olduğu kanısındayım. Öyle ki birçok sahne kendisini tekrar tekrar başa aldırarak bana izlettirdi ve hatta durdurarak dakikalarca üzerinde düşünmeme vesile oldu. Sırf bu bile bence bana olan etkisini ve size tavsiye etmemi yeterli kılıyor.
Meraklısına: Eğer izleyecek olursanız en sonda çok güzel bir çeviri ile İngilizce ve Türkçe versiyonu yer alan dokuz kehanetin madde madde halini buraya da not düşmek istiyorum. Çünkü gerçekten tekrar tekrar okunulası bir metin, en azından kendi adıma.
Celestine Kehânetleri
Filme gelecek olursam ise; eğer siz de benzer spiritüel konulara dair okuma yapmaktan, belgesel seyretmekten veya filmlerden hoşlanıyorsanız muhtemelen benim gibi geç kalmamışsınızdır ve çoktan bu yapımı da izlemişsinizdir. Yok eğer siz de benim gibi geç kalan gruptan iseniz de kesinlikle hemen izlemenizi öneriyorum. Her ne kadar 2006 tarihli olduğu için teknolojik olarak çok kaliteli bir görselliğe sahip olmadığı görülse de yine de zaten olay görsellik değil, onun bize aktardıklarında olduğu için oldukça etkilenerek izleyeceğinizi düşünüyorum. Uzun bir kitabın iki saatlik bir filme indirgenmesi noktasında pek çok yerin aktarılamadığını düşünsem de verdiği kadarıyla bile (ki kitap okumamış biri olarak) oldukça yeterli ve etkin olduğu kanısındayım. Öyle ki birçok sahne kendisini tekrar tekrar başa aldırarak bana izlettirdi ve hatta durdurarak dakikalarca üzerinde düşünmeme vesile oldu. Sırf bu bile bence bana olan etkisini ve size tavsiye etmemi yeterli kılıyor.
Meraklısına: Eğer izleyecek olursanız en sonda çok güzel bir çeviri ile İngilizce ve Türkçe versiyonu yer alan dokuz kehanetin madde madde halini buraya da not düşmek istiyorum. Çünkü gerçekten tekrar tekrar okunulası bir metin, en azından kendi adıma.
Celestine Kehânetleri
- Önceden belirlenmiş gibi görünen, beklenmedik tesadüflerle ve eş zamanlı rastlantılarla dolu ne kadar gizemli bir dünyada yaşadığımızı yeniden keşfediyoruz. [We are discovering again that we live in a deeply mysterious world, full of sudden coincidences and synchronistic encounters that seem destined.]
- Bu gizemi fark edenlerin sayısı arttıkça enerjik ve kutsal bir evren tanımına sahip tamamen yeni bir dünya görüşü yaratıyoruz. [As more of us awaken of this mystery, we will create a completely new worldview—redefining the universe as energetic and sacred.]
- Çevremizdeki her şeyin, istisnasız tüm maddelerin yeni yeni görmeye ve anlamaya başladığımız bir ilahi enerjiden oluştuğunu keşfedeceğiz. [We will discover that everything around us, all matter, consists of and stems from a divine energy that we are beginning to see and understand.]
- Bu açıdan, insanların her zaman kendilerini bu kutsal kaynaktan kopuk ve güvensiz hissettiklerini ve birbirleri üzerinde hâkimiyet kurarak enerji almaya çalıştıklarını görebiliriz. Insanların yaşadığı tüm çatışmaların nedeni bu enerji mücadelesidir. [From this perspective, we can see that humans have always felt insecure and disconnected from this sacred source, and have tried to take energy by dominating each other. This struggle is responsible for all human conflict.]
- Kutsal enerjiye yeniden kişisel bağlantı kurabilmenin tek yolu içimizi sonsuz, enerji ve sevgiyle dolduracak bu gizemli dönüşüm güzellik anlayışımızı geliştirecek ve bizleri daha yüksek bir öz farkındalık seviyesine yükseltecektir. [The only solution is to cultivate a personal reconnection with the divine, a mystical transformation that fills us with unlimited energy and love, extends our perception of beauty, and lifts us into a Higher-Self Awareness.]
- Bu farkındalıkla, kendi kontrol mekanizmamızı hayata geçirebilir ve yegane gerçek olan görevimizi keşfedebiliriz. Bu dünyadaki varlığımızın amacı insanlığı bu yeni gerçeklik seviyesine tekâmül ettirmek için gereken kollektif yardıma katkıda bulunmaktır. [In this awareness, we can release our own pattern of controlling, and discover a specific truth, a mission, we are here to share that helps evolve humanity toward this new level of reality.]
- Bu görevin izini sürerken, nereye gitmemiz ve ne yapmamız gerektiğini söyleyen ve sadece olumlu yorumlarda bulunursak görevimizin kapılarını bize açacak tesadüfler zincirine neden olan önseziyi keşfedebiliriz. [In pursuit of this mission, we can discover an inner intuition that shows us where to go and what to do, and we make only positive interpretations, brings a flow of coincidences that opens the door for our mission to unfold.]
- Yeterince insan bu tekâmül akışına dahil olduğunda daima her yeni tanıştığımız insanın özüne enerji vererek bedenlerimizi çok daha yüksek enerji ve anlayış seviyelerine yükseltecek yeni bir kültür yaratırız. [When enough of us enter this evolutionary flow, always giving energy to the higher-self of everyone we meet, we will build a new culture where our bodies evolve to ever higher levels of energy and perception.]
- Bu sayede, evrenin başlangıcından beri devam eden tekâmül sürecinin bir parçası olur ve hayatın o nihai hedefine bir adım daha yaklaşmış oluruz: En sonunda dünya üzerinde cenneti yaşayana değin nesilden nesile, bedenlerimizi enerji ile doldurmak. [In this way, we participate in the long journey of evolution from the Big Bang to life’s ultimate goal: to energize our bodies, generation by generation, until we walk into a heaven we can finally see.]
Comments
Post a Comment