Kafka..

Bu sefer, 1991 yapımı! bir filmle karşınızdayım. Neden böyle oldu, güncel filmlerin suyu mu çıktı? derseniz :) suçlu olarak @masadergisi ‘ni göstereceğim! Şaka şaka ;) bence çok da iyi oldu. Demem o ki, Aralık ’17 kapağını Kafka’ya ayıran ve içerisinde çok güzel bir Kafka dosyası bulunduran sayıyı okuyunca, ister istemez canım, içindeki ilk yazıda da bahsi geçen filmi izlemeyi çok istedi. Ne zaman ki Steven Soderberg’in yönettiğini öğrendim, işte o zaman benim için kaçınılmaz oldu.
Ve evet film siyah-beyaz (şampiyon Beşiktaş :) ) ve evet 26 senelik bir yapım ancak gelin görün ki işlediği konu-durum aynı! Aynı olması dehşet üzücü bir şey ancak diğer yandan Kafka’nın, ifade ettiklerinin ve filmde ortaya konan durumun zamansızlığını (bu daha da üzücü :( ) çok güzel bir şekilde ortaya koyuyor. Ortaya koyuş şekli de renge ihtiyaç dahi duymadan, lastik gibi uzatmadan, detaylarla boğmadan (zira sadece 98dk’da olayı bitiriyor) yapıyor ki bu da hem Kafka’nın hem yönetmenin başarısı kanımca.
Bunun dışında filmde kullanılan kamera açıları, ışık kullanımı vb. detayların, bir sinema-tv öğrencisi gözünde inanılmaz çok alt metni olduğu çok belli ancak ben ne yazık ki anlamlandıramadım. Benzer şekilde tonla atıfın mevcut olduğuna eminim. Ki ben yine yeniden bir ‘aman Yarabbim! Burada başka başka şeyler de deniyor ve ben anlamıyorum! Help!’ dedim durdum, orası ayrı.
Konusu nedir derseniz de, hiç spoiler mpoiler vermeyim; sadece politik diyim, toplumsal diyim yeter! Ve sadece, çok sürpriz bozan olmadan, şunu yazmak istiyorum (çünkü söylemezsem içimde kalır), en sonda Kafka’nın “bugün belki farklı olur demiştim!” sözü beni mahvetti :( Çok üzüldüm, çok içime oturdu :( Ümidimi emdi resmen :( Neyse siz de bi izleyin de birlikte hüzünlere gark olalım, beni yalnız bırakmayın :(
Meraklısına: Film, öğrendiğim üzere; tam olarak Franz Kafka’nın yaşamı ve yazılarına dayalı olmasa da yoğun bir şekilde yazarın “The Castle” ve “The Trial” eserlerinin Kafkaesk atmosferinden esinlenerek çekilmiş.

Comments