La Boheme 2022..
Çift dikiş temsillerim hızla devam etmekteydi :-) Şaka bir yana geçen hafta La Traviata operasını 2,5 yıl aradan sonra yeniden izlemememi müteakip bu hafta da, onunla aynı dönemde izlediğim La Boheme operasına tekrardan gitme şansım oldu. Yine bunu da pekiştirmemin çok iyi olduğunu düşünüyorum çünkü gerçekten çok keyifli ayrıntıları, bu geçen süre zarfında unuttuğumu fark ettim. Onları canlandırmak ve büyük prodüksiyonlu bir eseri sahnede, hem de ne mutlu ki yeniden canlı orkestra eşliğinde seyretmek çok güzeldi.
Kaldı ki İbrahim Yazıcı’nın orkestra şefliğinde şahane bir müzik ziyafetinin taçlandırdığı dört perde boyunca; başkarakter Mimi rolünde Ayşe Özme’nin ve Rudolpho karakterinde Burak Dabakoğlu‘nun, tüm duyguları bize hissettiren etkili performansıyla izlemek ayrı bir keyifti.
Daha önceki ilk izleyişimde, çok dolu dolu ve kaliteli bir kitapçığı eşlik etmişti. (Hatta görsellerdeki bina afişi de o dönemden :( Bu sene o da olmadı ne yazık ki.) Ancak bu sefer sadece küçük bir sayfayla yetinebildik. O muhteşem kitapçıktan öyle güzel alıntılar yapmışım ve ona dair yazımda buradan paylaşmıştım. Şimdi tekrara düşmemek adına onları yenilemek istemiyorum ancak bakmak isterseniz de 'opera-bale alemi sekmesi' üzerinden okuyabilirsiniz. Çünkü her zaman dediğim üzere kitapçıktaki bilgiler ile izlediğimiz opera ve bale eserlerine dair temsiller tam bir bütünlük kazanıyor ve bir nevi yapbozdaki parçalar tamamlanmış oluyor. Dilerim bir sonraki eserde bize yine böyle güzel kitapçıklar eşlik eder.
Özette La Boheme’in son temsilcilerinden birini yakalayacak olmanız hâlinde, iyi bir opera eseri izlemiş olmanın keyfini doya doya yaşayacağınızı şimdiden söylemek isterim. Sonuçta tüm zamanların en popüler 10 operasından biri söz konusu :)
Comments
Post a Comment