Meme / Philip Roth..
- @kentkabilesi online bibliyoterapi atölyesi Kasım 2025 kitabı.
- Bir bibliyoterapi kitabı olmasından mütevellit altında çok başka anlamların olduğunu biliyordum ancak itiraf etmem gerekirse konunun arzu ve arzu ekonomisi ile bağlantısını nedense hiç düşünmemiştim. Oysa ki meme metaforu üzerinden yüzeyselde bile bunu fark etmek çok olası.
- Bu bağlamda, yine bu kitap vesilesiyle tanımlamasında haberdar olduğum, ‘cinsel grotesk bir mizah’ içeren ironik + psikolojik bir dönüşüm (ancak bilinçli) hikayesi karşınızda.
- Yine bir o kadar etkileyici toplantısından öğrendiğim üzere ‘hazla şişmiş bir benliğin kaybolması’ ile yaşanan bir içsel çatışma var (arzu - beden - kimlik üzerinden)
- Ki çok enteresan bir şekilde 70lerde New York’ta yazılmış bir eser olmasına rağmen ortaya koyduğu farklı cinsiyet söyleminin günümüzde dünyanın farklı bir cinsiyete evrilmesi ile örtüşmesi nedeniyle oldukça da güncel bir kitap.
- Arzu edilen nesne bulunması ile birlikte yaşanan ‘modern yabancılaşma alegorisi’, okuyucusuna böyle bir durumda sapılan noktanın ne olduğunu sorgulatıyor: ‘Arzu seni ele geçirirse kime dönüşürsün’
- Dolayısıyla güven kaynağıyla ilk karşılaşma olan memeyi tutma ve emzirme, sahte benliklerimizin çöküşü ile bağlantılandırıyor.
- Eğitimli zihinlerin baş edebilme mekanizması olarak olayı ancak groteskleştirmesi ile de yüzleştiriyor.
- Duygulanım kapasitesi düşünsel kapasitesine göre çok az olduğu için kahramanımız ancak bildiği edebi metinler üzerinden yaşadığı durumu analiz ettiğinde onu yaşamaya ve böylece absürtleştirerek anlamlandırmaya başlıyor
- Ve bize çok mu çok sembolik bi dönüşüm öyküsü ile buluşturuyor.
Şaşkınlığım bir an sürdü. Sonra doktorun "evet" dediğini ve bunu hemen tersine yorumladığımı düşündüm Tıpkı retinamızın tersine düşen imgeleri anında düzeltmesi gibi anlamın anlık değişimiydi bu.
Bebeklerin gözünde büyük anlam taşıyan bu nesne ile kendimi neden ilkel bir biçimde özdeşleştiriyordum? Hangi doyurulmamış özlem, hangi eski korku, bebeklikteki hangi kafa karmaşası, uzak geçmişimin hangi bölük pörçük anıları çakışmıştı da böyle eksiksiz, böyle klasik sadelik içinde bir hayal yaratılmıştı?
Meraklısına: Ve tabii ki toplantıda sevgili Funda hocanın anlattığı muhteşem notlardan bazı alıntılar:
- Cinsel grotesk bir mizah var.
- Kafka’nın dönüşüm kitabının bilinmesi ile anlaşılabilecek bir eser.
- Dönüşüm kitabı:
-karanlık ve varoluşsal bir eser
-nedensiz bir dönüşüm söz konusu
- Ancak bu kitap ondan farklı. Bu kitapta:
-hem ironik hem psikolojik bir dönüşüm
-bilinçli bir dönüşüm
-ben/beden çatışması var
-arzu beden kimlik üzerinden
-kendi bedeni ile özdeşleşmiş bir dönüşüm
-hazla şişmiş bir benliğin kaybolması
-çünkü dünya farklı bir cinsiyete evriliyor-> o yüzden de güncel bir kitap.
-İki ruhun kavuşması gibi bir cinsiyet
-modern bir yabancılaşmanın alegorisi var
-meta psikanalitik bir kitap
-klinik düzeyde seyreden bir yabancılaşma
- Burun kitabını da bilmek gerek
-ondan ters şekilde tüm beden organ oluyor bu kitapta yani Meme'de organ tüm bedeni ele geçiriyor.
-Çarlık Rusyası’na eleştiri varken o kitapta; bunda toplumsal değil, psikososyal bir durum söz konusu
-arzulanan nesne olmaktan çıkıyor.
- Çok erotik bir arzu var => arzu edilen bir şey olunca mutlaka bir şeyden sapıyorsun = neden oldu diyor? Nasıl oldu diyor?
- 1972 New York‘da ilk basımı gerçekleşmiş bir eser.
-O dönem New York’un kendisi bir arzu nesnesiydi zaten.
- Memeye dönüşmek = özne artık arzu tarafından yönetiliyor
- Regresyon = arzu ekonomisinin çöküşü
-> ki New York sonra tepki verdi buna.
- Tamamen haz kaplı bir varlığa dönüşüyor.
- Donald Winnicott’ın bakış açısından bakmak gerek bu kitabı değerlendirmek için (Freud’tan öte)
- Sadece haz noktası değil, öznenin ruhsal kökeni
- Tutarlılığı ilk kaynağı: meme
- Emzirme ile ritmik olarak güven duymak ile ilk karşılaşma söz konusu oluyor.
- Meme arketipi = dünyanın sürdürülebilir olmasının kaynağı
- Emme arttıkça, dil kapasitesi de artar -> ki kahramanımız daha geveze bir adam oluyor.
- Çökmüş bir benlik sınırlarını tiyatro ile ortaya koyuyor.
- Sırf kadından (=dışardan) kabul ediyor olsa idi-> dönüşme olmazdı.
- Kitapta sağlıklı bir regresyon (yok olma) yok.
- ‘Arzu seni ele geçirirse kime dönüşürsün’ -> sorusunu sormamızı istiyor kitap bize.
- Ki ki özne yok oluyor böyle bir durumda => o yüzden de korkutuyor.
- Winnicott’in kuramında sahte ve gerçek benlik var.
-Sahte benlik = uyum sağlayan, kabul gören benlik demek.
-sahte benliğim çöktüğü yerde meme ortaya çıkıyor
-meme ve tutma çok önemli der, Winnicott.
-meme ve tutmanın telafisi -> fantezi gerçeğin yerine geçiyor.
- Edebiyatta karşımıza çıkan ilk şey -> metamorfoz
-adam kitaplarla bakınca olaya -> olay absürt oluyor.
-bize eğitimli zihin felaketini gösterdi.
-derinleşmediğimiz yerde groteskleşiyoruz + absürt => ki bu bizim nötrleşme çabamız. Böyle baş edebiliyoruz.
-O yüzden hep yaptığımızın tersi bir şey yapmak, dolayısıyla hareket etmek gerek.
-eylem‘e dönüşmeyince duygu işlenmiyor.
- Böylece kendi felaketini yaşayamıyor en başta. O yüzden önce metne dönüştürüyor, sonra yaşıyor.
- Duygulanım kapasitesi düşünsel kapasitesine göre çok az.
- En başta panik ile -> duyguyu erteliyor = bir savunma mekanizması gibi.
- Sonrasında metin üzerinden akademik çözümleme yapıyor çünkü onu iyi biliyor diye.
- Edebiyat=deneyim yaşayamayanlar (yüzeysel yaşıyorlar)



Comments
Post a Comment