Feminizm Herkes İçindir / bell hooks..

[ENG in comments]

MugaMag Mayıs 2024 kitabı. 

“Bugün akademik çevrelerde feminist teori üzerine yazılmış en beğenilen eserlerin pek çoğu, sadece iyi eğitim almış insanların anlayabileceği şaşaalı bir dil kullanmaktadır.” der yazar hooks, sayfalarında. Ve bence, her ne kadar profesyonel bağlamında bulunmamış olsam da akademik dünyadan geçmiş biri olarak, ilgili terminolojiye sahip eserleri anlamadığımı ya da daha doğrusu anlamaya gayret sarf etmek arzusunda olmadığımı itiraf etmeliyim.

Ancak bu kitap, işte tam da o yazılma amacını yerine getirmiş bir eser. Kesinlikle çok anlaşılır, akıcı ve konunun temel direklerini ustalıkla ortaya koyan bir eser.

Açıkçası hayran kaldım. Benzer görüşleri paylaştığını okumak da çok iyi geldi. 

Bu konuda eksik olduğumu biliyordum. Hem bu eksiklerimi giderdi, hem de feminizme dair ‘doğru mu biliyorum yanlış mı biliyorum’ sürüncemesinde kaldığım noktaları çok güzel aydınlattı.

Hani kadın-erkek herkesin eline tutuşturup okutmak ve anlamasını sağlamak istediğiniz kitaplar vardır ya, bu, tam onlardan biri. Kadın, erkek, çoluk çocuk demeden herkesin, olabildiğince erken yaşta okuması ve tüm bunları bilmesi arzusuyla yanıp tutuşturdu adeta. 

Zira öncelikle başardığı; -tabii ki her şeyin kökeninde yer alan ataerkil sistemin isteği üzerine- başta erkeklerin olmak üzere toplumun genelinin zihnine yerleştirdiği feminizme dair ön yargıların boş safsatalarla olduğunu çok güzel, açık, anlaşılır şekilde ortaya koyması.

Ki kendi adıma da şiddete dair sahip olduğum düşüncelerin özellikle, ne kadar eksik olduğunu net bir şekilde görmemi sağladı, ayrıca.

Tabii muhteşem bir dünya durumunu ortaya koyduğu kadar onu, (şu anda dünyada yaşayan biri olarak) gerçek kılmanın ne kadar da kolay olmadığını görmek üzdü.

Bu kapsamda da en çok hedefini bulan çocuk kitapların yazılması düşüncesini sevdiğimi belirtmek isterim. Ve fakat benim de şu ana kadar henüz karşılaşmadığımı da eklemeliyim.

Özetle siz de özellikle @blogcuanne bağlamında feminizm düşüncesine bir yerlerden başlamak veya kendinize vakti zamanında okuduklarınızı hatırlatmak niyetindeyseniz, şahane bir başlangıç kitabı olduğunu söylemeliyim.

  • Feminizm; cinsiyetçiliği, cinsiyetçi sömürüyü ve baskıyı sona erdirmeyi amaçlayan bir harekettir. 
  • İnsanın feminizmi anlayabilmesi için önce cinsiyetçiliği anlayabilmesi gerektiğini ortaya koyar.
  • Mücadelede kız kardeş olabilmek için önce biz kadınların diğer kadınları (cinsiyet, sınıf ve ırk farklılıkları dolayımıyla) nasıl baskı altına alıp sömürdüğümüzle yüzleşmemiz gerekiyordu. 
  • Kamunun tahayyülüne yerleşen ve bu yerleşik konumunu bugün de sürdüren ‘kadın özgürleşmesi’ tasavvuruysa, kadınları. erkeklerin sahip oldukları şeyleri istiyormuş gibi yansıtıyordu.
  • Cinsiyetçi düşünce bize, birbirimizi merhametsizce yargılayıp acımasızca cezalandırmayı öğretti. 
  • Feminist ‘kız kardeşliğin’ kökleri, ataerkil adaletsizliğin bütün biçimleriyle mücadele sorumluluğunu paylaşmakta yatar. Kadınlar arasındaki politik dayanışma, cinsiyetçiliği daima zayıflatır ve ataerkinin devrilmesi için uygun koşulları yaratır. 
  • Kazandıklarımız varoluşumuzu kolaylaştırmak üzere kullanılmadığı takdirde daha fazla para, daha fazla özgürlük anlamına gelmiyor.
  • ‘Ataerkil şiddet’ terimi yararlıdır, çünkü daha çok kabul gören ‘ev içi şiddet’ sözünün aksine, ev içindeki şiddetin cinsiyetçiliğe ve cinsiyetçi düşünüşe, erkek tahakkümüne bağlı olduğunu sürekli olarak hatırlatır. 
  • Asla şiddet uygulamayan fakat çocuklarına, özellikle de erkek çocuklarına, şiddetin toplumsal kontrolü sağlama yolunda kabul edilebilir bir araç olduğunu öğreten bir anne de ataerkil şiddetle danışıklı dövüş içerisindedir.
  • Pek çok kadın, otorite sahibi bir kişinin, otoritesini elde tutmak için kuvvet kullanma hakkına sahip olduğuna inanıyor. 
  • Tahakküm kültüründe herkes, şiddeti kabul edilebilir bir toplumsal kontrol aracı olarak görecek şekilde toplumsallaşır. 
  • Feminist düşünce ve hareket ilerledikçe, aydınlanmış feminist aktivistler sorunun erkekler olmadığını, sorunun; ataerki, cinsiyetçilik ve erkek tahakkümü olduğunu gördüler.
  • Tahakküm kültürleri. özsaygıya saldırır ve onun yerine varlık hissimizi başkaları üzerindeki tahakkümümüzden aldığımız düşüncesini yerleştirir. 
  • Ataerkil erkeklik, erkeklere, benlik ve kimlik hislerinin, varoluş nedenlerinin, diğerlerine hükmetme kapasitelerinde yattığını öğretir. 
  • Feminist hareket, bizim bu toplumdaki kültürümüzün, çocukları sevmeyen, onları bir mülk olarak gören ve ebeveynlerin çocuklara ne isterse yapabileceğine inanmayı sürdüren bir kültür olduğuna dikkat çeken ilk toplumsal adalet hareketiydi. 
  • Feminist hareketin, ev içindeki erkek tahakkümünün erkeklerin çocukları cinsel olarak taciz ettikleri bir otokrasi yarattığı olgusuna sıklıkla dikkat çekmesi çok önemli ve devrimci bir tutumdur.
  • Hepimiz, ataerkil düşünceyi güçlü olanın güçsüz olanı yönetmeye hakkı olduğunu ve onu yönetmek için her yolu kullanabileceğini söyleyen bir tahakküm etiğini benimseyecek şekilde toplumsallaştık. 
  • Çocuklara yönelik şiddet. cinsel tacizin ötesinde pek çok şekilde gerçekleşir; en sık rastlanan, sözlü ve psikolojik taciz eylemleridir.
  • Birini tacizkâr bir biçimde utandırmak, diğer taciz biçimlerine temel teşkil eder. 
  • Asıl belirleyici etmen, tarafların her ilişkide mutlaka bir hükmeden ve bir de boyun eğen tarar olduğu yönündeki sadomazoşist yargılara dayanan bir tahakküm kültürünün öngördüğü aşk ve ilişki tanımlarını yıkma konusunda ne derece kararlı olduklarıydı.
  • Kadınların hakiki cinsel özgürleşmesi ancak kadınların, erkek arzusunun nesnesi olup olmadıklarına bakmaksızın kendilerini cinsel bir değere ve eyleyiciliğe sahip saydıkları bir noktaya ulaşmakla mümkün olacaktır. 
  • Ataerkil kültürde aşk; sahip olma kavramıyla, tahakküm kurma ve boyun eğme paradigmalarıyla bağlantılıydı.
  • Çocukları üzerinden bir yaşam kurmaya çalışan annenin, sert ve adaletsiz cezalar verebilen tahakkümcü ve istilacı bir canavar olacağı konusunda feminizm bizi ta o zamandan uyardı. 
  • Herkesin ihtiyaçlarına saygı duyulan, herkesin haklarının olduğu, kimsenin zulüm ve istismar korkusu yaşamadığı bir ilişki tasavvuru ataerkinin desteklediği her türlü ilişki yapısının aksinedir.
  • Gerçek aşkın tanıma ve kabul üzerine kurulduğunu, teşekkür, ilgi, sorumluluk, bağlılık ve bilgiyi birleştirdiğini kabul ettiğimizde, adalet olmadan aşkın olamayacağını kavramış oluruz. 
  • Hareket sadece kadınlara odaklanmış olsaydı; ataerkil statüko olduğu gibi devam eder, kimse de feminizmi kötülemeye gerek duymazdı.
  • Feminist politikanın amacı, her kim isek özgürce o olabilmemiz, adalete sevgi beslediğimiz yaşamlar sürebilmemiz barış içinde yaşayabilmemiz için tahakkümü sona erdirmektir.


[in ENG]

Feminism is for Everybody / bell hooks..

@MugaMag May 2024 book.

"Many of the most acclaimed works on feminist theory in academic circles today use a grandiose language that only well-educated people can understand," writes author hooks on its pages. 

And I must admit, even though I haven't been in a professional context, as someone with a background in academia, I either didn't understand or rather didn't make an effort to understand works with the relevant terminology.

However, this book is exactly the kind of work that fulfills that purpose. It's extremely understandable, fluent, and skillfully lays out the fundamental pillars of the subject.

Frankly, I was impressed. It was very reassuring to read similar views.

I knew I was lacking in this regard. It both filled those gaps and shed light on the points where I was stuck in the 'do I know it right, do I know it wrong' dilemma about feminism very nicely.

You know those books that you want to hand over to everyone, regardless of gender, to read and understand? This is one of them. It practically burns with the desire for everyone, regardless of gender, age, to read it as early as possible and to know all of this.

Because first and foremost, it succeeded in exposing, in a very clear, understandable manner, the empty nonsense of the prejudices about feminism has been implanted in the minds of the general public, by the behest of the patriarchal system - the root of everything.

It also made me see very clearly how lacking my thoughts on violence were, personally.

Of course, while it painted a magnificent picture of an ideal world, it also saddened me to see how difficult it is to make it a reality (as someone currently living in the world).

In this context, I must say I like the idea of writing children's books that hit the target the most. But I must also add that I haven't come across any yet.

In summary, if you're especially looking to start somewhere with feminist thinking in the context of @blogcuanne or intending to remind yourself of what you've read before, I must say it's a fantastic starting book.

Comments