Zeytin Ağacı..
Ve çok mu çok uzun bir zamandan sonra #jalenindizialemi ‘ne yeni bir ek yapıyorum :) Dilerim faydası olur. Ve tabii ki Zeytin Ağacı dizisiyle yapıyorum. Zira dayanamayıp ben de seyrettim.
Bir kere, aile dizimi konusu ile ilgilenen ve daha doğrusu, genel itibari ile tüm alternatif/ tamamlayıcı şifa tekniklerine büyük ilgi duyduğum için, aile dizimini de öncesinde duymuş ancak henüz deneyimlememiş biri olarak bu yazıyı kaleme aldığımı öncelikle belirtmeliyim.
Bu nedenle de, neredeyse bir yıldır hiç dizi izlemeyen biri olarak bunu izlemeye ikna eden de tamamıyla aile dizimi konusunu işlemiş olması oldu. Ve şu an izleyip bitirmiş biri olarak da gerçekten eğer bu konuyla ilgili olmasaydı izlemezdim diye düşünüyorum. Zira karakterlerden ve olay örgüsünden çok hoşlansam, eğlenceli anlarını o keyfi doyasıya yaşayarak izlemiş olsam da hüzünlü anları gerçekten beni çok etkiledi. Deli gibi ağladım ve hangi öyküye daha çok üzüleceğimi, tabiri caizse şaşırdım kaldım. O yüzden de son birkaç yıldır hüzünlü film veya dizileri izlememeye özen gösteren eski bir sıkı sinefil olarak bu diziyi de, hüznünden dolayı ötelerdim. Ancak dediğim gibi her ne kadar keyif alsam da bu ertelemeyi yapardım.
Diziye gelecek olursan bence konuyu, yine (aile dizimini) çok detaylıca bilmeyen ve de henüz tecrübe etmemiş biri olarak oldukça kıvamında ve hududunda aktardığını düşünüyorum. Hatta işin uzmanlarınca ve deneyimleyip şifa görmüşlerce tekniği popülerleştirmesinden ve işin suyunun çıkarılmasından endişe etmelerine mahal vermesine çekindiklerini ifade ettikleri birçok yazı okumuştum öncesinde. Dolayısıyla ‘acaba gerçekten öyle bir konsepte mi sahip’ diye de düşünmüştüm. Ancak kesinlikle normal bir izleyici olarak bana o imajı vermediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Dediğim gibi çok haddini bilerek ve hududunca konuya yaklaşıldığını, ana hatlarıyla iletildiğini düşünüyorum.
Eminim bence, popüler bir platformda büyükçe bir kitleye ulaşarak da hem bu tekniğin hem benzer tekniklerin hiç farkında olmayan kişilerce bilinmesine vesile olduğu kanaatindeyim. O yüzden de aslında iyi bir görevi yerine getirdiğini düşünüyorum. Ancak dediğim gibi tüm bu görüşler tamamen bireysel, sıradan bir izleyici olarak kendi kanaatim.
Sonuç itibarıyla Athena Tapınağı‘nda başlayan ve çoğunluğu Ayvalık’ta mekân bulan bir diziyi tabii ki baştan on puan vererek izlediğim de bir gerçek :) Devamını da büyük bir heyecanla beklediğini belirtmeliyim. Dilerim devamı, Atiye’ninkinden farklı olur ve çok daha iyiye giderek sürer. Ayrıca benzer minvaldeki diziler de bizi güzel ve kaliteli bir şekilde kucaklamaya devam eder.
Meraklısına: Belki tek bir şöyle eleştirim olabilir, biraz spoiler gibi olacağı için buraya koydum, bundan sonrasını dilerseniz okumayabilirsiniz. Şöyle ki: Dizide oluşturulan çemberlerde başrol oyuncuları dışındaki kişilerin de ünlü kişilerden seçilebilir olmasını dilerdim. Çünkü figüran oldukları çok fazla belli olmuş kanaatindeyim. Tabi öyle bir şey yani birkaç birer sahnede ünlü bir oyuncuya ayrılacak bütçenin maliyeti yükselteceği için bundan sakınılmış olması çok normal. Ancak gelin görün ki olay detaylarda vuku bulur biliyorsunuz. O yüzden de öyle bir ‘orası olmamışlık hissi’ geldi bana o kadar.Ayrıca bitişin de buna mukabil gayet yerinde olduğunu düşünüyorum. Eğer full mutlu bir havada nihayete erseydi çok gıcık olurdu, tam Türk filmine bağlardı bence. Sadece o mektup o gece mi verilmeliydi?’nin de bende bir zorlama olmamışlık hissiyatı yarattığını da bitirirken ekleyim, içimde kalmasın :)
Meraklısına 2: Bir de Aile Dizimi denilince ilk akla gelenlerde Feride Gürsoy’un dizi ile ilgili Mümkün Dergi’ye verdiği röportajı ekliyorum. Çünkü bayıldım. Ne kadar şahane bir kadın, hayran kaldım. Dilerim kolaylıkla, sağlıkla, neşeyle bir gün onla Aile Dizimi yapmak nasip olsun.
https://mumkundergi.com/aile-diziminin-turkiyeye-buyuk-bir-sifasi-var-cunku/
Comments
Post a Comment