Ram Dass, Going Home..

Bu minicik belgesel izlemem, kendi adıma o kadar tesadüfi! oldu ki, şahane oldu. Şöyle ki, tam 27 Aralık Oğlak dolunayı gecesinin ne kadar mucizevi olduğunu okuduğumuz hafta içinde Gülay Şahin’in hikayesi’nde gördüm ve hemen listeme aldım. Cumartesi gecesi de madem öyle bir geceymiş ona yakışır bir şeyler izleyim, hem sadece azıcık bir şey izleyebileceğim nasılsa diye düşünürken hemen aklıma geldi ve başladım izlemeye. O kadar minik bir şey o kadar iyi geldi ki... Gülay Hanım’a sonsuz şükranla..
Bir de şunu utanarak söylemeliyim ki Ram Dass’ı sadece ismiyle çok az tanıyan biriyim. Otobiyografik belgeselini izleyince ve nasıl bir etkisi olduğunu görünce de geç tanıdığım için hayıflandım bayağı. Her şeyin bir zamanı var paralelinde de demek ki benim için zaman bu zamanmış dedim.
Tam bu noktada da yazmadan edemeyeceğim; belgeseli izledim ve ertesi günü sürekli zihnimin bir köşesinde döndürdüm durdum derken yeni zannederken 2017 yapımı olduğunu görüp bir kez daha hayıflandım neden daha önce izlemedim, haberim olmadı diye. İki yıllık olduğunu ve filmde de oldukça yaşlı olduğunu öğrenince, e tabii bi de kişisel hayat hikâyesi olunca ay dedim Ram Dass yaşıyordur değil mi? Baktım ki evet, oh dedim yaşayan bir yazar. Çok sevindim. Dememe kalmadı ertesi gün vefat haberini okuyunca şoke oldum :( Çok üzüldüm. Ve tabii ki bir kez daha hayıflandım :(
Belgeselde ise ne zaman ki şu cümleyi gördüm tamamdır dedim, sadece bu an için bugün bu karşıma çıktı: “Bu kültürde (Batı kültürü!), başkalarına bağımlılık kabul görmeyen bir şey.” (Ve devam ediyor “İnme, bana bağımlılığı gösterdi.”) Tek bir ifadesiyle, insanın kendini yetersiz hissettiren kalıplarımı, güçlülüğe atıflarımı ve nicelerini bir saniyede özet geçti.
Bence not alın ve vaktiniz olduğu kısa bir an bu kısa ancak koskocaman mini belgeseli izleyin derim. Sonuçta 31 dakika 31 saniye! Belki beni dokunduğu yerden yakalamıştır ancak belki de sizi başka bir yerden yakalayıp dokunur, belli mi olur..

Comments