Tchaikovsky’s Wife..

Bir opera ve bale yaratıcısına yakışır bir estetiğe sahip çok görsel bir filmdi. Bunu da dilerdim ki sinemanın o büyülü, büyük ekranında seyretmiş olayım. Çünkü birer tablo gibi düzenlenmiş öyle şahane karelere sahip ki durdurup durdurup izlemelik resmen. Ve işin ilginç yanı bu estetiği öyle karanlık ve kasvetli bir ortamda yapabilmeyi başarmış ki insan (yani en azından bendeniz) büyük hayranlık duymadan edemiyor. 

Evet konu itibari ile oldukça karanlık ve tabiri caizse bastık bir atmosfere ve konuya sahip olduğunu söyleyebilirim. Bu da filme ismini veren Çaykovski'nin karısından kaynaklanıyor. 

Aslında kadına dair (sonradan yaptığım okumalarda gördüm ki) çok fazla bir bilgi yok. Bu bağlamda da senaristi tebrik ediyorum. Zira böylesi az bir veri üzerinden böylesi detaylı bir kurgu oluşturmuş olması kanımca takdire şayan. Ayrıca yine eldeki veriler ışığında, açıkçası tüm yaşananların oldukça olası bir gerçekten yaşanmış olma potansiyeline sahip olduğunu da düşünmedim değil. 

Film kendi açımdan bir de şöyle ilginç bir eş zamanlılığa vesile oldu. Öyle ki katıldığım gurur temalı Jass atölye çalışmasında kavrama dair irdelediklerimiz üzerinden, kadının gururun olabilecek en negatif noktasına kadar vardıran bir yapıya sahip olduğunu söyleyebilirim. Zaten belli bir yerden sonra bence artık ipleri öyle bir koparıyor ki yokuş aşağıya gidiyor resmen. Tabii ki tüm durumu olayların geçtiği dönemler açısından ele almak gerekiyor hâliyle. Neyse bu minvalde bir analize girişmeyeceğim tabii ki. 

Ancak oldukça cüretkar ve karanlık bir filmi kaldırabileceğinizi düşünüyorsanız 2 buçuk saatinizi vermeye hazırlanan derim. Yok ‘ben zaten dönem filmlerini hiç çekemiyorum, bir de kasvetlisini almayım’ diyorsanız da söylediklerim aklınızda olsun. Ancak izlemezseniz de, en azından benim tarzımı anladığınız bir görselliğe sahip oldukça estetik bir filmi de izleme şansını kaçıracağınızı söylemeliyim.






Comments