İçinizdeki Gökyüzü / Steven Forrest..

Uzun bir zamandır okuma listemde yer olan ve bir o kadar zaman da kendisini bulmak için çaba gösterdiğim bir kitap olarak İçinizdeki Gökyüzü’nü [Inner Sky], sindire sindire okuyarak bitirmiş olmanın dayanılmaz keyfi içindeyim. Çok fazla astroloji bilgim bulunmuyor ve aynı şekilde çok fazla astroloji kitabı okumuşluğum da yer almıyor. Dolayısıyla bu kitabı kendime bir başlangıç olabileceği niyetiyle almıştım. Nitekim astrolojiye giriş kitabı kategorisinde namını duymuştum. Ve şu an okumuş bitirmiş biri olarak tam doğru bir kanı olduğu kanaatindeyim.

Öyle ki öncelikle astrolojinin ne demek olduğunu çok güzel bir şekilde bize anlatıyor. Ardından her burcu, gölge yani bir anlamda negatif yanları ve ayrıca katkıları anlamında detaylandırıyor. Bunu takiben, özenli astroloji yorumlarında sıkça duyduğumuz ‘ev’ kavramının, ‘astrolojide evler’ olgusunun ne demek olduğunu açıklıyor. Bunu aynı şekilde gezegenler ve açısal konumlar noktasında da çokça detaylandırıyor. Son olarak bütünsel olarak bir astroloji haritasının nasıl yorumlanabileceğini örneklendiriyor ve kendimizin manuel olarak nasıl çıkarabileceğimizi açıklıyor. Şükürler olsun ki eski tarihli bir kitap olduğu için bu detaylandırmaya yer verdiği noktasında kalıyor! Çünkü eğer ki şu an birçok cep telefonu uygulaması veya web sitesi aracılığıyla birkaç saniye içerisinde kendi haritamızı önümüze koyamıyor olsaydık aslında nasıl da meşakkatli bir uğraş olduğunu görmüş oluyoruz.

Bu bağlamda genel olarak kitabı yorumlayacak olursam: burçlara dair o ilk kısım gerçekten bugüne kadar onlara dair okuduğum en anlamlı açıklamaya sahip kendi adıma. Burçları bu şekilde değerlendiren böylesi farklı ve özel bir metinle karşılaşmamıştım. Henüz yazısını yazmadığım ve kendisinden inanılmaz etkilendim bir diğer astroloji ile ilgili kitap olan Ruhsal Astroloji’yi okuduğumda da böyle olmuştu; bana beni anlatan ve karanlıklarımı tüm çıplaklığıyla gözümün önüne seren çok etkileyici bir kitaptı, Kuzey Ay Düğümleri bağlamında. İçinizdeki Gökyüzü de öz/Güneş burçlarına dair aynı nitelikte verileri oldukça etkileyici bir şekilde önüme serdi, tam dönüp dönüp okumalık noktalara parmak bastı.

Diğer yandan ise, dediğim gibi burçların evlerdeki konumu ve gezegenlerin açıları bağlamında çok az bir bilgiye sahip olduğum ve kafamda tam oturtamadığım için o kısımlar her ne kadar oldukça sade bir şekilde verilmiş olsa da yine de okurken zorlandım. Hepsini tümden ele almanın yollarını aktardığı bölümde de biraz beynimin yandığını itiraf etmeliyim.

Özetle, astroloji 101 kitapları arasında sayılan ve yaşayan ‘esaslı’ astologlardan birinin (hatta çağa dair yazdığı son kitabı The Book of Air) ilk eserlerinden birini okumak isterseniz, son dönem ilgisi bağlamında yepyeni baskısını raflarda rahatlıkla bulabilirsiniz ;)

  • Astroloji astronominin şiiridir. [s. 47]
  • Antik çağda gökyüzü kutsaldı: insanlar Tanrı’nın orada yaşadı­ğından emindi. Gökyüzünün kutsallığı duygusu başlangıçtaki din­lerde evrenseldi. Metafizik olgunlaşmış olabilir, ama kalplerimiz çok az değişti. Gökler hâlâ bizi korku ve hayranlık karışımı bir say­gı duygusu ile doldurmaktadır. [s. 48]
  • Astroloji ruhla uğraşan bir çalışma alanı değildir. Kişilikle uğraşır. Astroloji dilinin gücü eksiksizli­ğinden kaynaklanır. Her insanın kişisel gerçekliğinin eşsizliğine yaklaşımından. Bu, metafizikten farklı olarak, her zaman göz önünde bulundurulmalıdır. [s. 48]
  • Dünyanın uygun açıyı arayışı sabittir, yörüngemiz hiç değiş­mez. Bu yüzden Güneş'in ‘yörüngesi’de hiç değişmez. Bir takım yıldızdan öbürüne, sonsuz ve düzenli bir şekilde ilerler durur. Ta­kip ettiği bu yol, antik çağlardan bu yana, kaydedilmiştir. Modem çağda bu yola ekliptik diyoruz, ama onun antik bir ismi de var: zodyak.
  • Zodyak gökyüzünün, astrolojinin temel sembolünün iki boyutlu halidir. Gökyüzü gibi, daire de sonsuzluğun, sınırsızlığın metaforudur. [s. 50]
  • Tüm gezegenlerin zamanın bir kesitindeki yerlerine tekrar ve ay­nen dönebilmeleri için sayılamayacak kadar binlerce yıl geçmesi gerekir. O zaman bile gezegen yörüngelerinde, çekim kuvvetleri nedeniyle, oluşan ufak varyasyonlar derecesel farklılıklara neden olur­lar. Özet olarak, belirlenen bir anda, güneş sisteminde yeralan astrolojik unsurların diziliminin yepyeni, emsali olmayan ve tekrarla­namaz bir durum olduğunu söyleyebiliriz. [s. 133]

Comments

Popular Posts