Dünyanın Uyanışı II / Şengül Boybaş..
Dünyanın Uyanışı kitabını bu yaz gecikmeli olarak da olsa bitirmenin hemen ertesinde bu ikinci kitabın çıkması kendi adıma çok keyifli oldu. Her ne kadar, hemen elime geçse de anca okuyabilmiş olsam da ilk kitabın detayları kafamda olduğu için ikisini bir bütün halinde zihnimde canlandırabildim. Canlanlandırma deyince hemen belirtmem gereken bir husus var ki o da gerçekten kitap yazım stili ve anlatışı bağlamından her bölümünün görselliğini, sanki bir dizi izliyormuşum gibi rahatlıkla kafamda oluşturabildim. Belki bunda tabii ki Atiye’yi de izlemiş olmak etkili olmuştur ancak ilk kitaba dair yazımda da söylediğim gibi, öykü ve karakterler oldukça birbirinden farklı olduğu için dizide izlemediğim yüzlerce bambaşka sahneyi kafamda keyifle oynattım.
Dolayısıyla bu noktada rahatlıkla anlaşılabileceği üzere bu kitabı da çok büyük bir merakla ve keyifle okudum. Hatta sonlarına doğru ‘acaba konular çok mu hızlı geçiliyor’ gibi bir kaygı yaşasam da durup düşündüğümde, ilgili durumlar öyle katmanlı ki aslında, detayına girilse işin içinden çıkılamayacak kadar uzayabilme ihtimali var fikrine ulaştığım için, aslında gerçekten de tam olması gerektiği kadar bize aktarıldığı kanısına vardım.
Sonuna dair beğendim-beğenmedim şeklindeki bir yorumumu, çok büyük bir Spoiler olacağı düşüncesiyle aktarmasam daha iyi olur diye düşünüyorum. Ancak çok küçük bir çıtlatma yapacak olursam; hoş belki de birinciyi okuduysanız siz de ikincinin gelmekte olduğunu düşünmüş olangillerdensinizdır :) işte o his bu kitabın sonunda da geliyor ya o beni çok sevindirdi. Bunu da ayrıca söylemek, azda olsa tüyo vererek çıtlatmış olayım ;)
- "Seni seviyorum, üşüyorum yokluğunda. Her şeyi bırak gel, yanımda ol," demeyi çok istedi Atiye ama içinde kaldı. Hakan'ın içinden geçenlerse "Seni seviyorum, yanında olmak istiyorum. Senin için ölmeye bile hazırım ama beni kendinden uzaklaştırmana dayanamıyorum, yine bunu yapmandan korkuyorum"du. Sadece, "Hoşça kal," diyerek telefonu kapattılar. [s 136]
- Konuşmaktan yorulan Atiye bir süre sonra sustu, aklındaki sorulan sıraya sokmak ister gibi durdu, sonra hepsinden vazgeçip, "Bin tane Atiye klonlansa yine de yapamaz bunları," dedi. "Bin tane Atiye yapamaz evet," diyerek başını salladı Gezgin, "ama bir Kahin yapabilir. Sana yeni bir isim bulmanı önermiştim, hatırlıyor musun? Atiye'nin korkularından, duygularından, onun kimliğinden sıyrılman içindi bu öneri. O kabuk sana dar geliyor, bunun sıkıntısını yaşıyorsun. Sen Atiye iken Kahin olarak yeniden doğdun. Artık güçlü kanatlara sahipsin, özgürsün; istediğin yere, istediğin zaman gidebiliyorsun ve henüz bilmediğin, zaman içinde öğreneceğin birçok yeteneğin var." [s. 150]
Comments
Post a Comment