Song to Song..

Afişinde gördüğü ünlülere aldanarak izlenilmiş bir hayal kırıklığı daha karşımızda, resmen. Ama ben ne yapayım, eminin benim gibi pek çokları Ryan Gosling ve Michael Fassbender amcalar ile Natalie Portman yengeyi görseniz; filmin de büyük bir müzik festivalinde geçtiğini duysanız, amanin booo kesin çılgın bir film bizi bekliyor beklentisine girer, girmiştir de. Ancak ben esas hatayı, yönetmenin kim olduğunu hatırlamayarak yaptım korkarım! Zira Terrence Malick’in olduğunu gördüm de onun, 2011’in Brad Pitt’li filmin, The Tree of Life’ın (Hayat Ağacı) yönetmeni olduğunu hatırlayamamışım! Neden derseniz, bu film resmen onun farklı bir yapım ikizi olmuş! Eğer onu sevdiyseniz o zaman tamam, diyecek bir şeyim yok, izleyin anacım. Ancak yok onu benim gibi çok sıkılarak, ha bir şey oldu olacak diye bekleyerek izleyip eli bomboş kalanlardan olduğunuzu hatırlıyorsanız hiç buna bulaşmayın derim.
Zira bende filmin uyandırdığı tek his, yönetmen amcamızın (evet bak burada hakkını teslim etmem gerek) inanılmaz orijinal-farklı-güzel kamera çekimlerinin gerçekleştirilmesi için çekilmiş hissi oldu! Harbiden çok güzel, sanki üç boyutlu gibi hissi verdi, balık gözü gibi de olan, 360 derece kamera gibi de duran, kısacası çok farklı bir kamerayla çekildiği her halinden anlaşılan bir tekniğe sahipti. Görüntülerin güzelliği, ortamın her açıdan izlenebilmesini sağlaması, böylece de içine girmiş gibi hissettiren bir kurgu mevcuttu. Ancak bu kadar!
Konu, ilişkiler, bağlantılar, neyin ne olduğu, neden olduğu, nasıl olduğu ve aklımıza üşüşen onlarca soru manasızca havada kaldı. Kanımca konu yok ve verilen tek bir şey var, o da Hollywood yaşantısının, o orada üst ötesi bir zenginlikte yaşayan, aslında dolu gibi de duran tüm kişiliklerin, hayatların ne kadar boş, sığ olduğu. O muhteşem görsellikler içinde yaşadıkları boşluk hissi, içine düşüp çıkamadıkları manasızlık havuzu. Ve ben tüm bu konu yok, görüntü var hissini, dediğim gibi Hayat Ağacı filminde de yaşamıştım; bu da öyle çıkınca fazlasıyla fazla geldi.
Sonuç olarak radyo-tv’de okuyup kamera çekimi konusunda ilgili iseniz; bir de benden farklı olarak bu tip yapımları seviyor veya yönetmenin (ve tabii ki tarzının) hayranıysanız zevk alacaksınızdır ancak onun dışında kalanlara bi kere daha düşünün demeyi görev biliyorum!
Meraklısına: Kızımızın hırkalarına bayıldım, yalnız. Renkleri, kesimi ve deri pantolonla uyumu beni mahvetti. 

Comments