Nedensizce..sadece.. Frida... / Without any reason.. just.. Frida...

Neden bilmiyorum ama o döneme yeniden girdim sanıyorum. Gidip gidip Frida’yı düşünüyorum. Daha doğrusu olur olmaz anlarda, birden, farkına varmadan aklıma geliyor.
İlk kez onunla ve yaşamınla ismini verdiği film ile tanışmıştım. Bence hayatımın ilk 10 filmi arasına girebilecek güzellikte bir filmdi. Filmdeki kaza sahnesi, Frida’nn yatakla sergisine gelmesi ve daha birçok olay nedense beni çok etkilemişti. Frida’nın (bazılarının aksine!) ümidini hiç kaybetmeden bu kadar gayret etmesine rağmen zaman içerisinde fiziksel olarak kötüye gitmesi beni çok fazla üzmüştü. Neyse diyeceğim o ki, bu vesileyle dönüp yaşam hikâyesine bir daha baktım ve hazır bakmışken paylaşmak istedim, notlar hâlinde...
I don’t know why but lately I have entered a phase again I guess. In the middle of nowhere, all of a sudden I start to think of Frida.. Somehow she comes to my mind. I cant help myself.
I have known of her with the movie has her name. I have been affected that much with the accident scene, the scene which she had come to her exhibition opening with a bed and so many frames like those had had captured me a lot. And also (opposite to someone I know!) her strength to move on against all terrible things she lived and her physical condition which got worse and worse although she fought with it, had had made me feel so sad. Well, from the long to the short, i have gone through her life story again and this time wanted to share it with notes…
---
Magdalena Carmen Frida Kahlo Calderon adıyla 6 Temmuz 1907’de Meksika’da doğdu.

6 yaşında çocuk felci geçiren Kahlo'nun bu sebepten, bir bacağı diğerine göre daha inceydi. Sinirleri etkileyen çocuk felci nedeniyle hastalar solunum zorluğu nedeniyle hayatını kaybediyordu. Frida ise sağ bacağındaki incelme ile kurtulmuştu. Bu yüzden hep uzun etekler giyen Kahlo, kendisine "Tahta Bacak Frida" denmesine oldukça içerliyordu. Bu özrüyle başetmesini bilen Frida’nın 19 yaşında geçirdiği bir trafik kazası bütün hayatını değiştirdi.

17 Eylül 1925 tarihinde, erkek arkadaşı Alejandro Gomez Arias ile birlikte okuldan eve dönerken bindiği otobüsün tramvayla çarpışması sonucu çok kişinin öldüğü kazada, yolcuların tutunduğu kalın bir metal çubuk Kahlo'nun karnından vücuduna girmiş ve bel omurlarını zedeleyerek dışarı çıkmıştı. Gomez'in anlattıkları arasında, Frida'nın kan içindeki bedeni üzerine altınlar düştüğü ve insanların "La bailarina, la bailarina" diye şarkılar söylediği de vardır.

Yaşama şansı olmadığı düşünülen Frida'ya kaza sonrasında dikkat bile edilmemişti. Kazayla ilgili olarak Frida daha sonra şunları söyleyecekti:

Benim zamanımda otobüsler hiç de güvenilir değildi; henüz yeni kullanıma girmişlerdi ve pek rağbet görüyorlardı. Tramvaylar boşalmışlardı. Alejandro Gomez Arias'la otobüse bindim... Kısa bir zaman sonra otobüs ile Xochimilo hattının treni çarpıştı. Tuhaf bir çarpışmaydı bu; şiddetli değil, ağır ve yavaştı, herkesi sarstı. Beni daha da çok sarstı. Önce başka bir otobüse binmiştik. Ama küçük şemsiyemi unuttuğumu görünce, aramak için indik, beni harabe eden otobüse böylece bindik. Kaza bir kavşakta oldu... İnsanın çarpışmanın farkına vardığı, ağladığı doğru değil. Gözümden bir tek damla yaş akmadı ve demir çubuk, kılıcın boğayı delmesi gibi beni deldi geçti.

Ambulans gelip de Kızıl Haç hastanesine götürüldüğünde, omurgasının, bel bölgesinde üç noktadan kırıldığı, köprücük kemiği ile üçüncü ve dördüncü kaburgalarının da kırık olduğu ortaya çıktı. Frida'nın sağ bacağı on bir yerden kırılmış ve ezilmiş, sol omzu çıkmış, leğen kemiği de üç yerden kırılmıştı. Çelik çubuk karnının sol tarafından girip cinsel organından çıkmıştı ve doktorlar yaşayabileceğinden bile şüpheliydi. Onu parça parça bir araya getirmeleri gerekiyordu. Hastaneden tam bir ay sonra, 17 Ekim 1925'te taburcu edilen Frida'nın aylarca yatalak olabileceği düşünülüyordu. Çok büyük acılar çekmesine rağmen bunu yansıtmayan Frida'nın hayatı korseler, hastaneler ve doktorlar arasında geçiyordu. Omurgası ve sağ bacağında dinmeyen bir acı vardı. 32 kez ameliyat edilen Frida'nın, 1954’te çocuk felci nedeniyle sakat olan sağ bacağı kangren yüzünden kesilecekti. Fotoğrafçı olan babasının işleri ise gün geçtikçe kötüleşiyordu. Frida'nın bakım masraflarını karşılamakta zorluk çeken babası çareyi evin değerli eşyalarını satmakta bulmuştu. Sadece tutkuyla bağlı olduğu piyanosu ve kitapları kalmıştı ve bu dönemde bay Kahlo'nun sara krizleri de sıklaşmıştı.

Bir Pazar günü aile Frida'nın odasında toplanır. Tahtalar taşınır, alet çantası açılır. Frida'ya yeni bir karyola yapmaya karar vermişlerdir. O günün akşamı karyola bitirilir. Tıpkı kralların sütunlu karyolasına benzer. Annesi Matilde, sürpriz yaparak yatağın tavanına da bir ayna asar, Frida kendini seyredebilsin diye. Frida'nın ilk tepkisi dehşetlidir. Parçalanmış bedeni ve "kendisi" ile karşı karşıyadır artık. Bir süre sonra aynanın altında yatan bedenine, parçalanmış kimliğine daha az korkarak bakmaya ve aynadaki Frida'yı çizmeye başlar. Dayanılmaz şiddetteki ağrılarını duymamanın bir yoludur bu: "Aslında pek önem vermeksizin, resim yapmaya başladım" der sonraki yıllarda. İlk portresini ilk aşkı Alejandro'ya armağan eder. Oysa o, Alejandro için bir aşk olmaktan çoktan çıkmıştır.

1925 yılından başlayarak, Frida'nın hayatı, korkunç bir savaş ve omurgası ile sağ bacağında dinmeyen bir ağrıyla geçti. Ama çok acı çektiği halde, bunu göstermekten kaçındı. Hastayken bile sürekli gülümsüyordu. 5 Aralık 1925'te şunları söyler: "Başıma gelen en iyi şey acı çekmeye alışmaya başlamam."

Frida, ikide bir hastaneye yatarak, acılarını alkolle boğmaya çalışarak yaşadı. Geçirdiği ameliyat sayısı 30'u aşmıştı ve ‘‘dünya ameliyat rekoru bende’’ diyerek gülerdi. 1944'te yaptığı Kırık Omurga (ya da Kırık Sütun) tablosunda vücudundaki acı noktalarını iğnelerle anlatıyordu. Bel kemiği yerine de kırık bir Yunan sütunu çizmişti.
"Kırık Omurga" adlı tablosu.. / Her painting called "The Broken Column" - 1944..
Ressam Frida ölümüne yakın Mexico'da tek kişisel sergisini açtı. Sağlığı o kadar kötüydü ki, doktorlar açılışa katılmamasını tembihlediler. Davetliler galeriyi doldurduktan bir süre sonra sirenler çaldı. Bir ambulans kapıya yaklaştı. Frida Kahlo bir hastane yatağının üzerinde galeriye girdi. Yatak galerinin ortasına yerleştirildi. Frida yattığı yerden insanlarla şakalaşarak, şarkı söyleyerek, içki içerek herkesi etrafına topladı. Bu onun son parlayışıydı. Aynı yıl sağ bacağı dizinden kesildi.

Frida Kahlo, 13 Temmuz 1954’te, akciğer embolisi teşhisiyle son nefesini verdiğinde; arkasında bıraktığı son tablosu “Yaşasın Yaşam” isimli bir natürmorttu. Ancak akciğerlerindeki damarların tıkanması sonucu ölmüştür, ama günlüğündeki intihar düşünceleri, kendi hayatına son vermiş olabileceği düşüncesini de uyandırmaktadır. Öyle ki, günlüğüne yazdığı son cümle şöyleydi: "Çıkış yolunun güzel olacağını ve asla geri dönmeyeceğimi umarım."
Frida'nın son tablosu "Yaşasın Yaşam".. / Frida Kahlo's last painting "Live the Life"..
Son analizde Kahlo, hayatı boyunca acı çekmiştir ancak buna rağmen, hayranlık uyandıracak bir şekilde, başı hep dik kalmıştır.

İsminin orijinali “Frieda”dır ve bir Alman adı olan kelime “barış” anlamındaki “Friede/Frieden”dan gelmektedir. ). Frida 1935 yılında ismindeki ilk “e” harfini kaldırarak “Frida” hâline getirmiştir.

Frida ve ressam eşi Diego komünisttiler, ama Amerika ve Fransa'da jet sosyetenin yıldızları olmayı da başardılar. Frida 1939'da Paris'e gitti, Meksika'ya özgü, Aztek-İspanyol kökenli Tehuana kıyafetleriyle moda çevrelerini etkiledi. O yıl ünlü modacı Elsa Schiaparelli ‘‘Madame Rivera’’ elbisesini yarattı.

Frida'nın gümüş yüzüklerle dolu eli Ekim 1937 tarihli Vogue Dergisi'nin ABD’de sayısına kapak olmuştur. Fotoğraflar Nicolas Muray imzasını taşıyor.


Vogue kapağında resmi.. / The picture which was on the cover of Vogue magazine..
Ressamın 70 tablosundan 50’si bugün, büyük bir Kahlo fanatiği olan Madonna’nın koleksiyonunda bulunuyor.
gerçek Frida Kahlo ve "Frida" filmindeki Salma Hayek.. / real Frida Kahlo and Salma Hayek in the movie "Frida"..
Kahlo contracted polio at age six, which left her right leg thinner than the left, which Kahlo disguised by wearing long, colorful skirts. It has been conjectured that she also suffered from spina bifida, a congenital disease that could have affected both spinal and leg development.

On September 17, 1925, at about age 18, Frida Kahlo was riding the city bus with her boyfriend, Alejandro Gomez Arias, when the bus crashed and turned over in the road. Alejandro escaped serious injury but Kahlo suffered a broken spinal column, a broken collarbone, broken ribs, a broken pelvis, and 11 fractures in her right leg. In addition her right foot was dislocated and crushed, and her shoulder was out of joint. For a month, Frida was forced to stay flat on her back, encased in a plaster cast and enclosed in a boxlike structure.

Frida's enormous strength and will to live allowed her to survive and make a remarkable recovery. Writing at the time in 1927 to Alejandro, 'They're going to change my cast for the third time, this time to keep me immobilized without being able to walk for two or three months, until my spine knits together perfectly, and I don't know if afterwards they'll have to operate on me'when you come back you're really going to be in for a shock when you see how horrible I am with this apparatus. Afterward, I'm going to be a thousand times worse, so you can just imagine: after having been lying down for a month and another month with two different devices, and now two months flat on my back put in a coating of plaster, then six months again with a lighter apparatus so I can walk'Is that enough to drive a person crazy, or not?'

Although Frida's recovery was miraculous (she regained her ability to walk), she did have relapses of tremendous pain and fatigue all throughout her life, which caused her to be hospitalized for long periods of time, bedridden at times, and also caused her to undergo numerous operations. She once joked that she held the record for the most operations. Frida underwent about 30 in her lifetime. She turned to alcohol, drugs, and cigarettes to ease the pain of her physical suffering.

Frida only had one exhibition in Mexico and it was in the spring of 1953. Frida's health was very bad at this time and doctors told her not to attend. Minutes after guests were allowed into the gallery, sirens were heard outside. The crowd went crazy for outside there was an ambulance accompanied by a motorcycle escort. Frida Kahlo was being carried from it into her exhibition on a hospital stretcher! The photographers and reporters were shocked. She was placed in her bed in the middle of the gallery. The mob of people went to greet her. Frida told jokes, entertained the crowd, sang, and drank the whole evening. The exhibition was an amazing success.

During the same year as her exhibition, Frida had to have her right leg amputated below the knee due to a gangrene infection. This caused her to become deeply depressed and suicidal. On July 13, 1954, Frida died. No official autopsy was done but suicide was rumored. Her last words in her diary read "I hope the leaving is joyful and I hope never to return".

Frieda is a German name taken from the word for peace (Friede/Frieden). Frida dropped the "e" in her name around 1935.

Frida appeared in the October 1, 1937 edition of the U.S. version of Vogue.

Frida'nın günlüğünden bir sayfa.. / A page from Frida's personal diary..
Kaynakça / References:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Frida_Kahlo
http://www.biyografi.info/kisi/frida-kahlo
http://www.forumpaylas.net/genel-kultur/3587-ressam-frida-kahlo-nun-ilginc-ve-acili-hayati.html
http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=136965
http://en.wikipedia.org/wiki/Frida_Kahlo
http://www.fridakahlofans.com/voguecover.html
http://wunderbuzz.co.uk/wp-content/uploads/ba024b9c-7f13-4529-a86f-63267cd2a824.jpg
http://www.fantasyarts.net/kahlo.html
  

Comments