Dilhan Ege Eryurt..

Puduhepa’yı ilk elime aldığımda bebeğin yaratımındaki el işine hayran kalmıştım. Kumaşının dokusunun güzelliğinden renklerinin uyumuna, alnındaki yıldızdan ayakkabılarının kurdelasına, saçındaki mavi tutamdan giysinin çift taraflı şahaneliğine değin tüm detaylarını büyük bir keyifle ve hayranlıkla incelemiş, uzun uzun seyreylemiştim. Ve o günden beri de her gözüm üzerine dediğinde hayranlığım devam etti.

Ve şimdi Puduhepa’nın ikinci kız kardeşi Dilhan Ege Eryurt ismini taşıyan bebeği elime aldığımda bu hayranlığımın kat ve kat arttığını söylemek durumundayım. Öyle ki vakti zamanında ilk çıktığında birçok televizyon programında izlemiş, internet üzerinden de pek çok görselini görmüştüm ancak elime aldığımda ne kadar muhteşem olduğuna inanamadım. Tel kırma detaylarının güzelliği ve tülden olan pelerini, ilk bakışta hepimizi büyüleyen detaylardı ancak; saçının önündeki tutamın ayrımdan ona özgü taç bantına, deriden ayakkabılarının özgünlüğünden elbisesinin kesimine, ön ve arka taraf kumaşı arasındaki o nüans farkından kesimine değin her bir inceliğine gerçekten inanamadım.


Bir diğer ifadeyle, zaten parıltılı ipliklerden ve tülden bir kostüme sahip olmasıyla ilk bakışında benim için birkaç adım öne geçmişti zaten ancak elime aldığımda, Zeynep Tosun imzalı detaylarının bu kadar kusursuz işlenişi karşısında benim için bu ikinci bebek en az on adım öne geçti. Öylesine hayran kaldım, öylesine beğendim ki size ne kadar anlatsam az kalır. Ben böyle bir ince iş, böyle emek, böyle özen görmedim.

Gelelim muhteşem kitabında: Güneş’in yapısını araştıran ve onun 6. katmanının korona! olduğunu bulan bir astrofizikçinin yaşam öyküsüne denk gelmenin ne kadar etkileyici olabileceğini, tam da bu korona günlerinde, sanırım hepimiz rahatlıkla tahayyül edebiliriz. Öyle ki küçük bir açıklamasıyla korona katmanının tanımına da veren bu kitabı hem fiziksel olarak karantina günlerini yaşadığımız  böylesi günlerde okumak, hem de Güneş’in karanlık tarafının da sona ereceğini ve yeniden ışıldayacağını kendisine yaşam prensibi olarak belirleyen birinin hayatını, karanlıklarımızı da kucaklamaya niyet ettiğimiz günlerde okumak kendi adıma etkisini inanılmaz arttırdı.

Korona: güneşin parıltılı tacı. Sıcak plazmadan oluşan ve ancak tam Güneş Tutulması sırasında görebildiğimiz, Güneş’in çok sıcak atmosferi. Sıcaklığı 2 milyon °C.

Diğer taraftan ise böylesi başarılı bir hemcinsimin varlığını bugüne kadar duymamış olmaktan dolayı inanılmaz mahcup hissettiğimi itiraf etmeliyim. Herkesin adını ve neler başardığını ezbere bilmesi gereken bir yaşam süren Dilhan Hanım’a geçte olsa saygımı, hürmetimi, bütün katkısı için şükranlarımı sunmayı, sırf buradan bile olsa, yazarak iletmeyi bir borç bilirim.

O özetle, daha önceki iki Puduhepa bebeğinin kitaplarında olduğu gibi bu kitap da temelde, her ne kadar çocuklara özellikle kız çocuklarına ilham olmak için yazılmış olsa da, kendi adıma da büyük bir öğretiyi kalbime aldığımı söylemeliyim. Bu yüzden de böylesi muhteşem bir hayatı, böylesi güzel bir anlatımla bize sunan tüm ekibe kucak dolusu teşekkürlerimle selam olsun.

Meraklısına: Puduhepa'nın diğer kız kardeşi Gülriz Sururi için de tık tık..

Dediğim gibi sadece fiziksel yapısıyla ne kadar etkilendiysem Dilhan Ege Eryurt’un bebeğinden, hayatından ve dolayısıyla onun ne kadar parlak bir yıldız olduğundan da (sonuçta, bilgisayarın nasıl bir mefhum olsuğunu daha görmemişken, bir bilgisayar programını, hem de kendi okuduğu kitaplardan öğrendikleriyle yazan bir kadın…) bir o kadar, belki de kat be kat daha fazla etkilendim, feyz aldım. Dilerim aynı hissiyatı, onu okuyan ve onunla buluşan tüm kız çocukları da yaşar ve neşeyle hayata geçirir.

  • Güneş de senin gibi sabırsız olsaydı ne olurdu? Hep gündüz olsun, her istediğim şimdi olsun deseydi ne olurdu? O zaman ne dinlenecek, ne de güzel düşler görecek vaktimiz olurdu. Ama Güneş görünmese bile boş durmuyor ki. Bizler uyurken yol alıyor. Tüm dünyayı kat edip yarın sabah ışıl ışıl doğmak için çalışıyor. Öyle değil mi?
  • Aklımda hep annemin sözleri vardı Güneş gece görünmüyordu, her yer karanlık oluyordu Bilmeyen biri onu sonsuza dek yok olmuş sanabilirdi. Ama biz biliyorduk ki sabah ışıl ışıl parlayabilmek için Güneş gece boyunca yol alıyordu. Ben de tıpkı onun gibi yılmadan, görünmeden çalışmalarıma devam ettim. Bir gün benim zamanımın geleceğine, gün ışığına çıkacağıma hep inandım.
  • İşte bu mektupta Hasan Ali Yücel'in dediği gibi insanlığa ve milletime faydalı olmak için çalıştım hayatım boyunca ve işler zorlaştığında, sabırsızlık ve umutsuzluğa düştüğümde Güneş’in yolculuğunu hatırladım hep. Çünkü bazen yaptıklarımız, çabalarımız kimseye görünmez. Çok zaman alıyormuş, hiç bitmeyecekmiş gibi gelir bize de. Ama unutma ki gece ne kadar karanlık da olsa Güneş her sabah doğar yeniden.

Comments