Puduhepa..
Bazılarınız zaten onu hâlihazırda tanıyor, benim için de tanışmam geçtiğimiz senelerde olsa da kavuşmam bu yaz oldu :) ‘Kız kardeşi’miz Puduhepa’ya kavuşmama vesile olansa kız kardeşim olması da ayrı bir anlamlı oldu benim için.. Öyle ki aklıma geldiği kadarıyla ilk oyuncak bebeğimi de bilen üç kişiden birinin de kendisi olması apayrı kalp..
Evet muhtemelen ilk oynadığım bebek, pek çoğumuzun da olduğu gibi sarı saçlı ve kırmızı elbiseli plastik bir bebekti. Ona dair hatırladığım sadece iki şey var: biri alınsın diye çok dil döktüğüm ve alınır alınmaz da ilk işimin, acaba saçının altında ne var merakıyla saçlarını sökmek istemem ve sökmem :) (alın bir kazma konusu daha ;) ). İşin enteresan bir yanı da, hâlen bile her varlığa isim takma (yeğenlerimin oyuncakları ve sokaktaki kediler dahil :) ) huyum vardır, nedense o bebeğin ismi yoktu!, o sadece ‘sarı saçlı bebek’ti benim için :)
Ve şimdiki bebeğimin ise isim takmama hiç ihtiyacı yok, o sadece kendi adıyla değil, şanı ile de geldi. Öyle ki Puduhepa, “3000 yıl önce bizlerle aynı topraklarda yaşamış, tarihin ilk barış anlaşması Kadeş’e mührünü basmış bir kraliçe olarak güçlü bir kadın ve şahane bir rol model”.
Akademik olarak bir pencere açılacak olursa; M.Ö. 13. yüz yılda, Mısır ülkesi ile Hititler arasında eşitlik esasına dayanılarak Kadeş Savaşı’ndan 15 yıl sonra yapılan ve devletler hukuku alanında dünyanın ilk örneği olarak bilinen antlaşmada Hattuşili ile birlikte Puduhepa’nın mührünün yer alması oldukça dikkat çekicidir.
Arka yüzünde Puduhepa'ya ait mührün yer aldığı gümüş tabletin Türkçesi şöyledir:
"Ülkenin hâkimesi Arinna'nın Güneş Tanrıçası’nın mührü (ile) [tanrı]çanın hizmetkârı, ülkenin hâkimesi, Arinna'nın [Güneş Tanrıçası'nın rahibesi], Kizzuwatna ülkesinin kızı, Hatti ülkesinin Prensesi Puduhepa'nın mührü" (Sedat Alp ve Sedat Erkut; a.g.m.; s. 2).
Eşi Kral III. Hattuşili ile Mısır Firavunu II. Ramses’in aralarındaki yaptıkları bu antlaşma metnini birer gümüş tablet üzerine yazdırarak birbirlerine gönderdikleri, ancak, ne yazık ki bu iki gümüş tabletin her ikisinin de bulunamadığı belirtilmektedir. Mısır’dan Hattuşa’ya gönderilen gümüş tabletin Boğazköy’de bulunan kil tablet üzerindeki kopyası İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesinde sergilenmektedir. Bir kopyasının Birleşmiş Milletler New York binasının duvarında da asılı olması bu anlaşmanın ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Döneminin birçok siyasi belgesinde de, ilk defa bir Hitit kraliçesinin adının, bir antlaşmayı ihtiva eden tabletin üzerindeki mühürde belgelendiği kaydedilmektedir (Binnur Çelebi; a.g.e.; s. 69).
Hititler devrinde Anadolu üzerine çalışmalarıyla öne çıkan yazar Ahmet Ünal’dan alıntılandığı üzere, eğer sağlam iradeli kadınlar sadece Hurrilerden (ailesin geldiği Hitit bölgesi) çıkıyor olsaydı Puduhepa’nın kızlarının da aynı başarıyı göstermiş olmalarının gerektiği söylenmektedir. Oysa, iki kızının da dahil olduğu, Hurri-Mitanni sarayından Mısır’a gönderilen çok sayıda Hurrili prenses, asla annelerinin göstermiş olduğu etkinlikleri başaramamış oldukları, ömürlerini haremlik kafeslerin arkasında birer cariye olarak geçirdikleri belirtilmektedir. Bunun dışında, birçok prensesin aşık olarak ya da müstakbel eşleriyle bizzat tanışarak değil de para, altın ve ekonomik-politik çıkarlar karşılığında zorla evlendirildiklerini, ancak Puduhepa’nın eşi Hattuşili ile bizzat tanışarak, kendisi ve babasının da rızasıyla evlendiği ileri sürülmektedir (Binnur Çelebi; a.g.e.; ss. 60-61)
III.Hattuşili’nin karısı, muhteşem Puduhepa’nın krallığın idari, hukuki ve diplomatik faaliyetlerinde çoğu kez onun partneri olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte, saraydaki küçük Hitit prens ve prenseslerin yetiştirilmesi sorumluluğunu üstlenen Puduhepa, II.Ramses’le bir tutulan ve uluslararası saygınlığı olan bir şahsiyet olarak görülmektedir (Trevor Bryce; 2004). Öyle ki, özellikle Mısır ve Hitit hanedan mensuplarının politik nedenlere dayanan evlenmelerine veya evlenme projelerine ilişkin mektuplarda, Puduhepa'nın bağımsız mevkii ve rolü bulunmaktadır. Bu kraliçeye on beş kadar mektup yollandığı, bunlardan II. Ramses tarafından gönderilenin içeriği, kelimesi kelimesine kral lII. Hattuşili'ye ithaf edilenler ile aynı olduğu kaydedilmektedir. Bundan da Mısır kralının da kraliçeyi ‘Büyük Kral’a eşit tuttuğunun anlaşıldığı ifade edilmektedir. Ayrıca bunlardan birinde II. Ramses, Puduhepa'ya "kız kardeşim" diye hitap ederek Mısır ülkesinin refahından, kendi sağlık ve afiyetinden bahseder (Binnur Çelebi; a.g.e.; s. 72).
Dolayısıyla; diplomasi alanındaki sahip olduğu birikimi, yabancı ülke kral ve kraliçeleri ile mektuplaşmaları, anlaşmalara imza atması, dini metinleri toplatması, din ve kültürüyle ilgili mevcut tüm yazılı tabletleri kopya ettirerek özel bir arşiv-kütüphane kurdurması gibi işlevlerinden iyi bir eğitim aldığı ve zengin bir kültür birikimine sahip olduğu anlaşılan (Nazmiye Mutluay; 2004; s. 114’ten alıntılayan Binnur Çelebi; a.g.e.; s. 78) bir kraliçe olarak Puduhepa’nın, kendisine kardeşlik edecek diğer kadın kahramanların ilkinin de bizle tanışmasına çok az kalmış olan çok kıymetli bir sosyal sorumluluk projesinin ilk üyesi olarak karşımıza çıkması oldukça anlam yüklüdür.Öyle ki ‘Puduhepa ve Kız Kardeşleri’ tam adını taşıyan bu projenin çıkış noktası, Anadolu kadınlarının başarı hikâyelerinin, yeni yetişen kız çocuklarının hayallerine ilham olması ve güçlü bireyler, güçlü birer kadın olarak yetişmelerine destek olmak. Bu kapsamda da her birinin kendi hikâyesi olan süper kahraman kadınların bez bebeklerini bizlerle buluşturuyor ve geliri de TOÇEV aracılığıyla kız çocuklarının eğitimine burs olarak dönüyor. Diğer yandan da, Puduhepa’ların ve kız kardeşlerinin her biri el yapımı olduğu için onları diken, dokuyan kadınlar da proje kapsamında kendi gelirlerini kazanmış oluyor.
Bu noktada projenin altında yattığı belirtilen üç ana hedefin tam karşılığını da layıkıyla bulduğunu ifade etmek mümkün: 1- Kız çocuklarına ilham vermek. 2- Okuyan kızlara maddi destek sağlamak. 3- Kadınlara iş imkânı sunmak. Kısaca, güçlü kadınlarla güçlü bir toplum inşa etmek!
Ayrıca altın bir parantez daha açmak gerekiyor. Şöyle ki el yapımı Puduhepa’nın kıyafetlerinin (biri, üzerindeki çift taraflı elbise, diğeri ise kutusunda özenle bohçalanmış olan geceliği) Arzu Kaprol tasarımı olarak yer alıyor. Ayrıca alnında yıldız Swarovski taşıyla Puduhepa bebeğinin kutusunda; el yapımı, zarf şeklinde bir çanta (ki kendi adıma konuşmam gerekirse, zarf şekline bayılırım ve bu çanta da kullanışlı sapı-boyu-korunaklı dokusu ve cırt cırtlı kapağıyla benim için ideal bir kitap çantası ve de bilgisayar çantası olarak yaşamına devam etmeye başladı :) ), Demet Kılıç tarafından yazılıp çizilen ilham dolu bir hikâye kitabı (ki gerek öyküsünün -ağaç metaforunun böylesi güzel renklenerek detaylandırılması- kurgusu, gerekse çizimleriyle inanılmaz beğendim), kitap ayraçları, kartpostalları, etiketleri ve çatışma çözme beceri setiyle birlikte geliyor. Öyle ki kitap ayracı, kartpostal, etiket ve el işi seti bence inanılmaz destekleyici. Artık böyle artıları olmayan çıktıların, ilgili yaş grubunun çağcıl öğrenme becerileri noktasında elzem olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki öyküyü ve pek tabii kahramanımızı kendisinin kitaptan sonraki aktivitesel yaşantısı içine de dahil edebileceği, arkadaşlarıyla çapraz etkileşim içerisinde iletişim kurabileceği malzemeleri hâlihazırda edinebilmiş olması etkinin pekiştirilmesi açısından çok önemli ve dediğim gibi çok gerekli olduğu kanısındayım. Bu noktada da içeriklerin tümünün, TOÇEV’in gelişim psikoloğu Ceyda Demirbaşoğlu’ndan ve Çocuk Gelişim Uzmanı Leyla Ecem Yurtsever’den destek alınarak hazırlanmış olması büyük bir artı olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak Puduhepa ve Kız Kardeşleri’nin; gerçekten fark yaratarak, gerçek fayda sağlayarak her yaştaki kadına dokunan bir proje olması hedefinin benim nezdinde kocaman yıldızlı bir pek iyiye tekabül ettiğini gönül ferahlığıyla söyleyebilirim.
Meraklısına: Bir de şöyle bir not düşmek isterim ki, Barış Özcan’ın youtube kanalında yayınladığı (adresi ekledim) ve şu ana değin 320 bini aşkın görüntülenme sayısına ulaştığı “Bir Anadolu Süper Kahramanı: Puduhepa” isimli Puduhepa tanıtım videosunu izlemenizi öneririm. Çünkü hem kraliçemiz ;) hem de projesi 11 dakikada ancak böylesi şahane aktarılabilir.
Meraklısına 2: Puduhepa'nın diğer kız kardeşleri Dilhan Ege Eryurt ve Gülriz Sururi için de tık tık..
* Puduhepa, Kadeş Savaşı'nı takiben (M.Ö: 1273) ikiye bölünmüş olan Hitit Devleti'nin Orta Anadolu'da kalan kısmına prens, vali veya küçük kral olarak hükmeden III. Hattusili ile evlendikten sonra, hem kocasının, hem de onun yerine geçen üvey oğlu kral IV. Tuthaliya'nin saltanatları boyunca yaklaşık 40 yıl süreyle (1273-1233) Hakmis ve o zamanlar ‘Gümüşkent’ de denen Hattusa’da ana kraliçelik yapmış, Anadolu coğrafyası ve insanlarına tamamen yabancı bir kadındır. Ancak buna rağmen tarihte ilkler arasına girecek büyük işler başarmış bir kraliçe olarak, Eski Anadolu ve Yakındoğu'nun yetiştirdiği ender kadınlardan biri oldu (ArkeoKitap; a.g.m., s. 45).
Kaynakça:
- Binnur Çelebi; “Anadolu’da Hitit Sosyal Yaşamında Kadının Yeri ve Önemi”; Yüksek Lisans Tezi; Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı; Ankara; 2007.
- Sedat Alp ve Sedat Erkut; “Hitit Kralı III.Hattusili ile Kraliçe Puduhepa'nın Gümüş Tablet Üzerindeki Mühürleri”; Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi; Sayı:5; 2002: 1-6.
- Trevor Bryce; Life and Society in the Hittite World; Oxford University Press; 2004.
- ArkeoKitap; Aktüel Arkeoloji Dergisi; Mayıs 2015; s. 45.
- https://puduhepavekizkardesleri.com
Comments
Post a Comment