Nam-ı Diğer Grace / Margaret Atwood..
Adını ve namını, Damızlık Kızın Öyküsü aşkımın başladığı dönemde duymuş ve hemen listeme almıştım. Doğan Kitap, Damızlık ile birlikte imzalı versiyonunu satışa sununca hemen de almıştım. Ancak okumak daha yeni kısmet oldu. Başlangıcında çok kasvetli geldiğini hemen itiraf etmeliyim. Zindanlar, suçlu olup olmadığı bilinmeyen mahkumiyetler görünce, ‘Allah nasıl bitecek bu kitap, zaten darlanığım, içim daha da karacak şimdi’ diye dövündüğümü de söylemeliyim. Fakat sonrasında öyle bir ivme aldı ki ben bile şaşırdım. O 630 sayfa nasıl bitti anlamadım bile. Öyle güzel bir heyecan ve merakla bezendi ki çok beğendim.
Tabi o öykünün içine yerleştirdiği kadın-erkek statü kalıpları, ona dair eleştirel bakış, toplumsal roller, eşitsizlikler vd. sosyal eleştiriler o kadar yerli yerinde ve güzel ifade bulmuş ki. Sadece roman okumuyor toplumbilim kitabı da okuyor gibi buluveriyorsunuz kendinizi. E tabii Margaret yenge düz bir hikâye anlatmayacaktı bize di mi ama ;)
Hem o Damızlık’taki gibi dil ve çeviri sıkıntısı da yoktu. Hem çeviri çok iyiydi, hem yazarın diline hemen alışıverdim. Hadi sürprizi bozmayım, kitabın sonuna geldiğimde öyle bir şey öğrendim ki çok şaşırdım. Çok şoke etti. Belki siz duymuşsunuzdur okumadan ancak ben duymamıştım. O yüzden çok sürpriz oldu bana. Bir de en güzeli, tam sona yaklaşmıştım ki ne göreyim Netflix’te mini dizisi çıkmış! Hemi de yeni dizi! Hemi de Anna P. oynuyo! (True Blood kızımız.) Çok severim ve beğenirim kendisini. Ki zira oynadığı karaktere de cuk oturmuş bence. Helal casting’e ;)
Şimdi ben dizinin tadını çıkarmaya giderken size de kitabı severek oyuyacağınızı salık veriyorum ;)
Meraklısına: Kitapta çok güzel tanımlamalar-tasvirler, şiir vb. alıntılar ve arkeik öyküler var. Bunlardan birer tane de eklemek istedim ;) Umarım beğenirsiniz.. :*
Tabi o öykünün içine yerleştirdiği kadın-erkek statü kalıpları, ona dair eleştirel bakış, toplumsal roller, eşitsizlikler vd. sosyal eleştiriler o kadar yerli yerinde ve güzel ifade bulmuş ki. Sadece roman okumuyor toplumbilim kitabı da okuyor gibi buluveriyorsunuz kendinizi. E tabii Margaret yenge düz bir hikâye anlatmayacaktı bize di mi ama ;)
Hem o Damızlık’taki gibi dil ve çeviri sıkıntısı da yoktu. Hem çeviri çok iyiydi, hem yazarın diline hemen alışıverdim. Hadi sürprizi bozmayım, kitabın sonuna geldiğimde öyle bir şey öğrendim ki çok şaşırdım. Çok şoke etti. Belki siz duymuşsunuzdur okumadan ancak ben duymamıştım. O yüzden çok sürpriz oldu bana. Bir de en güzeli, tam sona yaklaşmıştım ki ne göreyim Netflix’te mini dizisi çıkmış! Hemi de yeni dizi! Hemi de Anna P. oynuyo! (True Blood kızımız.) Çok severim ve beğenirim kendisini. Ki zira oynadığı karaktere de cuk oturmuş bence. Helal casting’e ;)
Şimdi ben dizinin tadını çıkarmaya giderken size de kitabı severek oyuyacağınızı salık veriyorum ;)
Meraklısına: Kitapta çok güzel tanımlamalar-tasvirler, şiir vb. alıntılar ve arkeik öyküler var. Bunlardan birer tane de eklemek istedim ;) Umarım beğenirsiniz.. :*
Lydia yüzünden, onun hayran bakışları, onun cazibesi yüzünden. Çiçekli bir çalının içine düşmüş, debelenir gibi hissediyor kendini. [s. 262]* Tüm fotoğrafları, imleciniz resmin üzerindeyken sağ klikle yeni pencerede tek başına açarsanız, görseldeki yazıları çok daha büyük okuyabilirsiniz.
Comments
Post a Comment