Kuşlar Yasına Gider / Hasan Ali Toptaş..

Ve utanarak itiraf ediyorum ki, ilk Hasan Ali Toptaş kitabım oldu kendisi! Kızmak yok. Bilen biliyor beni. Neydim ne oldum, nirden nirelere geldim :)
Hemencecik de paylaşayım o zaman. Kitabı elime aldım, kapağı bir gördüm, ahan da dedim tam bir Nuri Bilge Ceylan karesi! Neyse, dedim ve geçtim, kitabı okumaya başladım. Karakterler belirdikçe, manzara netleştikçe ‘aa dedim öykü ve atmosfer de tam Nuri B.C.!’ Şaka mı derken, bir ara bir baktım ki zaten kapak resmini Nuri B.C. çekmiş ve öğrendim ki tabii ki de tarzını benzer gören ilk ben değilim :) Velhasıl Nuri Bey de nasıl bir kendine özgülük varsa bir kez daha helal dedim.
Hasan Ali Toptaş’a gelince :) ilk ve tek bir kitapla yorum yapmam pek doğru olmamakla birlikte çok yakın hissetmedim kendimi. Hoş ben Nuri Bey’i de ilk karşılaşmamızda yakın karşılamamıştım :) Ancak öykü boyunca ilettiği duygu, görsellik inanılmazdı. Nasıl bir gözlem gücü, nasıl bir aktarım yeteneği.. inanamadım. Tam bir yerli Anadolu öyküsü. Daha iyi ifade bulamazdı. Kelimelerin seçimi, cümlelerin vurgusu, yeri, karakterlerin fiziksel niteliklerinden duygusal hâllerine değin, hiç göze batırılmadan böylesi güzellikte çizimi gerçekten harikaydı. Gerçekten ‘gerçek’. O gerçekliği inanılmaz aktarıyor. Film izler gibi okuyorsunuz. E doğal olarak bunu verebilmek de inanılmaz bir meziyet. Tabii ki benim dememe lüzum yok. Halihazırda değeri mevcut. Bir tane de benden gelsin vesselam.
Peki sizce 2. Hasan Ali Toptaş kitabım hangisi olmalı? Ya da sizin favoriniz hangisi?
Tabii ki kitaba dair aklımda kalan notları sıralamazsam olmaz:

  • Siktiret, dedi birden; dava mava açma! Kazansa da kaybetse de fark etmez, her iki sonuç da rahatlatır onu. Çünkü hesap bu dünyada görülmüş olur. O sana söz verirken Allah orada değil miydi, ona ne şüphe, elbette oradaydı! Amacı her neyse, onu elde edebilmek için Allah’ı da aldattı yani o şahıs. Bu sebeple sen onu Allah’a havale et! En münasip zamanda, en isabetli silleyi Allah’tan başka kim vurabilir? [ss. 144-145]
  • Öyledir, dedi Zübeyir; bazı canlıları yara öldürmüyor, muhatapsız kalmak öldürüyor. [s. 167]

Comments