The Look of Silence..

Önce, böyle bir olayı bugüne, bu yaşıma değin bilmediğim için beni çok ama çok utandıran; sonra da o olayın vahşeti karşısında insanlığımdan utandım. Hem de ne utanma! Öyle böyle değil. Gözlerimi paso kapadım, elimi ağzımdan hiç çekemedim, bir karış açık ağızla hayretimin utançlığı içinde izledim. İnanamadım inanamadım bir daha inanamadım. Şoke oldum, dumur oldum.
Olayın, hem de böylesi yakın dönemde geçen bir olayın o akıl almaz kötülüğünü, gereği olmadığı için öyle bir sadelik içinde sunup böylesi bir vuruculuk yarattığı için yönetmeni delicesine alkışlıyorum. Zaten siz de sonrasında wiki'den bakarsanız Harvard'la başlayan eğitiminde ne burslar, ne ödüller, St. Martin ve Westminister yılları.. neler neler var. Ve bence sonuna değin de hak ediyor.
Zira onun sayesinde ve yine sinema sayesinde hiç bilmediğim bir dönem hakkında bilgim oldu. Yönetmenin bir önceki filmi de aynı dönemi işliyormuş ve geçen sene ödül döneminde de adını duyduğum ancak bulamadığım için o dönem izleyemediğim, sonra da geçip giden ve kalan filmi The Act of Killing de yeniden listeme girdi.
Propagandanın, yanlış yönlendirmenin, görev dürtüsünün!, ABD'nin nelere kadir olduğunun çok ama çok çarpıcı bir örneği olan bu dramın müthiş belgeselini şiddetle öneriyorum. İnsanların nasıl gülerek ve sıfır ötesi vicdan azabı duymaksızın neler yapabileceğini görün! İzleyin, izlettirin..