The Bridge of Spies..

Biraz fazla Amerikan propagandası olan ancak filmin iyi bir film olması nedeniyle fazla rahatsız etmeyen (ama rahatsızlık veren, sadece yoğun olmayan) bir gerçek yaşam hikayesi karşımızda.
Bu senenin Altın Küre listelerinde de olan ve şimdiden Oscar'ların güçlü rakiplerinden biri olarak görülen film, ikinci husus olarak ise fazlaaa uzun olması nedeniyle biraz rahatsız etti!
Çok fazla meraklandırmıyor ancak izlettiriyor, sonuna kadar sizi tutabiliyor. Fakat mesela genç bir Amerikalı öğrenci olayı var, büyük ihtimal gerçekte o kişi olduğu için konmak zorunda kalınmış ancak feci eğreti durmuş. Resmen konu olarak ortaya resmen atılmış. Çok muallakta kalmış. Şahsen ben ona karşı casus olma ihtimali üzerinde daha çok durdum, daha çok şüphelendim, bende daha çok şüphe uyandırdı, esas adamdan çok.
Esas adam demişken ya da yazmışken ( :) deermişim) onun ajan muhabbeti de çok havada kalmadı mı sizce de? Yani kabak gibi ajan olduğu gösteriliyor ancak bir Allah'ın kulu sorguda, hem de öyle soğuk bir dönemde hiçbir bilgi almaya çalışmıyor! Hayatta inandıramazlar! Vee bunu hukuk adına, kendilerinin üstün! olduğunu kanıtlamak adına yapacaklar! Peh peh peh..
Ancak ödül sezonun öne çıkan filmlerinden olduğu için nedeni başta olmak üzere, Tom amcanın da hayranlığına sahipseniz bi bakın derim ;)

Popular Posts