Kendini İyileştirme İşi Nasıl Yapılır ? / Nicole LePera..

Yazıma, öncelikle iki ana unsuru belirterek başlamak istiyorum: birincisi muhteşem bir kitap, kesinlikle okumanızı öneririm. İkincisi ise bu okumayı yavaş yavaş yapmanızı, uzun bir zamana yaymanızı ve sizi her anlamda vuracağını bilerek ilerlemenizi öneririm.

Her ne kadar yazar ikinci maddedeki uyarıyı kitabının sonunda yani vurucu olacağını kitabın sonunda benim gibi bir uyarı niteliğinde belirtmiş olsa da dilerdim ki bunu kitabın en başında yapmış olsun. Çünkü bunu gerçekten resmen yaşamış oldum ve o dönem anlam veremedim. Hem ruhsal durumumu, hem aile ilişkimi inanılmaz etkiledi. Dolayısıyla bir kez daha altını çizmek isterim ki; böyle bir etkisi olacağına dair uyarı ile kitaba başlansa çok daha iyi olurdu. 

Bu durumu bir yana itecek olursak, kendi adıma kitabı zaten duyar duymaz okuma listeme almıştım. Hemen akabinde Türkçesinin çıkacağını öğrenince de kendi dilimden okumayı tercih ettim ve beklemeye başladım. Ön siparişle anında Butik Yayıncılık’ın ulaştırması sonucunda o gün okumaya başlamış olsam da, geçtiğimiz yaz boyunca, konsantre olarak okuyamayacağım için, uzun bir süre kitaba ara vermiş bulundum. Ancak bu ara verme çok iyi oldu zira hem kitabın bölümleri ile ilgili olan her bir podcast yayınlanmış oldu, hem de araya kadar okuduğum yerleri çok iyi sindirmiş oldum. 

İlk okumasını yaptığım dönem, kitabın yazım dili çok sade ve akıcı olduğu için hızlı hızlı ilerlemiştim. Ve itiraf etmeliyim ki ödevleri de daha sonra yaparım diye düşündüm. Çünkü her bölümün sonunda ödev vardır diye düşünmemiştim. Ancak o hızlı hızlı okuma hâli; her bölümdeki birçok olayı ya da daha uygun bir ifadeyle, kitabın çok güzel anlattığı gibi, ‘her zaman büyük harfle olmak zorunda olmayan birtakım travmaları’ feci şekilde tetikledi ve duygusal patlamalara neden oldu benim için. Başta da dediğim gibi, ancaaaa kitabın sonunda bunu belirttiklerinden ötürü, bu durumumu bilmeden haldır huldur girişmiş ve gerçekten fazlasıyla sarsıcı bir şekilde tecrübe etmiş oldum. 

Kitabı ikinci elime alışımda ise bu sefer bölüm bölüm gitmeye karar verdim ki bu inanılmaz iyi oldu. Çünkü her bölümü güzelce bitirdikten sonra onunla ilgili podcast’i dinlemek (aslında benim için bu izlemek olarak gerçekleşti çünkü İngilizce olduğu için, daha iyi kafamda oturtmak adına, Spotify‘dan dinlemek yerine YouTube üzerinden, altyazı seçeneğiyle birlikte izlemiş oldum); ilgili bölümü iyice sindirmemi ve pekiştirmemi büyük oranda arttırdı. 

Diğer yandan, bölüm sonu alıştırmalarını yapmak da ayrı bir tetikleyici olarak işlerlik gösterdi, en azından kendi adıma. Hatta bölümü bitirdikten sonra, hemen ödev çalışmayı yapabilme piskolojisinde bulamadım kendimi. Birkaç gün geçtikten sonra, bazen de ödevi yapmayı bile yine birkaç güne yayarak o bölümünün alıştırmalarını tamamlayabildim. 

Ancak bu arada altını çizmeliyim ki, kesinlikle her bölüm sonrası tüm alıştırmaların yapılmasında çok çok büyük fayda var. Siz de pek yapmayı tercih etmeyengillerdenseniz, lütfen en azından bu kitap için, bir şans vermenizi şiddetle öneririm. 

Sonuç itibari ile kitabın sonuna geldiğimde, gerçekten yazarın da dediği gibi, neyi ne kadar yapabildiğimi çok iyi görebildim. Ve elimde, yine onların deyimiyle, kocaman bir toolbox yani alet edevat kutusu olmuş oldu. O yüzden de, kitapta belirtilen durumlardan birini yaşadığım bir an olduğunda; eğer aklıma gelmiyorsa hemen kitabı açıp bakıyor ve bir şekilde söylenen önerilerden birini uygulamaya koymaya gayret ediyorum. Bu açıdan aslında kutunun kendisi bu kitap oldu ve her an elimin altında tutmaya başladım. 

Bundan da anlaşılacağı üzere kitapta; duygu dengemizi kurma adına yapılabilecekler için ortaya konan öneriler, çok güzel bir şekilde kategorileştirilerek ve maddeleştirilerek bize sunulmuş durumda. Öyle ki, hem kitabın Türkçe’ye kazandırılmasına yardımcı olan, hem de yazarın Instagram hesabının Türkçe versiyonunu bize çok büyük bir emek ve zaman katarak sunan çevirmen hanımın, kitap ilk yayınlandığında ifade ettiği bir cümle vardı. Hiç unutmuyorum şöyle demişti: paylaşımlarla öğrendiğimiz bilgileri çok güzel bir çerçevede bize sunan ve yerli yerine yerleştiren bir kitap niteliğinde Kendini İyileştirme İşi Nasıl Yapılır?. Ve gerçekten de kendi adıma kesinlikle öyle bir kitap oldu. 

Bunun üzerinden artık bu kitabı arkama alarak yeni paylaşımlara baktığımda, neyi nereye koyabileceğimi çok rahat görebiliyorum ve bu benim anlamlandırmamı çok daha fazla kolaylaştırıyor. Zaten bu aralar neden bilmiyorum her şeyi bir kafamda diziyorum, düzenliyorum, Başak stelyumluğum tuttu adeta :) O yüzden de inanılmaz faydalı ve okumasaydım çok büyük eksikliğini hissedeceğim bir kitap olarak yer aldı ve alıyor. 

Kendi adıma yine şunu itiraf etmem doğru olur ki, sanırım yanlış hatırlamıyorsam, bir psikoloğun yazdığı psikoloji üzerine olan okuduğum ilk kitap bu oldu. Bunun da nedeni bence, aynı Nicole’ün belirttiği gibi, sadece psikoloji bakış açısıyla yazılmamış olması. Yani hem ruhsal, hem enerjisel olan bir anlatımla insanı değerlendirerek kaleme aldığı için, görür görmez kendi adıma ilk şansı ona tanıdım. 

Dolayısıyla siz de ilgileniyorsanız, tabii ki yazımın burasına kadar okuduysanız anlayacağınız üzere :) şiddetle tavsiye ediyorum. Ve tabii ki kitaptakileri iyice hayatıma uyguladıktan sonra, yazarın bir ikincisini daha yazmasını şimdiden diliyorum.

  • Kendi duygularının ağırlığı altında ezilen ve rahatsız bir ebeveyn çocuğunu sıkıntılı gördüğü zaman "Amma hassassın!" diyebilir, Ana amacı sevgi almak olan çocuk, bunu alabilmeye devam etmek için hassasiyet olarak algıladığı yönlerini bastıracak veya gizleyecektir. Bu davranış devam eder ve bir kalıba dönüşürse çocuk kimliğinin kabul görmediği çekirdek inancına bağlı olarak sertleşir" ya da özgün benliğinden koptuğu, onu yok saydığı sahte bir benlik göstermeye başlar. [s. 145]
  • Başkalarıyla tam olarak bağlantı kurmadan önce kendi duygusal, fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarımı anlamam gerekiyordu ve hayatımda ilk kez onları karşılamak için çalışıyordum: Bu acılı bir süreçti; deri değiştirmeye benziyordu; daha önce hiç olmadığın bir şekilde kendinin farkında olmayı gerektiriyordu. Kendini görmen, anlaman -başkalarından alamadığın sevgiyi kendine verebilmek için-, kendini sevmen gerekiyordu. [s. 237]
  • Duygusal olgunluk tüm duygularımızı kabul etmeyi sağlar; buna itiraf etmekten pek hoşlanmadığımız daha çirkin duygularımız da dahildir. Duygusal olgunluğun temel özelliği, başkalarının kendilerini ifade edebilmeleri için kendi duygularımızın farkında olmak ve onları düzenlemektir. Daha basit ifadeyle, yapmakta olduğumuz tüm çalışmanın merkezinde olan duygularımızın tümüne kontrolümüzü kaybetmeden tolerans gösterebilme becerisidir. [s. 256]
  • Bu çalışma özetle şudur: seçim yapabilme yeteneğimizi güçlendirmek, bedenimize nasıl davranacağımızı, ilişkilerimizde nasıl biri olacağımızı, gerçekliğimizi nasıl yaratacağımızı ve geleceğimizi nasıl zihnimizde canlandıracağımızı seçebiliriz. Hangi yolu seçerseniz seçin onu bilinçli olarak seçtiğiniz ve süreçte kendinize güvendiğiniz sürece, sonuç ne olursa olsun hazır olacaksınız. Yol haritaları, yönler, gurular, bilgeler yok. Sizi düzeltecek kontrol listeleri veya iyileştirecek sihirli haplar yok.
  • Ben kendi dünyamın güçlü bir yaratıcısıyım; enerjim ve düşüncelerim çevremdeki dünyamı şekillendiriyor. Evet, benim kontrolümün dışında olan şeyler var, ama dünyayı deneyimleme şeklimiz üzerinde gücümüz var. Kendimize nasıl baktığımızda değiştirebiliriz. Çevremizi yorumlama ve sevdiklerimizle ilişki kurma şeklimizi değiştirebiliriz. Benliğimizle bağlantı biçimimizi değiştirebiliriz ve bunu yaparak evrenle bağlantı şeklimizi de değiştirmiş oluruz. (.....) Hiçbirimiz geleceği göremeyiz. Sezgilerimiz var, kendimize güvenimiz var; mümkün olan en iyi seçimi yapmadan bize yardım edecek duygularımız -bilgilerimiz- var. İyileşmek budur: ne olursa olsun sürekli olmayan geçici hayatımızda gerçekten yaşamak için seçimler geliştirmek ve kullandığımız araçlara güvenmek. [ss. 290-291]
  • HOLISTİK PSİKOLOJİ: Kişinin tüm parçalarına (zihin, beden ve ruh) hitap eden pratik bir şifa bulma felsefesi; evrendeki birbirine bağlantılılığı kabul eder; semptomların nedenlerini bastırmaktansa keşfetmeye cesaretlendirir. [s. 297]



Comments