Düşler Kulesi / Jamil Nasır..

Çok ama çoook enteresan, garip, fazlasıyla fütüristik bir ütopya ya da sanırım disütopya hikayesi var karşınızda.
Kitabı vakti zamanında reklamcılık dersimde duymuştum, sonrasında çokça da adını övgülerle hocalarımızdan işitmiştim. Ancak yüksek lisans dönemimde almama rağmen bir türlü okuyamamıştım. Kısmet bugüneymiş diyim :)
Okuması biraz zor, içine girmesi biraz zorlayan ancak garip bir şekilde içine girince yine garip (ama harbiden garip) bir merak uyandıran, meraklandıran ve girdap gibi (aynı hikayenin kendisi gibi!) sizi içine çekiyor, sonuna değin sürüklüyor. Fakat bitirince (belki de bana öyle olmuştur, onu bilemiyorum, emin olamam) güzeldi-çirkindi, beğendim-beğenmedim diye bir duygu yaratmıyor! Sadece 'bitti' oluyor!, tabiri caize sizi mal gibi bırakıyor, öyle kala kalıyorsunuz!
Yok ben öyle kitaplara gelemem diyorsanız karar sizin, ancak çok farklı, olabilitesi olmayacak kadar inanılmaz olmayan! (burası da çok acı, orası ayrı) bir gelecek, hatta yakın gelecek hikayesi okumak isterseniz, hem de Ortadoğu'da geçen! bir okuyun derim.
Zaten ütopya severseniz, hele ki kara ütopya hayranı iseniz, reklamcılık bölümünde, hatta iletişim fakültesinde iseniz de kesinlikle okumalısınız derim.
Sonuç da çok kült bir eser ve yazarın biyografisini okursanız da hayran kalmamak elde değil. O açıdan da dikkate değer bir kitap, orası da ayrı.