Mreydi Çarşısı / Kassem Hawal..
[ENG is below]
- @bewaterbookcafe X @fundasakaoglu bibliyoterapi atölyesi Ekim 2025 kitabı.
- Muhtemelen Irak edebiyatından okuduğum ilk kitap oldu.
- Dolayısıyla bana feci şekilde Persepolis filmini hatırlattı.
- Ve tabii onu izlediğimde yaşadığım endişe ve böğrüne oturma duygularını bunu okurken de yaşadım.
- Ve fakat buna rağmen o masalsı anlatımı,
- nokta atışı tespitleriyle kendi adıma çok büyüleyici bulduğum bir eserdi.
- Bir ülkede yaşananlar üzerinden her biri ayrı analiz edilse pek çok konuya değinmesi ile birlikte;
- sanatın hayatımızdaki yerini böyle net ve etkileyici anlatması, bir sanat izleyicisi olarak tam da gerçekten kalbimden geçenleri doğalıyla vermesi çok güzeldi.
Meraklısına: Ve tabii ki toplantıda sevgili Funda hocanın anlattığı muhteşem notlardan bazı alıntılar:
- Epik nitelikte bir eser.
- Epic demek kuşaklara anlatılan öğreti demek.
- Okuma önerisi: Gılgamış destanı
- Kitap, Gılgamış Destanı’nın bir yansıması.
- Bu destan Irak halklarının ait olduğu Mezopotamya‘yı hatırlatıyor.
- Kadim bir birlik fikrini yüceltiyor (bugünkü Irak)
- Bugünkü Irak için tamamlanmamış bir kolektif bellek peşinde.
- Orta Doğu dinamiğinde destanlar, batının dinamiğininde ise felsefe var.
- Yani Orta Doğu’da dinamik anlatılarla şekilleniyor. O yüzden zihniyet olarak bu çözülmeli öncelikle.
- Kültürel bellek, şehirlerin sürekliliğini sağlanır.
- İzleme önerisi: fetih dizisi
- Gılgamış, bir mit değil, devam eden bir anlatı.
- Destandakien Enkidu karakteri, Irak halkının medeniyet altında yabancılaştırmasının sembolü.
- Kitabın sonunda kızın dans etmesi->umut var demek.
- Kadın toplumlarda hafızanın anlatıldığı yer = Çarşılar
-kolektif bilincin var olduğu,
-her şeyin iç içe geçtiği
-hafıza mekanları,
-bilgi alışverişinin olduğu yerler
-kaotik ancak birleştirici yerler
* aynı zamanda da gölge arketipi simgeler.
-labirent gibi içine girenin kendisini değiştiren mekanlar
-sadece yerlilerinin her yerini bildiği
-cehennem gibi, bastırılmış şeylerin olduğu alt kısımlar.
-çarşılarda zaman lineer değildir.
—çarşıdakiler kuşaktan kuşağa bilgi aktarabildiği için hayatta kalır; dezavantajlılar da olsa.
- Enigma ~ maze -> zeki isen bir çıkış bulursun mazede
“Tecrübeler... Kadının vücudunun ve bileşenlerini; platolarını ve süslemelerinin değerini ve anlamını fark edene kadar kadınların yaşadığı deneyimler. Kadınlar yalnızca kırklı yaşlarında ideolojiye uygun olmadıklarını fark ederler örneğin. Yani güzel kadınlar."
Kültür sadece yaratıcılık değil, aynı zamanda davranış biçimidir. Kültür, yaratıcılık ve davranış biçimi arasındaki uyumluluk ve bütünleşmedir. Mükemmellik ise burada gizlidir. Sana diyebilirim ki kültür son bulmadı, sadece ortadan kayboldu. Kültür hiçbir zaman yok olmaz.
Üslup, din, namaz, inanç ve geleneklerin hepsi toprakta filizlenir, vatanda sulanır, aynı toprak ve vatanda büyür ve gelişir. Bizler ise güneşi tanımayan bir bitki getirdik. Karların, karanlıkların ve dünyanın gri renginden getirdiğimiz bitkiyi sıcak ve nemli bir toprağa ekip Fırat ve Dicle sularıyla suladık, öldü. Ölümü kaçınılmazdı. Bahçelerimize ve hurma ormanlarımıza hayatı daha renkli ve canlı kılacak yeni bir çiçek katacağımızı düşündük. Bu bitki tohumlarının içinde yaşadığımız topraklarda yetişen tohumlardan farklı olduğunu anlayamadık Mreydi. Biz bunu bilmiyorduk. Onun için bu çiçek hemencecik soldu ve öldü. Çok geçmeden yeşerdiği topraklarda, kendi topraklarında öldü. Bana öyle geliyor ki hayata bile yabancı bir çiçekti.
Ben Mreydi'yi istediği ve arzuladığı bir mutluluğa doğru sürüyorum. Tıpkı engelli olan ve ayağa kalkmayı başaramayan bir halkın ayakları üzerinde durmasına yardımcı olmak gibi bir mutluluğa sürüyorum.
Horozun uyandırmadığı ülkeler, bu topraklardan değildir. Horozun ötüşü olmadan şafağın tadı tuzu yoktur. Horozun ötüşü güzel doğunun güzel sabahının nimetidir. O hayatın rengi ve sesidir.
Uyuyanları uyandırırken horozu, rengarenk tüyleri, zarif tacı, gururu ve heybetiyle bir canlı olarak hayal ederdi. Uyanın, bugün için de hayatın akısı başladı.
***
[in ENG]
The Souk of Mreydi / Kassem Hawal..
* no English translation
- @bewaterbookcafe X @fundasakaoglu bibliotherapy workshop October 2025 book.
- This was probably the first book I’ve ever read from Iraqi literature.
- Because of that, it strongly reminded me of the film Persepolis.
- And, of course, just like when I first watched that movie, I felt that same tightness in my chest that uneasy weight on the heart while reading this one too.
- Yet despite that, with its almost fairytale like narration and its perfectly sharp insights, it turned out to be a work I found truly captivating.
- While it touches on countless themes that could each be analyzed on their own through the lens of what happens in a single country,
- what struck me most was how clearly and powerfully it portrayed the place of art in our lives expressing, so naturally, exactly what I’ve always felt deep in my heart as an art observer.



Comments
Post a Comment