Napoleon..
- Kesinlikle sinemada seyredin.
- Joaquin Phoenix adam resmen Napolyon olmuş. Bir sekansı bile sektirmeden her birinde resmen onu yaşamış. Öyle bir rolün içine girmiş ki resmen adeta Napolyon’un kendisini izliyorsunuz.
- Böyle bir müzik kullanımı yok. Hatırlarsanız geçtiğimiz günlerde bir film için bariz bir şekilde müzik eksikliği var demiştim. Bu da herhalde bugüne kadar izlediğim filmler arasında müziğin böylesi etkileyici olduğu ve şahane kullanıldığı en iyi film oldu. Özellikle tabii ki o savaş sahnelerinde görselliği öyle büyük bir noktaya taşıyacak şekilde taçlandırılmış ki size anlatamam.
- Ve utanarak söylüyorum ki bugüne kadar Napolyon’un biyografisine hiç göz atmadım. Ancak bu film İle bunu feci şekilde istedim ve listeme aldım. Zira yine de bölük pörçük Napolyon bilgisiyle kafamda deli saçması bir anlamda psikopat bir adam izlenimi oluşmuş. Ve bu film ile hepsi yerle bir oldu. Her ne kadar zekasını savaş alanında kullansa da adamın bence kabul etmemiz gereken çok iyi bir stratejik zekası var. Dolayısıyla doğal olarak dahilikle delilik arasındaki o ince çizgide dalgalanan bir hayata sahip olması bence çok normal. O açıdan bir şahsiyet olarak Napolyon’a hayranlıkla yaklaşmama sağladı bu film. [Tabii tarihi gerçeklik filmde ne kadar doğru, orasını henüz bilmiyorum.]
- Son olarak tekrar ediyorum kesinlikle sinemada izleyin. Tam bir görsel şölen var çünkü karşınızda. En çok hayıflandığım sıkıştırılmış bir ekranda izlemek oldu açıkçası.
- Bu arada Oscar’ı verdim gitti bile diyebilirim yani o kadar sevdim.
- Tabii benim dönem filmi aşkımın tüm yorumuma etkisini de dikkat alın :) O sofralar, mekânlar, kumaşlar, avizeler, kadehler beni mahvetti pek tabii :)
Comments
Post a Comment