Alice Harikalar Diyarında / Lewis Caroll..
Hatırlayanlar olacaktır dört sene kadar falan önce çok tatlı bir yeni baskısı sürpriz olarak geldiğinde Alice’i paylaşmıştım. O zamandan bu zamana şimdi Be Water kafe bibliyoterapi kulübümüzde Şubat ayının kitabı olarak kendisini yeniden okudum.
Ancak yeniden ayrı bir yazı olarak kitabı ele almamın sebebi ise moderatörümüz tarafından, aklıma hayalime gelmeyecek şekilde kitaba dair yepyeni bilgileri edinmiş olmam. Kaldı ki geçen dört sene zarfında okuduğum kitaplar ve edindiğim bilgiler dışında, kendim de toplantı öncesinde daha önce hiç düşünmediğim çıkarsamalarda bulundum kitaba dair. İlk okuduğumda hiç fark etmediğim detayları bu okumamda görmek ve anlamlandırmak oldukça şaşırtıcı oldu.
Mesela zaman spirali, bipolarlık, kendine şefkatsizlik, öfke, kendiyle kavgası, mantarın halüsinatiflik ilgisi, balık uşak’ın kollektif bilinç atfı, bahçenin bilinçaltını imlemesi, ‘buradaki herkes deli’ ve ‘delirmeden önce’ gibi ifadelerle zihinsel durumun tahlili!, kral kraliçe / eril dişil sembolizmi, kaplumbağa ile denizin altı atıfları, mahkeme kurulması – yargı, ‘anlamı yok’ ve ‘anlam aramamıza gerek yok’ ifadeleriyle yine yazarın haletiruhiyeti! aklıma ilk gelenler.
- Neyse daha fazla lafı uzatmadan, alabildiğim notları kısa kısa maddeler hâlinde buradan aktarmak istiyorum;
- Kitabın Viktorya Dönemi’nde yazılması ve o dönemde iki temel değişikliğin yapılması: (1) İlki evlilik yasası ile fahişelik ve piçlik kavramlarının ortaya çıkması; (2) İkincisi ise Sanayi Devrimi ile birlikte fabrikaların kurulması.
- Kraliçe Victoria’nın yine ilgili yasayla ‘yuvayı dişi kuş yapar, kocasına sahip çıkar’ düsturunu ortaya çıkarması ve bunu baskıyla kabul ettirmesi üzerinden temel olarak ilerlemesi.
- O dönem burjuva yükselişe geçtiği için aile kavramının ve bekaretin onlar için ön plana çıkması.
- Para vererek istediğini yapma durumunun ortaya çıkması.
- Eğitim vd ile toplumu biçimlendirme çabasına girilmesi.
- Sanatta da ahlaki bir yöne kayılması.
- Sanatın siyasi bir eleştiri hâline gelmesi.
- Cinselliğin tabulaştırılması.
- İngilizlerin geleneklerine çok bağlı bir millet olması durumu. (Fransızlar da kadının her daim özgür olması gibi)
- Dine, cemaate (cemiyete değil) yaslanmış bir milliyetçiliğin söz konusu olması.
- Sömürgeciliğe başlamadan önce değerlerin oluşturulma çabasının, tüm bu gelenekçilik temelinde yaratılmaya başlanması.
- Victoria’nın beyaz gelinliği ile birlikte beyaz dantel ve benzeri kumaşların üretimine geçilmesi. Ki bunun o dönemde üretimi çok zor olduğu için ‘çok güçlü bir ülkeyiz’ imajı verilme amacı güdülmesi. Ayrıca beyazlığı ile ‘kocasına ait kadın’ imajı yaratılması. Böylece de yeni bir kadın prototipi sunulması.
- Diğer taraftan kitapta soyuttan somuta geçişin de kapsanması durumu söz konusudur ki; bu, aslında 6 yaşa kadarki takribi algı durumunun oluşmasına tekabül eder.
- Tavşan, halk ve uşağı temsil eder.
- Ziraat yani Sanayi Devri her şeyi hızlandırmıştır. Bu bağlamda ‘ne kadar hızlıysan o kadar varsındır’.
- ‘Sisteme karşıysan delisindir’ der ve bu kitapta, kedi üzerinden simgelenir. Ki kedi diğer taraftan yol göstericidir. Ancak aynı zamanda Şapkacı da, Tırtıl da yol gösterici olarak kitapta simgelenir. Tabi bunlar ilk anlamlar olarak yer alır.
- Kitapta genel olarak hep bir karşıtlık vardır: kral kraliçe ve siyah beyaz, iskambil kartları gibi.
- Kitap, edebi açıdan sürrealisttir.
- Aynı zamanda nihilist bir protestodur.
- Kitapta iç gerçekliği çıkartmak adına dış gerçeklik parçalanır. Artık gerçek diye bir şey yoktur nitekim.
- Sanayi Devrimi öncesinde Batı dünyasında afyon bulunmamakta idi. Yani Batı’nın bu döneme kadar onunla bir teması yoktu.
- Yazar ne yazık ki pedofildir.
- Yıkıcılık, dil oyunlarında da kendini gösterir.
- Kitaptaki büyüme ve küçülme edimi fallik bir anlamdadır.
- Aslında Alice’in değil, yazarın harikalar diyarıdır söz konusu olan.
Comments
Post a Comment