Günler Aylar Yıllar / Yan Lianke..
Kitapla ilgili gerçekten ne diyeceğimi tam kestiremiyorum. Öyle ki, BeWater Cafe Kitap Kulübü kapsamında geçen ay okuduğumuz kitap (Yüklerin En Değerlisi) gibi bu da oldukça ince olmasına rağmen, konusu itibari ile oldukça ağır idi.
Bir kere bazı konularda hassas bünyeye sahipsiniz yani (nasıl tüyo vermeden anlatabileceksem :)) bazı şeyleri duymak midenizi bulandırıyor ve sizi acayip rahatsız ediyorsa, bu kitabın öyle bir etkisinin olma olasılığının varlığını belirtmek isterim.
Bununla birlikte, kitabı sanırım en iyi tasvir edebilecek ifade Çin’in Robinson Crusoe öyküsü ya da Castaway filminin Çin versiyonu gibi bir ifade olabilir (yazarı Çinli olduğu için). Dolayısıyla açıkça tahmin edeceğiniz üzere tam bir yaşam mücadelesi, hayatta kalma savaşı söz konusu, eser kapsamında. Hatta bazen öyle noktalara varıyor ki bu mücadele, gerçekten olası mı diye sorasınız geliyor.
Bu bağlamda öncelikle, her ne kadar midemi gerçek anlamda bulandırmasa da bazı unsurların, çok fazla tekrar edilmesinin de etkisiyle bana fazla geldiğini ve de artık rahatsız eder bir hâl aldığını itiraf etmeliyim. Bu da öyküden keyif almamı engelledi kanısındayım.
Diğer yandan yazar, özellikle tasvirleriyle öne çıkan bir nitelikte bir yazar olsa da ve şahsen kendim de tasvirlerden, hele ki yaratıcı olanlarından (uzun dahi olsa) hoşlanan biri olsam da öyküdekilerin çok zorlama hissettirdiğini ve anlatamadığım konusu itibariyle de etkilenmemi mümkün kılmadığını söylemem uygun olur. (Zira o kısımlarda çoğu zaman anlatılan mefhumları bir an önce geçme hissiyatı duydum :( )
Sonuç itibariyle siz bence beni anladınız. Pek bana hitap etmedi, lafın kısası. Ancak farklı kültürlerden kitaplara ilgi duyuyorsanız ve tek başına ’survivor’ süreçlerini seviyorsanız okuyabilirsiniz. Hem de en iyi çeviri ödülü almış bir kalem vesilesiyle kendi dilimizde.
Tabii bizim gibi çok mu çok keyifli bir kitap kulübü kapsamında ve moderatör eşliğinde, eserdeki sembolik anlatımları bir de dönemin Çin hükümeti, toplumsal yapıları ve yaşadıkları dönüşümler açısından ele alarak irdelemeyi tercih edebilirsiniz. Zira öyle bir oluşum içinde de değerlendirme, başka bir tecrübe yarattığı için daha zengin bir katkı sağlayabilir kanaatindeyim, aynı bizde olduğu gibi.
Meraklısına: Tabii Çin edebiyatı söz konusu diye Çin tıbbından mütevelli çi enerjisini görmek, her halde kitabın en sürprizli detayıydı :)
İhtiyar bu hüzünlü sesle ayağının altından çıkan toprak rengindeki yalnızlığının sesini dinlerken kalbindeki boşluğun bu kurak dünyadan çok daha uçsuz bucaksız olduğunu hissetti. [s. 53]
Bulutun gölgesinin gelmesini bir kütük gibi bekledi, bulutun gölgesi siyah bir ipek gibi üzerinden geçerken, bacaklarını hiç ses çıkarmadan birbiri ardına iyice esnetti, bacaklarındaki ve vücudunun üst kısmındaki qi* kanallarının göz açıp kapayana dek birleştiğini ve yaşam enerjisinin bacaklarıyla dizlerine doğru aktığını duyumsadı.
* ‘Çi’ diye okunur. Yaşam enerjisi, nefes, hava gibi anlamlara gelir. -ç.n. [s. 63]
Comments
Post a Comment